GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:109
Tarih:08.07.2020

CHP GRUBU ADINA ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, iktidar olmanın bir sorumluluğu vardır. Türkiye gibi güçlü, güzel, büyük bir devlette iktidarsanız buna uygun davranmanız gerekir. Planlamayı doğru yapmanız, stratejiyi doğru çizmeniz, akılcı ve bilimin ışığında bir yönetim sergilemeniz gerekir. Yasama organı, Türkiye'nin ihtiyaçlarına göre yasa yapmalıdır. Yasama organı, Tayyip Erdoğan'ın ve AKP'nin kişisel ihtiyaçlarına göre yasa yapamaz. Bakın, Tayyip Erdoğan Başbakan oldu, Başbakanlığın yetkisi yetmedi, Cumhurbaşkanlığının yetkisine müdahale etti. Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı oldu, Başbakanlığın yetkisine müdahale etti, en son onu da ortadan kaldırdı. Türkiye ihtiyaç duyduğu için değil, Tayyip Erdoğan istediği için Başbakanlığı ortadan kaldırdık. Biz, 27'nci Dönemde, Adalet Komisyonunda hangi yasaları çıkardık, hangilerine milletimizin ihtiyacı vardı?

1) OHAL döneminde yaşanan hukuksuzlukların kalıcı hâle getirilmesine yönelik yasa çıktı. Bu ülkenin ihtiyacından ötürü kaynaklanmadı; kötü yönetiyorsunuz, korkuyorsunuz insanlar sokaklara çıkar diye, OHAL yasasıyla önlemini aldınız.

2) Ekonomiyi kötü yönetiyorsunuz, şirketler konkordato ilan ediyor; konkordato ilan etmesin diye Adalet Komisyonu yasa çıkardı.

3) Hâkim, savcı alımında kadrolaşmak için 70 barajını düşürdünüz, bunun için yasa çıkardınız, daha sonra tekrar 70 barajı getirdiniz. "İhtiyacımızı gördük." dediniz, tekrar onu getirdiniz.

4) Bakın, Adalet Komisyonunda çıkan yasalardan bahsediyorum. Ekrem İmamoğlu İstanbul'da statlara gitti, ilgi gördü; haftasına buraya, Adalet Komisyonuna teklif geldi: Sporda Şiddeti Önleme Yasası. Ne o? Taraftarı fişleyeceğiz, zapturapt altına alacağız.

5) Savcıları, hâkimleri zapt ettiniz, sıra geldi avukatlara. Önce bir havuç: Avukatlara yeşil pasaport. Baro başkanı da avuçları patlarcasına alkışlıyor. İçeriği ne? Avukatların dünya kadar sorunu var, bir çözüm geldi mi? Gelmedi.

6) Cezaevlerinde yer kalmadı, oradan kendi sevdiklerinizi seçtiniz yani hırsızları, rüşvetçileri, gaspçıları seçtiniz, onları dışarı çıkardınız. (CHP sıralarından alkışlar)

Geldik şimdi 7'ncisine: Bakın, ne kadar işlevsel değil mi Adalet Komisyonu? Baroları ele geçirme planı... Şimdi "Bu teklifi niye getirdiniz?" dediğimizde cevap veriyorsunuz: "Baroların sayısı arttı, stajyerlere eğitim verirken zorlanıyor." Ya, bu ülkede hukuk fakültesi dekanlarının yüzde 20'si hukukçu değil, yüzde 20'si hukukçu değil arkadaşlar ya. (CHP sıralarından alkışlar) Bir tanesi veteriner, sosyal bilimci değil. Bu öğrenciler aslan mı, kaplan mı, sırtlan mı, at mı kardeşim ya? Düzeltiyorsanız eğitimi, onu düzeltin. (CHP sıralarından alkışlar) Ben o öğrencilerin yerinde olsam sizin hakkınızda suç duyurusunda bulunurum "Bana hakaret etti." diye. Veteriner ne? Kendi yandaşınıza koltuk bulmak için yapmadığınız film kalmadı.

Diyorsunuz ki: "Temsilde adalet." "Tepki yasası." Allah aşkına, bakın, bütün otoriter iktidarlar toplumda reaksiyon yaratan olası durumları iktidarını güçlendirmek için fırsat olarak kullanır; burada yaptığınız da bu. Burada bir samimiyet olsa bugün doktorlarla ilgili bir yasa çıkarıyorsa doktorların fikrinin alınması lazım, gazetecilerle ilgili bir yasa çıkıyorsa gazetecilerin fikrinin alınması lazım, mühendislerle ilgili bir yasa çıkıyorsa mühendislerin fikrinin alınması lazım. Allah aşkına, avukatlarla ilgili bir yasa çıkıyor, Türkiye'de bunu isteyen avukat yok, baro yok, baro başkanı yok. Siz kendi keyfinize göre bunu nasıl çıkartırsınız Allah aşkına? Avukatların temsilcisi baro başkanı değil mi? Adamlar sokaklarda süründü, dışarılarda yattı sizin yüzünüzden. Hiç kimse bunu istemiyor.

Değerli arkadaşlar, 2013 yılında FETÖ'nün bir projesi vardı baroları ele geçirmek için; açın, bakın, buna bire bir benziyor. Şimdi, bu FETÖ projesinin hayata geçirilme isteği şunu bize gösteriyor: Sizin FETÖ'yle aslında anlaşamadığınız hiçbir şey yok; hayata bakışınız aynı, davranışınız aynı, Türkiye'yi götürmek istediğiniz yön aynı. Türkiye FETÖ'den nasıl kurtuldu ve kurtulacaksa AKP'den de öyle kurtulmadan düzelemez, doğrulamaz, kurtulamaz, güçlenemez. (CHP sıralarından alkışlar) Türkiye'nin sizden kurtulması lazım.

