GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: (2/2086) esas numaralı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi'nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/82) münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:105
Tarih:30.06.2020

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2003-2014 yılları arasındaki tarihlerle sınırlandırılan, maden kazalarında şehit olan madencilerin ailelerine devlette istihdam hakkı tanıyan kanundaki bu süre sınırlamasının kaldırılması için verdiğim kanun teklifine destek istemek için huzurunuzdayım, maden şehitlerinin çocuklarına destek istemek için huzurunuzdayım.

Zonguldak ili Kozlu ilçesinde büyümüş bir milletvekiliyim. Kozlu neresi, size hatırlatmak istiyorum: 1992 yılındaki grizu faciasıyla anılan, 263 madencimizin şehit olduğu ve o gecenin sabahı babalarını kaybeden 263 maden şehidimizin çocuğuyla bu acıyı birlikte yaşadığımız bir ilçemiz, Zonguldak Kozlu ilçesi. Arkadaşlarım o gün babasız kaldılar, babasız büyüdüler, bugün hâlâ babasızlar. Grizu faciasının acıları onlar için sadece bir gün içinde yaşanıp bitmedi. Şehit madenci aileleri hâlâ o acıları yaşıyor. Bugün itibarıyla 2003 yılı öncesi ve 2014 yılı sonrası maden kazalarında şehit olanların ailelerine devlette istihdam hakkı tanınırsa bu sadece 500 ve 600 kardeşimize bir istihdam hakkı tanıyacak yani devlete neredeyse bir yük getirmeyecek ve "Ben bu vatanın evladıyım." diyen herkesin boynunun borcu olan, maden kazalarında öldüğü tarihe göre şehitler arasında ayrımcılık yapan bu tarih sınırlamasının kaldırılmasını talep ediyoruz. Bakın, bu konuda AK PARTİ'nin daha önce verdiği bir söz var. Bu sözü hangi tarihte verdiniz? Yıl 2018, yer Zonguldak; konuşan, dönemin Başbakanı Sayın Binali Yıldırım.

(Hatibin tablet bilgisayardan bir ses kaydı dinletmesi)

DENİZ YAVUZYILMAZ (Devamla) - Evet, hayırlı uğurlu olmadı çünkü verdiğiniz bu sözü tutmadınız. Yani demek ki neymiş? Her zaman kandırılan siz olmuyormuşsunuz, bazen de siz çok güzel kandırıyormuşsunuz, artık hangisi işinize geliyorsa. (CHP sıralarından alkışlar)

Evet, değerli milletvekilleri, unutmayın, bir avuç kömüre ömrünü vererek çalışan, hastalanan, ciğerlerini tüketen madencileri unutmayın. Ülke kalkınması adına şehitler veren madenci kentlerini unutmayın. 3 Mart 1992 yılında 263 madencinin şehit olduğu Kozlu'yu unutmayın. 1983'te 103 işçinin yaşamını yitirdiği Armutçuk'u unutmayın. 1990 yılında Amasya'da 3'ü yanarak olmak üzere kaybettiğimiz 65 maden işçimizi unutmayın. 1995 yılında 38 madencinin göçük altında kalarak can verdiği Yozgat'ı unutmayın, Soma'yı unutmayın. 2014 yılından sonra maden kazalarında şehit olanları unutmayın, şehit madencilerin ailelerini unutmayın. Hâlâ kanıyor yüreklerimiz, acımız hâlen taze.

Hangisi daha acıdır değerli milletvekilleri, soruyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Yavuzyılmaz, tamamlayalım.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Hangisi daha acıdır? Babasız büyüyen bir çocuk olmak mı yoksa çocuğu hayatta çaresiz kalan bir maden şehidi olmak mı? Onların ailelerine, çocuklarına sahip çıkmak hepimizin görevi değil mi? Bir çocuğun gözlerinin içine bakıp "Senin baban şu yıllar arasında ölmedi, o yüzden sen bizi ilgilendirmiyorsun." diyebilecek vicdansızlar var mı bu Mecliste? (CHP sıralarından alkışlar) Birazdan oylamada bunu da göreceğiz.

Saygılar sunuyorum. (CHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)