GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda ve 399 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:101
Tarih:17.06.2020

SERVET ÜNSAL (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekili kardeşlerim; bu kürsüde, bu Parlamentoda son iki yıl içinde FETÖ olayı o kadar çok tartışıldı ama şu an herkesin kafası karışık gibi, bana öyle geliyor.

Bir ülkede çok önemli iki olgu vardır: Biri adalettir, biri liyakattir; bunlar o ülkeyi ya kalkındırır ya da batırır. Aklı öldürürseniz, ahlak ölür; aklı ve ahlakı öldürürseniz, millet bölünür; kadıyı satın aldığınız gün, adalet ölür; adalet öldüğü gün de devlet ölür arkadaşlar. Evet, şu devletin ölümüyle tepemizdeki çatı hepimizin üzerine çöker, altında kalırız.

Evet, arkadaşlar, yargıda uzun süre görev alan bir arkadaşınız olarak bütün bu olaylara, yakın tarihimizle ilgili gerçeklere ışık tutacağım, sizi tarihî bir yolculuğa çıkaracağım. Evet, ben konuşurken tarihin de canlı tanığı olacaksınız. Yıl 1999 arkadaşlar, Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcısı Nuh Mete Yüksel bir FETÖ iddianamesi hazırlar. Evet, orijinali bu. FETÖ, orada evrensel ve küresel ifadeler kullanmaya başlar, dinler arası diyalog, evrensel insan hakları gibi küreselleşme konseptine uygun bir söylem geliştirir. FETÖ terör örgütü, kurulduğundan beri her zaman iktidarın ve güçlünün yanında yer almıştır arkadaşlar.

2002 yılı; genel seçimlerde iktidar olan AK PARTİ Hükûmetine FETÖ'nün çok çok yakın olduğunu, görüntü verdiğini buradan söylemek istiyorum. Arkadaşlar, tabii, bu süreçte ordu, Emniyet, HSYK, Danıştay, Yargıtay ve TÜBİTAK gibi kritik, stratejik yerlerde kadrolaşma hareketi zirveye ulaştı. FETÖ'nün 1970'lerde attığı tohum 1980'lerde Kenan Evren döneminde filizlendi ve hızla yeşerdi, 1990'larda dal budak saldı, 2000'li yıllarda altın vuruş yapacak hâle geldi. Savcı Nuh Mete Yüksel FETÖ'ye, laik devlet yapısını değiştirerek dinî kurallara dayalı bir devlet düzeni kurmak amacıyla örgüt kurmak suçundan kamu davası açtı. Arkadaşlar, örgüt bu dönemde ekonomik anlamda hızlı büyüdü. Tansu Çiller'in kurdelesini kestiği bir Bank Asya olayı var. Tansu Çiller, Sayın Abdullah Gül, Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Fetullah Gülen bu kurdeleyi kesen arkadaşlardı.

Arkadaşlar,15/03/1999'da Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral FETÖ Devlet Yapılanması ve Amaçları Raporu'nu hazırlar, emniyet istihbarat şubesine gönderir, gönderirken FETÖ'ye bu bilgi sızar, FETÖ 21/03/1999' da Amerika'ya kaçar arkadaşlar. FETÖ, yıllar sonra, 2000'li yıllarda kendisine hazırlanan bu komplodan haberdar olduğunu söyler. Bu ara -hatırlıyorum, hepiniz de hatırlarsınız- İlhan Cihaner bu dönemde kumpasla tutuklanır, Nuh Mete Yüksel'e bir kaset operasyonu yapılır; bunun üzerine Savcı Salim Demirci bu olaya bakar.

2003 yılında, AK PARTİ'nin ilk dönemidir arkadaşlar, çok önemlidir çünkü AK PARTİ tarafından bu dönemde Terörle Mücadele Kanunu'nda bir değişiklik yapılır, terör tanımı değiştirilir, FETÖ silahlı terör örgütü olmaktan çıkartılır. Kim tarafından? O dönemki iktidar, AKP tarafından. Tüm bu gelişmelere rağmen Savcı Salim Demirci'nin itirazları iddianameyi ve Gülen davasını başlatır; Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılama başlar, hâkim Orhan Karadeniz'dir arkadaşlar. 2006 yılında yargılama biter, Terörle Mücadele Yasası'nın "terör tanımı" 11. Ağır Ceza Mahkemesinde Fetullah Gülen beraat eder. Savcı Demirci, beraat kararını temyiz eder, Yargıtay'a gider. Gerekçe olarak savcı: "Gülen'in savunmasının olmadığını, bunun usul ve yasalara aykırı olduğunu, Emniyetten gelen son raporun da bir önceki raporla çeliştiğini." söyleyerek temyiz eder. Bunun üzerine Savcı Salim Demirci birden bire yasal olmayan bir dinlemeye takılır. Dinleme, tabii, Nuh Mete Yüksel'e yapılan olay gibi FETÖ tarafından yapılmıştır. Dava Yargıtaya gelir, 9. Ceza Dairesindeki görüşmelerde -Yargıtay 9. Ceza Dairesi Başkanı FETÖ davasından tutuklanan hâkim Ekrem Ertuğrul'dur arkadaşlar- FETÖ burada beraat eder. İlginçtir ki, bu dairede FETÖ dosyasının tetkik hâkimi, daha sonra Yargıtay üyesi seçilir; bu da FETÖ'den tutuklanır, ismi Ahmet Toker'dir.

Evet, arkadaşlar, Yargıtay, 11. Ağır Ceza Mahkemesinin kararını onayınca Başsavcı Abdurrahman Yalçınkaya bu olaya itiraz eder, dosya tekrar Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gider.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SERVET ÜNSAL (Devamla) - Bitiriyorum Başkanım.

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

SERVET ÜNSAL (Devamla) - Buralarda hâkimlere o dönemde yapılan tehdit ve tekliflerle Ceza Genel Kurulunda 17'ye 6 onanır. İlginçtir, o dönem, FETÖ'nün aklanmasına oy veren 3 yüksek yargıç, bugün 6. Ceza Daire Başkanı Erkan Öztürk, 7. Ceza Dairesi Başkanı Mehmet Mutlu ve yeni emekli olan Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit'tir. Yani özetlersek, FETÖ terör örgütü lideri Fetullah Gülen mahkûm olacakken bu terör tanımı yasasından kurtarmıştır.

Bugüne gelindiğinde, liyakat ve hukukun yok olduğunu görüyoruz arkadaşlar. Yargıya baktığımda, yargının otuz yıllık bir doktoru olarak, yargının Hakyol, Menzil ve Pelikan gibi yapılara teslim olduğunu görüyoruz. Ayrıca kendini saklayan bütün FETÖ'cülerin -sayılarını da verebilirim- Hakyol, Menzil ve Pelikana kanalize olduklarını görüyoruz.

Son olarak, AK PARTİ Medya ve Tanıtım Başkan Yardımcısı Emre Cemil'in yaptığı itiraflar bir kere daha doğruları ortaya koymuştur. AK PARTİ yetkilisi olan Emre açıkça ne demiştir: "Biz asla kandırılmadık, aksine onları kullandık. FETÖ'yle birlikte kol kola girip ortaklık ettik."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SERVET ÜNSAL (Devamla) - Açık yürekliliğinden dolayı Emre'ye de teşekkür ediyorum.

Şimdi, vicdanlarınıza sesleniyorum: Kim FETÖ'cü? (CHP sıralarından alkışlar)