| Konu: | Bazı Kanunlarda ve 399 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 101 |
| Tarih: | 17.06.2020 |
DİLŞAT CANBAZ KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün pandemiyi konuştuk, ekonomik krizi konuştuk, işsizliği konuştuk ama kadın cephesinden bir iki kelam edelim istiyoruz, bir iki cümle edelim istiyoruz çünkü kadına dair birçok şeyi konuşmadık diyoruz.
Evet, ülkemizde adil olmayan bir ekonomik bölüşüm mevcuttur. Her yıl zenginliklerine zenginlik katan az sayıda milyonere karşı milyonlarca insan açlık sınırı altında yaşama tutunmaya çalışmaktadır. Banka hesabında 1 milyon TL üzeri para bulunan kişilerin toplam sayısı 2019 sonunda 225.440'a yükseldi. 2018'e göre milyoner sayısı 45.314 kişi arttı. Aynı döneme ait bir başka rapora göre ise 16 milyon kişinin yoksul, 18 milyon kişinin ise yoksulluk riski ile karşı karşıya olduğu belirtilmektedir.
Coronavirüs sürecinde en büyük bedeli, yine her kriz döneminde olduğu gibi emeğiyle çalışan emekçiler ödemektedir. AKP iktidarı tarafından açıklanan ekonomik paketlerin tamamı öncelik olarak patronları korumayı hedeflemektedir. Milyonlarca işçinin, emekçinin oldukça zor olan yaşam koşulları coronavirüs süresince her geçen gün daha çok ağırlaşmıştır. İktidar, TÜİK marifetiyle saklama girişimlerinde bulunsa da şimdiden on binlerce emekçinin işsiz kaldığı, binlerce esnafın iflas ettiği saklanamayacak kadar gerçek ve yakıcıdır maalesef.
Türkiye'de erkek nüfusunun yüzde 72,7'si iş gücüne katılabilirken kadın nüfusunun yalnızca yüzde 34,2'si iş gücüne katılmaktadır. Kadınlar iş gücüne dâhil olsa bile istihdamda yeterince yer almamaktadır. İş gücü içerisindeki her 10 kadından yalnızca 3'ü istihdama katılabilmektedir.
Coronavirüs salgını süresince, kadın hakları ve kadın emeği konusunda birçok hak ihlaliyle yine karşı karşıyayız. Bunlardan birkaçı: Kadına yönelik cinayetler, kadına yönelik şiddet, maalesef çok fazla artmakta.
Yaşanan ekonomik ve sağlık krizinin en ağır yükünü yine kadınlar çekmektedir. Sokağa çıkma sınırlamasının bulunduğu ve kısmen devam ettiği bugünlerde kadına yönelik şiddette büyük bir artış yaşanmaktadır. Türkiye'de 28 kentte 1.873 kadınla yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre, karantina sürecinde kadına yönelik şiddetin yüzde 27,8 arttığı görülmektedir.
Emeği en çok değersizleştirilen kadınların, coronavirüs sürecinde ilk olarak işten çıkarılanlar arasında olduğu açıktır. Salgın sürecinde özellikle hizmet sektöründe çalışan birçok kadın emekçi işsiz kalmıştır. Berber, kuaför ve güzellik salonlarında çalışanların sayısı ortalama 504 bin kişidir. Özellikle, kuaför ve güzellik salonlarında kadınlar yoğun olarak çalışmaktadır.
Güzellik salonlarının virüs nedeniyle kapalı olmasından dolayı birçok kadın ya işsiz kalmış ya da büyük oranda gelir kaybı yaşamıştır. Gündelik olarak ev işlerinde kayıtsız çalışan yaklaşık 1 milyon kadının tamamına yakını işsiz kalmış durumdadır. Çalışan az sayıda kadın enfekte olma riskiyle karşı karşıyadır. Virüs nedeniyle evde esnek çalışmak zorunda kalan kadınların ise iş yükü daha fazla artırılmış durumdadır. Ev işleriyle de ilgilenmek zorunda kalan kadınlar evde aynı zamanda, bazen hem mesleki işlerini hem ev işlerini yapmakta hem çocuklarına bakmak zorunda kalmaktadır hem de pandemi süreciyle birlikte sınırlanmak zorunda kalan sosyal ve kültürel yaşamlarını evde çalışmayla neredeyse ortadan kaldırmak durumundadırlar. Bunların birçoğu; sadece güzellik salonunda değil, markette çalışan kadınlar, AVM'lerde çalışan kadınlar yani birçok kadın bu sürece maalesef maruz kalmak zorunda.
Evet, iki gündür burada konuşmalarımızda HDP Grubu olarak bir dert, meram anlatıyoruz, bir şeylerimizi dile getiriyoruz. Yani neydi bizim bu dönem aldığımız kararlar, HDP'nin almış olduğu kararlar? Antidemokratik ve hukuk dışı uygulamalar; ırkçılığın, faşizmin, despotluğun yani nefret dilinin, kutuplaştırma dilinin, kutuplaştırıcı söylemlerin derinleştiği bu süreçlerde, partimiz tarafından, HDP olarak darbeye karşı demokrasi yürüyüşü başlattık.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
DİLŞAT CANBAZ KAYA (Devamla) - Başkanım, toparlıyorum.
BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.
DİLŞAT CANBAZ KAYA (Devamla) - Evet, bu yürüyüş sadece, coğrafyamızda emek, demokrasi, adalet ve özgürlük mücadelesi veren tüm kesimlerin talebiydi yani sadece, tek başına HDP'nin talepleri değildi. Ülkede demokrasi sorunu yaşayan herkesin talebi için yürüyüşümüzü gerçekleştiriyoruz. Yani biraz önce söylediğim gibi, işsiz kadınlar adına yürüyoruz; gençler için, çocuklar için, doğayı talan edenlere karşı, işsizler için, işçiler için, cezaevlerindeki siyasi tutsaklar için yürüyoruz ve bulunduğumuz her yerde adalet, demokrasi, özgürlük, eşitlik, barış demeye devam edeceğiz. Buradan da herkesi bu yürüyüşe, bu kesime katılmaya davet ediyoruz.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)