GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:105
Tarih:30.06.2020

HDP GRUBU ADINA MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum ve bu ülkede yaşayan her bir yurttaşın, yurttaş olmayan ancak ülkemizde bulunan her insanın en az bizler kadar, her birimiz kadar, her biriniz kadar insanca muameleyi ve saygıyı hak ettiğini düşünüyorum.

Evet, Türkiye'de işkence vakaları artıyor. Artık sistematik ve olağan hâle gelmiş işkence vakalarından söz ediyoruz. Evet, Türkiye'de işkence iddiaları karşısında bir cezasızlık politikası var. İktidar, somut, fotoğraflanmış, kayıt altına alınmış işkence iddialarını bile reddediyor, tevil ediyor ve bu cezasızlık politikası işkenceyi meşrulaştırıyor. Ve evet, Türkiye bir hukuk devletiyse işkencenin meşrulaştırılmasının yarattığı mağduriyet ve zararlarının araştırılması ve insan haklarına uygun tedbirlerin belirlenmesi amacıyla bir çözüm bulunması zorunlu ve kanımızca bu konuda atılacak en önemli adımların başında bir araştırma komisyonu kurulması geliyor.

Öncelikle, size Uluslararası Af Örgütünün, İnsan Hakları Derneğinin ve İnsan Hakları Vakfının raporlarında kayıt altına alınmış verilerden birkaç tane örnek vereceğim.

Birincisi, Uluslararası Af Örgütünün 2019 yılı Raporu'nun özetlerinden alınma. Raporun Türkiye'ye dair bölümü özetle şöyle: "Olağanüstü hâl dönemi Temmuz 2018'de sona ermesine rağmen muhaliflere veya muhalif olduğu varsayılan kişilere yönelik baskılar 2019'da da devam etti. Binlerce kişi, çoğunlukla uluslararası hukukta tanımlanmış bir suç işlediklerine ilişkin hiçbir kanıt olmadan, cezalandırma amacı taşıyan uzun süreli tutuklu yargılamalarla cezaevinde tutuldu. İşkence ve zorla kaybetme iddiaları güvenilir kaynaklarca kayıt altına alındı." diyor Uluslararası Af Örgütü.

İkinci veri, İnsan Hakları Derneğinden: 2019 yılı İnsan Hakları bilançosu; işkence ve kötü muamele, gözaltında işkence ve kötü muamele vaka sayısı 726, gözaltı yerleri dışında işkence ve kötü muamele 751, köy korucuları tarafından işkence ve kötü muamele 1, cezaevlerinde işkence ve kötü muamele 495, kolluk güçleri tarafından tehdit ve ajanlık teklifi 137, toplumsal gösterilerde güvenlik güçlerinin müdahalesi sonucu dövülen ve yaralananların sayısı 3.935, özel güvenlik görevlileri tarafından işkence ve kötü muameleye maruz kalanların sayısı 23; toplam 6.068 işkence ve kötü muamele vakası. 2018'de ne kadarmış bu? 4.513. Yüzde 50 artmış işkence ve kötü muamele.

Üçüncü veri de Türkiye İnsan Hakları Vakfından: 2019 yılında, işkence ve kötü muameleye maruz kaldığı için İnsan Hakları Vakfına başvuran ve destek isteyenlerin sayısı 908 kişi. 908 kişi psikolojik destek almak için İnsan Hakları Vakfına başvurmuş. 2020 yılının ilk beş ayında İnsan Hakları Vakfına başvuran kişi sayısı 107.

Şimdi, bu veriler ışığında Türkiye'de işkence ve kötü muamele olmadığını kim söyleyebilir, Türkiye'de işkence ve kötü muamelenin sistematik olmadığını kim söyleyebilir?

Gelelim bizim araştırma önergesi vermemizin nedenine; önceki dönem Van Edremit Belediye Eş Başkanımız, partimizin Yerel Yönetimler Kurulu üyesi Sevil Rojbin Çetin'e. 26 Haziran günü evine yapılan polis baskını sırasında üç buçuk saat boyunca işkence gördü. İşkence raporla belgelendi, fotoğraflandı; her iki bacağında köpek ısırması mevcut, belinde postal izleri var, dudağında patlama var, vücudunun pek çok yerinde ekimoz ve darp izleri var. Gizlenemeyecek bir işkence vakası. İşkencenin basın yayın organlarında yer almasından sonra Diyarbakır Valiliği bir açıklama yaptı. Ne beklersiniz? Valilikçe işkence kabul edilmese bile -çünkü Türkiye'de işkence kabul edilmez- "Olay bütün ayrıntılarıyla araştırılmaktadır, işkence insanlık suçudur." Falan, böyle bir açıklama yapacaktır. Yok, öyle değil. Valiliğin açıklaması tam olarak şöyle: "İkamete giriş yapıldığı sırada dışarıda bulunan özel eğitimli arama köpeği, şahsın balkon kapısından atlamaya çalışması üzerine sağ ayağından tutmak suretiyle kaçmasını engellemiş, operasyon köpeği -sanırsınız ameliyat yapacak köpek- eğiticisi tarafından derhâl kontrol altına alınmış...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyursunlar efendim.

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - ...şüpheli şahsın görevlilerimize ve kendisine zarar vermemesi amacıyla kademeli oranda zor kullanılarak yakalanması sağlanmıştır." Yazıklar olsun! Bu açıklamayı yapan Diyarbakır Valiliğine yazıklar olsun! Bu açıklamalar sadece 12 Eylülden sonra yapılırdı, kırk yıl sonra Türkiye'nin geldiği nokta işte, darbecilerin işkenceleriyle aynı noktadır ama Rojbin Sevil Çetin'e yapılan işkence bununla sınırlı kalmadı, bununla da bitmedi. Bütün dünyada insanlığa karşı suç olarak kabul edilen işkence iddiasını Valilik inkâr ediyor, savcılık da bunun üzerine bir araştırma yapmadı ama savcılık bir şey yaptı biliyor musunuz, savcılık bir şey yaptı; bu işkence fotoğraflarını yayınladığı için işkenceyi yapanlar hakkında değil, bunu fotoğraflayan avukatlar hakkında soruşturma başlattı.

İşkencenin resmini mi görmek istiyorsunuz? "İşkenceye sıfır tolerans" diyerek iktidara gelen ve her değeri bir tarafa bırakan Adalet ve Kalkınma Partisine bakın diyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)