| Konu: | Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 104 |
| Tarih: | 24.06.2020 |
ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Mevcut kanun teklifiyle ilgili Komisyon aşamasında şunu ifade ettik Komisyon üyesi arkadaşlarımızla birlikte: Bu teklifin özelinde, şu madde çok kötüdür, aman geçmesin, çok büyük yanlışlıklar doğurur gibi bir yaklaşım içerisine girmedik. 66 maddenin, birkaç tanesi hariç, çoğuna katıldığımızı da ifade ettik. Ama bir gerçek var ki ortada, bütün bunlar, yargı reformunun, o yargıda açıklanan Strateji Belgesi'nin devamında, "Yargıda reform yapılacak." diye gelen -paketler hâlinde, birinci, ikinci- üçüncü yargı paketi; bu üçüncüsü.
Burada bir reform yok yani bir yenileşme yok, eskiyi düzeltme yok; Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda bazı aksayan yönlerin, ağırlıklı olarak da lojistik olarak tarif edilecek kısımların giderilmesi var.
Bizim Cumhuriyet Halk Partisi olarak itiraz ettiğimiz maddelerden biri 2'nci madde. Birazdan maddelere geldiğimizde onu da konuşacağız.
Şimdi, biliyorsunuz, Ceza Muhakemesi Kanunu'nda yargılama aşamasında bazen duruşmaların gizli yapılması ihtiyaçtır. Mesela, çocuğun üstün yararı gereği duruşmaları gizli yapabilirsiniz. Ama hukuk davalarında böyle bir ihtiyaç pek yoktur. Üstüne üstlük, bu gelen teklifte de, mevcut düzenleme daha da genişletilerek, ilgililerin herhangi birinin başvurusu üzerine hâkimin duruşmayla ilgili gizlilik kararı verebilmesi hükme bağlanıyor.
Değerli arkadaşlar, bir hukuk davasında nasıl olur, nasıl bir gizlilik oluşabilir? Bakın, biz gerçek anlamda bir hukuk devleti olsak burada farklı ihtimalleri konuşabiliriz ama bu ülkenin 2'nci partisinin Genel Başkanı, benim Genel Başkanım, sadece Mecliste yaptığı, salı günü grup toplantısında yaptığı konuşmalar nedeniyle milyonlarca lira tazminata mahkûm oldu ve bunları daha yargılamanın ilk aşaması bittiğinde, kesinleşmeden tahsil etme yönüne gitti mahkemeler. Yani Yargıtayda, daha sonraki safahatta bunlar elbette geri dönüyor, döndükleri oluyor ama bir de siz, buradaki maddi, manevi tazminat davalarının gizli yürütüldüğünü düşünün. Şimdi, Genel Başkanımız Man Adaları'na ilişkin bilgi açıkladı, tazminat davasının konusu oldu. Ya vatandaşımızın bilmesi gerekmez mi kim haklı, kim haksız? İşte siyasi çekişmenin olduğu nokta, keyfiyete dayalı düzenlenebilecek maddeler.
Şimdi, Ergenekon, Balyoz başta olmak üzere kumpas davalarında izlenen temel bir metot vardı, FETÖ'cülerin izlediği metot: Bir doğru bilginin üzerine öyle bir manipülasyon inşa ediliyordu ki artık orada yargılanan insanların, o doğruları anlatıp da gerçeğin gün yüzüne çıkması bir iki seneyi alıyordu, birkaç sene yatıyorlardı. Şimdi FETÖ gitti, FETÖ'nün yerine gelenler başka bir metot uyguluyor. Burada da olanın yanına ilaveler yapılıyor ve "Yeter ki insanlar tutuklu kalsın, mağduriyet yaşasın, biz kendi kinimizi, intikamımızı alalım." deniyor.
Ben, bugün yargılanan Barışların dosyasını satır satır okudum. Bakın, birincisi, tartışmalı bir konu. Nedir o? MİT mensuplarının kimliğinin deşifre edilip edilmemesi. 2014 yılında yapılan bir değişiklik var: Birisi deşifre etse de tekrardan onun haber yapılmaması bekleniyor, tamam mı? İşin bir kısmı bu. Ama bununla birlikte, ilave ne yapılıyor? Orada bir şey ilave edilmiş, denilmiş ki: "Burada casusluk suçu var." Değerli arkadaşlar, dosyaya bakın, nasıl bir casusluk suçu var? Hangi ülke lehine casusluk yapılmış? Sırf tutuklanabilsinler diye ilave yapılıyor burada.
Bugün aslında içinde bulunduğumuz durumun, gerçekten acıklı, acınası durumun en çarpıcı örneklerinden biri baro başkanlarımızın başına gelen. Türkiye'de yürütmenin tahakkümü altındaki yargı ve özellikle o bağımlılık ilişkisi içerisinde, savunma makamı, iddia makamı ve karar makamı diye düşündüğünüzde bunların kuvvetinin birbirine denk olması gerekirken burada olağanüstü bir haksızlığın, eksikliğin yaşandığı bir durumda bu ülkenin baro başkanları ülkenin başkentinde âdeta gözaltına alındı. Giriş çıkış serbest ama gözaltındasın.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ZEYNEL EMRE (Devamla) - Başkanım, bir dakika daha verirseniz toparlayacağım.
BAŞKAN - Tamamlayın.
ZEYNEL EMRE (Devamla) - Yiyecek sokmak yasak, battaniye yasak, oturak götüremezsin, başkası giremez; âdeta gözaltındalar. Belediye onlara yardım etmek istiyor orada bulundukları süre içerisinde -ya, ayıp, ben söylemekten utanıyorum ama söylememiz lazım, insanlar bunları öğrensin- seyyar tuvalet kurmak istiyor, müsaade etmiyorlar. Baro başkanları yakındaki bir pastaneye gidiyor tuvalet için, ihtiyaçlarını gidermek için, o pastane sahibine "Sosyal mesafeye uyulmadı." diye 12 bin lira ceza kesiliyor. Allah aşkına, değerli arkadaşlar, böyle hukuk devleti olur mu? Bütün parlamentolarda en çok avukatlar vardır, avukatların yaşadığı haksızlığa karşı çıkmayan bir Parlamentodan kimseye hayır gelmez değerli arkadaşlar.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)