| Konu: | Bazı Kanunlarda ve 399 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 101 |
| Tarih: | 17.06.2020 |
CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; 217 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 5'inci maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım.
Değerli arkadaşlar, bu madde neyi düzenlemekte, önce onu sizlere izah etmek istiyorum. Bu maddeyle, 5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun'a geçici bir madde eklenilmeye çalışılmakta. Burada ne istenilmekte değerli arkadaşlar? Bakın, önce kamulaştırma hukukuyla ilgili kısa bir bilgilendirme yapmak zorundayım. Kamulaştırma hukukunda, bir idare bir taşınmazla ilgili kamulaştırma kararı aldığında taşınmazın sahibine bir tebligat gönderir, der ki vatandaşa: "Bu kamulaştırma işlemine karşı otuz günlük yasal süre içerisinde idare mahkemesine kamulaştırma işleminin iptali için dava aç." ya da "Dava açma, bekle." Vatandaş, idare mahkemesine dava açar ve davayı açarken de yürütmeyi durdurma talep eder. İdare mahkemesi, açılan bu dava sonrasında yürütmeyi durdurma kararı verirse işlem durur ve taşınmazın idare adına tesciliyle ilgili açılacak olan dava ve bedel tespiti davası yürütmeyi durdurma nedeniyle bekletici mesele sayılır ve işlem, olduğu yerde durur. Bu aşamada sorun yok. Ancak yürütmeyi durdurma kararı verilmezse asliye hukuk mahkemesinde görülmekte olan tapu iptal ve tescil davası ile bedel tespiti davası devam eder. Bu bedel davası devam etti, yargılama safahatı tamamlandı, bilirkişi raporları ortaya çıktı ve mahkeme, tapu iptal tescil ve tespit edilen bedelin vatandaşa ödenmesine karar verdi ve tapu, taşınmaz idare adına tescil edildi. Aradan uzun yıllar geçti, iki sene, üç sene; idare mahkemesine açılan ama yürütmeyi durdurma kararı verilmeyen o davada kamulaştırma işleminin iptaline dair karar verildi. İşte şimdi, her ne kadar özel bir düzenleme olsa da bu madde bu aşamayı düzenlemekte değerli arkadaşlar. Burada diyor ki, idare mahkemesi kararıyla kamulaştırma işlemi esastan iptal edilmişse tapunun sahibi olan, taşınmazın sahibi olan kişiye diyor ki bu düzenleme: "İdareye karşı dava aç." E vatandaş, haksız yere taşınmazı elinden alındığı için zaten idari yargıda bunu iptal ettirmiş, şimdi genel mahkemede dava açacak ama kişiye diyor ki bu düzenleme: "Sen bu davayı açarken, daha önce kamulaştırma aşamasında aldığın parayı peşin yatır." Değerli arkadaşlar, aradan iki sene geçmiş, üç sene geçmiş, vatandaş aldığı parayı harcamış, elde parası yok. Veya açılmış bir dava var, şu an devam eden bir dava var, devam eden davada da "On beş gün içerisinde parayı yatır." hükmü getirilmekte.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bakın, vatandaşımızın elinden taşınmazı alınmış; belki bu taşınmaz ortada yok, belki bu taşınmaz zarar gördü, bedelinde eksilme var veya tersi, bedelinde birtakım tadilat, tamirat çalışmalarıyla değerinde artışlar var. Şimdi, burada yapılması gereken konu, öncelikle açılacak olan davada bedelin yatırılması dava şartı olmaktan çıkarılmalı, dava açılmalı, yargılama safahatı sürecinde biraz önce belirttiğim gibi taşınmazın kamulaştırma anındaki değeri ile bugünkü değeri arasında bir değer farkı var mı yok mu, bunlar karşılaştırılmalı, bilirkişi raporu alınmalı ve bunun üzerine belirlenecek olan rakam kişiye süre verilip yatırılmalı. Aksi hâlde, değerli arkadaşlar, kişinin dava açabilme hürriyeti elinden alınmış olur. Bu düzenleme Anayasa'ya aykırı bir düzenlemedir. Çünkü siz, bedeli dava şartı olarak koyarsanız vatandaşın dava açabilme imkânını elinden alırsınız. Ben, vatandaşın kamulaştırma bedeli olarak aldığı parayı ödemesin deme durumunda değilim. Tabii ki idare bu parasını alacak.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.
CAVİT ARI (Devamla) - Ancak dava şartı yaparsanız vatandaşın hakkını arama imkânını elinden almış olursunuz. O nedenle yargılama safahatı sürecinde belirlenecek olan rakamın karar aşamasında yatırılması istenilmeli, vatandaş parasını o aşamada yatırmalı ve karar öyle çıkmalı. Değerli arkadaşlar, aksi hâlde, dava şartı olarak siz bunu koyarsanız ortaya Anayasa'ya aykırı düzenleme yapmış olursunuz ve Anayasa'nın 35'inci maddesindeki mülkiyet hakkının ihlali, 36'ncı maddesindeki hak arama hürriyetinin ihlali sonucu doğar. Bu düzenleme özel bir maddeye ilişkin olsa da doğar olmasa da doğar değerli arkadaşlar. Bu düzenlemeyi dava şartı olmaktan çıkarıp karar aşamasında ödenecek hâle getirmeniz gerektiğini bir kez daha ifade ediyorum.
Teşekkür ediyorum değerli arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar)