| Konu: | Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 105 |
| Tarih: | 30.06.2020 |
DURSUN ATAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 216 sıra sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'nin 24'üncü maddesi üzerine İYİ PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu ve ekranları başında bizleri seyreden, takip eden yüce Türk milletini saygıyla selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri, Hazreti Ali der ki: "Devletin dinî, adalettir." Fatih Sultan Mehmet Han da der ki: "Adaleti öldürdüğün gün devlet ölür." Hadisişerife göreyse "Bir saat adaletle hükmetmek, bir yıllık ibadetten üstündür." Yine, Sayın Erdoğan'ın ifade ettiği gibi "Adaletin olmadığı devlet, yıkılmaya mahkûmdur." Acımasız orduların kumandanı Timurlenk bile "Memleketler kılıçla alınır, lakin adaletle muhafaza edilir." demiştir. Kısacası, insan için ekmek, su, hava nasılsa devlet için, millet için de adalet odur. Ancak AKP iktidarı döneminde Türk adaleti ağır yara almıştır. Uydurma delillere dayanan Ergenekon, Balyoz davaları, hâkim cübbelerinde düğme arayan, Cumhurbaşkanıyla çay toplamaya giden yüksek mahkeme başkanları, sarayda yapılan adli yıl açılış törenleri, Sayın Erdoğan'ın tek bir cümlesiyle gelen tutuklama veya tahliye kararları, sarayda yapılan törenle göreve başlayan yargı mensupları, ancak AKP'den referansı olanların girebildiği hâkim ve savcılık meslekleri, Kandil'den gelen PKK'lı teröristlerin davul, zurnayla karşılanıp ayaklarına gönderilen hâkim ve savcıların kararlarıyla Türkiye'ye sokulması; kısacası, on sekiz yılda Türk yargısı AKP yargısı hâline dönüştürülmüştür.
Sayın milletvekilleri, adalet olmadan insanlık olmaz. Adında adalet olmasına rağmen uygulamalarında adalet görülmeyen AKP iktidarının son vahim icraatı ise adaletin kurucu unsuru olan savunmanın temsilcilerine yani binlerce avukatın temsilcilerine yaptıklarıdır.
Adalet, özgürlük ve meslekleriyle ilgili olarak Türkiye'nin dört bir yanından Ankara'ya yürüyen baro başkanları, Ankara'nın girişinde hiçbir yasal gerekçe olmaksızın engellendi, hatta darbedildikleri görüntüleri kamuoyuna yansıdı. Orada darbedilen avukatlar değildi, adalet oldu; engellenen baro başkanları değil, özgürlükler ve insan hakları oldu. Avukatların bile hak, hukuk, adalet için sesini duyurmaya çalışıp duyuramadığı, seslerinin kesildiği bu ortamda ülkeyi yöneten partinin isminde "adalet"in olması hiçbir anlama gelmiyor.
Sayın milletvekilleri, AKP iktidarında ağır yaralanan adalet elbet bir gün kazanacak çünkü adalet topaldır, ağır ağır yürür ama varacağı yere er veya geç varır. İnsan hakları kazanacak, hukuk kazanacak ama zorbalık kaybedecek, iktidar kaybedecektir.
Değerli milletvekilleri, sürekli kanunlar çıkarıyoruz. AKP sürekli adına "reform" dediği paketler getiriyor ancak getirilen kanunlar yargının hiçbir sorununa merhem olmuyor, hukukun üstünlüğünü tesis edemiyor. Kısacası, yasa çok ama adalet yok.
Daha geçtiğimiz aylarda Hukukun Üstünlüğü Endeksi yayımlandı, Türkiye dünyada 2020 yılında 128 ülke içerisinde 107'nci sırada yer aldı. İktidar gücünün hukuka bağlılığı sıralamasında 128 ülke arasında 124'üncü sıradayız, temel haklara saygıda 123'üncü sıradayız. Adalet anlayışı ve hoşgörüyle tarih boyunca milletlere örnek olan Türk milletinin ve devletinin bu duruma düşürülmesi çok üzücüdür. Türkiye Cumhuriyeti'ni bu hâle getiren AKP iktidarına bu utanç dahi tek başına yeterlidir.
Değerli milletvekilleri, ülkemizde adaleti sağlamalıyız, hukukun üstünlüğünü ve özgürlükleri tesis etmeliyiz, tek bir adamın elinde toplanan yasama, yürütme ve yargı gücünü birbirinden ayırmalıyız ama bunlar, bu kanunlarla olmaz, bu ucube hükûmet sistemiyle hiç olmaz. Adalet için, geleceğimiz için, Türkiye için iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter hükûmet sistemine bir an önce geçmeliyiz diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)