GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Şırnak ilinde yaşanan sorunlara ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:3
Birleşim:106
Tarih:01.07.2020

HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bilindiği üzere, bu ay itibarıyla yani geçmiş ay itibarıyla haziranda bir normalleşme süreci başlatıldı Hükûmet tarafından. Normalleşme süreci öncesi Şırnak bölgesinde toplam corona vaka sayısı 82 ya da 83'tü ama haziran ayı itibarıyla bu sayı 750'ye çıktı, merkezi de Cizre. Sebebi de şuydu: Yeterince alınmayan önlemler. Bir de şunun tespitini kriz komisyonumuz yapmıştı: Vefa Grubundan 2 arkadaşımız yardım dağıtırken tespit sonucu coronalı çıkıyor ve bunlar yüzlerce aileyi gezmişler, gezdikleri ailelerin büyük bir çoğunluğu bir anda bu mikrobu almış oluyorlar. Aldığımız son bilgilere göre vaka sayısı 750'nin üzerinde ve karantinaya alınan bina sayısı 200'ü çok aşmış. Tabii, bu burada durmuyor, Cizre'de durmuyor; Silopi'ye aynı oranda yansımış, Şırnak merkezine aynı oranda yansımış, İdil'e de yansımış ve giderek yayılıyor.

Tabii, televizyonlarda çokça anlatıldı bu konular, tedbir alma konuları ama değerli arkadaşlar, biz parti olarak, demokratik kitle örgütleri olarak da önlemlerimizi çokça aldık fakat yetkililer buna karşı duyarsız kaldılar. Bakın, ben bu yayılım esnasında iki gün boyunca Vali Bey'i aradım, Sağlık İl Müdürünü aradım; hiçbiri bizim telefonlarımıza cevap vermediler. Mesele şuydu: "Bu konuyu birlikte ele alıp halkın sokağa çıkmaması noktasında ya da diğer tedbirlerini daha rahat alabilmesi noktasında ne yapabiliriz?" idi. Maalesef HDP'li Vekil olduğumuz için onların zihninde biz sakıncalıyız ve bizimle görüşmediler. Oysa Devlet Memurları Kanunu'nda deniyor ki: Devlet memuru dil, din, ırk cinsiyet siyasi düşünce mezhep farklılığı vesaire gözetmeksizin topluma hizmet etmek durumundadır. Oysa siz AKP Hükûmeti olarak memurları o denli korkutmuşsunuz ki kendi ilinin sorunlarını dile getirmek isteyen, bunu görüşmek isteyen vekille görüşmekten kaçınıyorlar. Niye? Çünkü muhaliftir, çünkü düşman kategorisine konulmuştur. Şimdi siz, toplumun birliğinden, bütünlüğünden bahsediyorsunuz; bu toplumda birlik bırakmamışsınız; sosyolojik olarak da bölmüşsünüz, siyaseten de bölmüşsünüz, memurları da bölmüşsünüz; parti devleti hâline getirmişsiniz.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Türkiye tarihinde olmadığı kadar birlik beraberlik içerisinde ülkemizdeki derin ve paralel yapıları temizledik.

HASAN ÖZGÜNEŞ (Devamla) - Şimdi, değerli arkadaşlar, devlet hastaneleri yetersiz.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Ülkemizdeki derin ve paralel yapıları temizledik, nifakları ortadan kaldırdık.

HASAN ÖZGÜNEŞ (Devamla) - Şırnak'ta, İdil'de, Cizre'de, Silopi'de, hastanelerin teknik araç gereçleri son derece yetersiz; doktor, memur yetersiz.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Hamdolsun, Kürt'üyle Türk'üyle Laz'ıyla Çerkez'iyle, Alevi'siyle Sünni'siyle birlik ve beraberlik içerisindeyiz.

HASAN ÖZGÜNEŞ (Devamla) - Dolayısıyla, ne yapıyorlar? Her taraf dolmuş, dış illere göndermek durumunda kalıyorlar. Dolayısıyla bizim talebimiz şudur: Bir an önce müdahale edilmesi, gerekli ölçümlerin yapılması, tedavi imkânlarının yaratılmasıdır.

Diğer bir husus: Değerli arkadaşlar, yıllardır siyaset malzemesi yapılıyor "Şırnak'ın güneyine bölge hastanesi kuracağız." diye. Biz de dört gözle bekliyoruz, nerede bu hastane? Bir ara dediler "İdil'de yapacağız." Sonra dediler "Cizre'nin kuzeyinde yapacağız." En son dediler "Şırnak'ın güneyinde yapacağız." Halkı avutuyorlar, ortada hastane yok; mevcut hastaneler sağlık ocağının ölçüsünü aşan bir durumda değildir.

Diğer bir husus: Değerli arkadaşlar, her yıl yazın gelmesiyle bölgenin ormanları, coğrafyamızın ormanları çatışma ya da güvenlik nedeniyle top ateşine tutuluyor ya da bizatihi kesiliyor. Şimdi Şırnak'ın hemen güneyinde, 4 köyde bütün halkın itirazlarına rağmen, "Ormanlarımızın kesilmesini istemiyoruz." demelerine rağmen gidip Uludere korucularını getirip ormanları kestiriyorlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyursunlar Sayın Özgüneş.

HASAN ÖZGÜNEŞ (Devamla) - Niye? Güvenlik gerekçesiyle. Oysa orada hiçbir güvenlik gerekçesi yoktur. Orada gözetleme kuleleri, karakollar o köylülerin nüfusunu çok çok aşan bir sayıda varlığını gösteriyor.

Diğer bir husus, değerli arkadaşlar, Şırnak'ın yol durumu. Şırnak'taki bütün ilçelerin, bütün il bağlantıları ve köylerin yolları fecaattan öteyedir. Aylarca bunu dile getirdik, basın açıklamalarıyla dile getirdik, Mecliste dile getirdik; göz boyama rötuşlarının dışında hiçbir şey yapılmıyor; bir çukura bir dolgu yapıyorlar, ertesi gün gidiyorsunuz, aynı durumda. Şırnak merkezde belediyeler AKP'nin olursa çok iyi hizmet eder. Arkadaşlar dün aradılar, kırk gündür birçok mahallesinde su yok.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Selamlayalım Sayın Özgüneş.

HASAN ÖZGÜNEŞ (Devamla) - Suyu tankerlerle veriyorlar Şırnak'a. Oysaki Şırnak'ın mevcut suyu 3 tane, 5 tane Şırnak'ın ihtiyacını rahatlıkla karşılayabilir.

Şimdi Sayın Cumhurbaşkanının bir sözünü hatırlatıyorum: "Şayet ülkede bir kesim çok zenginleşirken diğer kesimler yerinde sayıyor veya fakirleşiyorsa orada adalet yok demektir." Şimdi, Türkiye'de fakirleşme yüzde 70-80, burada adalet yok. "Adaletin olmadığı bir yerde zulüm vardır." Evet, zulüm vardır, dün de tartıştık. Zulüm ise bizim inancımızda küfre eş değerdir arkadaşlar. Yükünüz çok ağır, bir an önce kendinize gelmenizi diliyorum. Zihninizi değiştirin, bu tek parti devletleşme zihniyetinden vazgeçin, toplumu düşmanlaştırmayın.

Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)