| Konu: | Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 106 |
| Tarih: | 01.07.2020 |
CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; görüşülmekte olan kanun teklifinin 29'uncu maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım.
Değerli arkadaşlar, bu madde HMK'nin 310'uncu maddesiyle ilgili bir düzenleme getirmekte. Mevcut hâlinde ne var? Mevcut hâlinde, bir mahkeme kararı verildiğinde "Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir." hükmü mevcut. Yeni getirilmeye çalışılan ilave hüküm ise "Feragat veya kabul, hüküm verilmesinden sonra yapılmışsa taraflarca kanun yoluna başvurulmuş olsa dahi dosya temyize gönderilmeden veya ilk derece mahkemesince feragat ve kabul doğrultusunda ek karar verilebilir." Yani nedir? "Artık temyize göndermeye gerek yok." denilmekte. Eğer dosya, feragat veya kabul dosyanın temyiz incelemesine gönderilmesinden sonra yapılmışsa Yargıtay temyiz incelemesi yapmaksızın dosyayı feragat veya kabul hususunda ek karar verilmek üzere hükmü veren mahkemeye aynen geriye gönderir değerli arkadaşlar.
Yani buradaki mesele şu: Hükümden sonra davadan feragat edilmesi hâlinde mahkemenin ilk karar bozulmadan dosyayı tekrar ele alıp alamayacağı meselesiyle ilgili bir düzenlemedir. Hüküm verildikten sonra davadan feragat edilmesi hâlinde yerel mahkemenin davadan feragat hakkında bir karar verebilmesi uygulaması hakkında 1086 sayılı HUMK'ta bir düzenleme bulunmamaktaydı. Ancak 1940 tarihli içtihadı birleştirme kararı çerçevesinde, "Eğer bir mahkeme karar vermişse feragat dahi yapılmış olsa artık karar temyiz edilip Yargıtay tarafından bozulduktan sonra yerel mahkemece karar verilir." hükmü yerleşmişti, uygulama bu şekildeydi. Ancak, değerli arkadaşlar, bakın, 6100 sayılı HMK'de bu konuda da yine bir açıklama, bir düzenleme yapılmamıştır ancak kanun bu şekilde olmakla beraber yani bir düzenleme taşımamakla beraber, sizin çıkarmış olduğunuz bir yönetmelikte, yenisi çıkıncaya kadar -yenisi de 6 Ağustos 2015 tarihinde yürürlüğe girmiş- bu tarihe kadar sanki yasada bir düzenleme varmış gibi yönetmelikle "Temyize göndermeden yerel mahkeme karar verebilir." hükmü getirmişsiniz.
Değerli arkadaşlar, yasada yok ve tam tersi Yargıtayın yerleşik içtihadına aykırı bir şekilde yönetmelik çıkarmışsınız ve artık, dosya sanki Yargıtaya gönderilmeden yerel mahkemede feragatla ele alınabilir gibi bir düzenleme getirmişsiniz, bu da hukuka bakış açınızı açıkça göstermektedir.
Değerli arkadaşlar, bakın, barolarla ilgili bir düzenleme getirmektesiniz. Barolarla ilgili getirmeye çalıştığınız düzenlemenin gerekçe kısmını size okumak istiyorum. Gerekçe kısmını, değerli arkadaşlar, Avukatlık Kanunu'nun 76'ncı maddesinden almışsınız, bakın 76'ncı maddesinden almışsınız. 76'ncı maddede geçen ve sizin bu düzenlemeye dayanak yaptığınız gerekçe aynen şu şekilde: "Barolar; avukatlık mesleğini geliştirmek, meslek mensuplarının birbirleri ve iş sahipleriyle olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni sağlamak; meslek düzenini, ahlakını, saygınlığını, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak..." diye devam ediyor. Ancak, değerli arkadaşlar bakın, sizin gerekçeye yazmadığınız bölüm avukatlık mesleğinin saygınlığı kısmı, hukukun üstünlüğü kısmı, insan haklarını savunmak ve korumak kısmı. (CHP sıralarından alkışlar) Bakın, bu bölümleri gerekçenize yazmamışsınız çünkü siz bunlarla ilgilenmiyorsunuz. Maddenin geri kalan diğer her şeyini yazmışsınız ama bu bölümlerini gerekçede yazmamışsınız değerli arkadaşlar, gözümüzden kaçmadı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
CAVİT ARI (Devamla) - Bitiriyorum Başkanım.
BAŞKAN - Buyursunlar.
CAVİT ARI (Devamla) - Değerli arkadaşlar, yine bu düzenlemeyle ilgili gerekçenizde, avukatlık hukukuna ilişkin iş ve işlemlerin yürütülmesinde yaşanan gecikmelerin ortadan kaldırılması ve baro hizmetlerinin daha sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi amacıyla, özellikle avukat sayısı fazla olan barolar bakımından, aynı ilde birden fazla baro kurulabilmesi imkânı getirilmekte. Ben soruyorum buradan sizlere: Burada iş ve işlemlerde hangi gecikme var? Barolar hangi işlemleri geciktirdi de şimdi siz böyle birden fazla baro düzenlemesi getirmeye çalışıyorsunuz? Bugüne kadar ben hiçbir baronun iş ve işlemini geciktirdiğini duymadım. Yıllarca baroda yöneticilik yaptım, 5 dönem Barolar Birliği delegeliği yaptım; hiçbir avukatın bu anlamda bir şikâyeti olmamıştı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
CAVİT ARI (Devamla) - Bitiriyorum Başkanım, son cümlem.
BAŞKAN - Buyursunlar.
CAVİT ARI (Devamla) - Değerli arkadaşlar, avukatlık, yargının kurucu unsuru olarak kabul edilir ve bağımsız savunmayı temsil eder ancak siz, getirmeye çalıştığınız çoklu baro sistemiyle savunmanın zayıflatılmasının, siyasallaştırılmasının, bölünmesinin, yargı üzerinde imtiyazlı bir sınıf oluşturulmasının resmîleştirilmesini yaratmaya çalışmaktasınız. Amaç sadece hizmetlerin kolaylaştırılması olsaydı delege sistemi değiştirilmezdi. Hadi birden fazla baro sistemini bu nedenle izah ettiniz. Peki, delege sistemini niye değiştirmektesiniz? Değerli arkadaşlar, burada 1 taşla 2 kuş vurma hikâyesi var. Bakın, çoklu baroyla iktidar savunmayı da disipline etme derdine girmiştir, son kaleyi de zapt etme peşine düşmüştür. Delege yapısıyla oynamayla da birisinin elindeki koltuğu ona teselli ikramiyesi olarak tekrar geri verebilme hareketidir bu işlem.
Bu duygu ve düşüncelerle, barolarla ilgili düzenlemeden vazgeçmeniz gerektiğini ifade ediyorum.
Hepinize saygı ve sevgiler sunuyorum.
Çok teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)