GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda ve 399 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:102
Tarih:18.06.2020

KEMAL PEKÖZ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz kanun teklifinin 12'nci maddesi üzerine grubum adına söz almış bulunmaktayım.

12'nci madde, elektronik haberleşme hizmetleri ve finansla ilgili çeşitli hizmetlerdeki abonelik sözleşmelerinin elektronik olarak uzaktan da yapılabilmesi veya feshedilebilmesiyle ilgili maddelerden birisi. Teklifte, Bankacılık Kanunu'nda yer alan bankaların faaliyet konularına ilişkin bankalar ve müşteriler arasındaki sözleşmelerin şekli düzenleniyor. Bankacılık Kanunu, Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu, Elektronik Haberleşme Kanunu, Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu, Sermaye Piyasası Kanunu'nda ve Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun'da değişiklik yapılarak sözleşmelerin elektronik ortamda akdi ve feshi mümkün kılınıyor.

Ülkemizde finansal ve elektronik okuryazarlığın ne seviyede olduğunun etkili bir analizi yapılmadan böylesi bir kanun değişikliğine gitmenin uzun vadede çeşitli mağduriyetler yaratacağını düşünüyoruz ve bu maddenin kanun teklifinden çıkarılmasını istiyoruz. Bilhassa finansal konulardaki anlaşma ve fesihlerde önem arz eden yüz yüzelik ilkesinin ikinci plana atılmasını öngören bu değişiklikler kötüye kullanımlar dolayısıyla dolandırıcılık vakalarının artmasına sebep olacaktır diye endişe ediyoruz.

Bu madde hakkındaki görüşlerimi aktardıktan sonra biraz da 15 Hazirandan beri darbelere karşı yaptığımız demokrasi yürüyüşümüzden söz etmek istiyorum. "Niçin demokrasi yürüyüşü yapıyorsunuz?" diye sık sık soruluyor, arkadaşlarımız defalarca anlattı ama bir kez daha anlatmak gerekiyor anladığım kadarıyla.

Birincisi, emekçilerin kapitalist sömürüye karşı mücadelesine destek olmak için yürüyoruz, kadınların daha fazla öldürülmemesi için yürüyoruz, geleceği birkaç saatlik sınavlara sıkıştırılan gençler için yürüyoruz, ana dilinde eşit eğitim alamayan çocuklar için yürüyoruz, savaşın sebep olduğu kayıplar yüzünden gözünün yaşı dinmeyen analar için yürüyoruz, ekolojik katliamlara karşı direnenler için yürüyoruz, dereleri ve yaylaları gözü dönmüş müteahhitlerce tarumar edilen yoksul köylüler için yürüyoruz, zorla yerlerinden, yurtlarında edilen mülteciler için yürüyoruz, iş cinayetlerinde hayatını kaybeden işçiler için yürüyoruz, düşünceleri yüzünden cezaevinde olanlar için yürüyoruz, gazetecilik yaptıkları için cezaevine atılanlar için yürüyoruz, adil yargılanma talebiyle ölüm orucunda olanlar için yürüyoruz, inanç, din ve mezhep özgürlüğünün güvenceye kavuşturulması amacıyla mücadele edenler için yürüyoruz, demokratik bir anayasa için yürüyoruz, demokratik bir Türkiye için yürüyoruz... Tüm bu saydığım nedenlerle, programımız demokratik, ekolojik, cinsiyet eşitlikçi ve kadın özgürlükçü bir programdır, bu nedenle yürüyoruz. Yeni bir yaşam mümkün, çalışarak çabalayarak kuşaklar boyunca hepsi kendi eserimiz ve ortak mülkümüz olan büyük imkânlar biriktirdik. Bu zenginliğin bir avuç haraminin elinde yoksulluğumuzun kaynağı olmasına son verebiliriz hep birlikte. Eşit ve özgür bireylerin ve hür toplulukların ortaklığı üzerinde yükselen yeni bir toplumsal doku yaratabiliriz. Çağrımız tüm Türkiye halkalarına ve tüm ezilenleredir. Batıdan doğuya, güneyden kuzeye savaşa karşı barışı savunanlara, yoksulluğa karşı hakça paylaşımı savunanlaradır çağrımız. Çağrımız, hep birlikte demokrasi için, hep birlikte adalet için, hep birlikte barış için, hep birlikte özgürlük için, hep birlikte iş ve aş içindir.

Değerli arkadaşlar, bu kürsüye gelen arkadaşlar anma yaparken genellikle tek taraflı davranıyorlar; biz, öyle yapmıyoruz. Biz, Necmettin Öğretmenin katlinden dolayı duyduğumuz acı kadar, aynı zamanda Yüksekova'da 6 çocuğunun yanında, onların gözlerinin önünde katledilen bir diğer Necmettin için de aynı acıyı duyuyoruz. Sizlerin de acıları ayrıştırmak değil, acıları ortaklaştırmak için bir çaba sarf etmenizi bekliyoruz; Türkiye'yi ancak böyle huzura kavuşturabiliriz, geleceğimizi ancak bunun üzerinde kurabiliriz. Sizin öldürüleniniz, benim öldürülenim, şunun yapılanı, bunun yapılanı dememiz hâlinde ise maalesef ayrım daha da derinleşir, birlikte yaşama irademiz daha fazla sakatlanmış olur.

Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)