Bugün İstanbul, Ankara, İzmir Baro Başkanları bir araya gelip bağırsa, dese ki "Yaşa Tayyip Erdoğan!", bu teklifi geri çekersiniz, saniyesinde geri çekersiniz.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Hiç şüphen olmasın.

ZEYNEL EMRE (Devamla) - 50 bin avukata sahip İstanbul Barosunun 137 delegesi var, bu teklif geçerse 13 delegeye düşecek; Ankara'nın 52 delegesi vardı, 7'ye düşecek; İzmir 29 delegeden 4'e düşecek. Bunu da "temsilde adalet" diye savunuyorsunuz. Siz, yüzde 34'le bu Parlamentoda yüzde 67 sandalye sayısı aldınız. O tarihten bu tarihe yüzde 10'luk seçim barajını kaldırmamak için 50 takla attınız. Nerede temsilde adalet var? Bunun neresinde adalet var? (CHP sıralarından alkışlar)

Madem bu dediğinizde ısrarcısınız, hadi gelin, İstanbul Ticaret Odasını da bölelim? Var mısınız? Bölmezsiniz çünkü o size yakın, var mısınız? Sayısal olarak bakalım, gelin, Ticaret Odasında da aynı şeyi yapalım.

AHMET TAN (Kütahya) - 2002'de yüzde 34,5 oy aldığımızda sizin yaptığınız yasaya göre aldık.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Kim yaptı? Kenan Evren'in yaptığı yasa.

AHMET TAN (Kütahya) - Siz de razısınız.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Ne razı olacağız.

ZEYNEL EMRE (Devamla) - Yargının üç unsuru var; hâkim, savcı, avukat. Şimdi, siz üçüncüsünü hedeflediniz, üçüncüsünü. Bu sefer üçüncüsüne savaş açtınız, üçüncüsünü ele geçirmeye çalışıyorsunuz. Siz kendinize dikensiz gül bahçesi yapmaya çalışıyorsunuz, Türkiye için yapmak istediğiniz hiçbir şey yok.

Değerli arkadaşlar, Türkiye Cumhuriyeti, Türkiye'de yaşayan Türklerin, Kürtlerin, Gürcülerin, Zazaların, Çerkezlerin, Sünnilerin, Alevilerin, Hristiyanların, herkesin ortak yurdudur. Cumhuriyet etnik olarak kördür, cumhuriyetin felsefesi budur.

Şimdi, bu teklif geçtikten sonra ben size söyleyeyim: Önce AKP'li, CHP'li, MHP'li, İYİ PARTİ'li, HDP'li barolar kurulacak, bir süre sonra diyecekler ki: Türk barosu, Kürt barosu, Alevi barosu, Sünni barosu... Bu bölücülüktür, bölücülük. (CHP sıralarından alkışlar)

BELGİN UYGUR (Balıkesir) - Bu sizin söyledikleriniz...

BÜLENT TEZCAN (Aydın) - Dikkat çekiyor Meclis burası...

ZEYNEL EMRE (Devamla) - Bir insan, kendi ülkesine ancak düşman olursa böyle bir teklif getirir. Azıcık ülkesini seven kimse böyle bir teklif getirmez, bunun altına imza atmaz. Şunu unutmayalım, zalimler hep kendi tasarladığı tuzakların mağduru olmuşlardır. Tarih böyle işlemiştir, buradan çıkan yasada kişisel olarak Cumhuriyet Halk Partisinin menfaati ya da zararı değil, toplam bir faydadan veya zarardan bahsediyoruz. Sizin yaptığınız yanlış işlerden bazen siyaseten biz kazandık da biz bununla ilgilenmiyoruz. Biz doğrunun peşindeyiz, Türkiye'de, bu Parlamentoda maalesef sizin oylarınızla bu ülkeye çok kötülükler yapıldı. Geçmiş Anayasa değişikliklerine bakın, savcılıklar tespit ediyor, diyorlar ki: "2010 referandumu geçti, FETÖ yargıda kadrolaştı." Yani mahkeme dosyasına girdiniz yaptığınız kötülükle. Sonra başka bir sisteme geçtiniz, dediniz ki: "Türkiye uçacak, dolar düşecek, işsizlik bitecek, ekonomik olarak kalkınacağız." Başımıza gelmeyen kalmadı. Bu da en az onlar kadar önemli.

Değerli milletvekilleri, bakın, biz biliyoruz ki siz saraydan gelen her şeyi tasdik ettiniz bugüne kadar, uyarıları dinlemediniz. İstibdat altındasınız, bırakın karşı oy kullanmayı, alternatif bir fikirde bile bulunamıyorsunuz, bu gerçek. Neyin karşılığında özgürlüğünüzden vazgeçtiniz, neyin karşılığında siz kendinizden vazgeçtiniz? Bu, korku mu, menfaat mi? Ülkeye olan sevginizin üstünde ne olabilir? Değerli arkadaşlar, bu korku mu, yoksa menfaat mi? Lütfen kulaklarınızı tıkamayın, bir düşünün, neyin karşılığında bunu yapıyorsunuz? Biz umudumuzu kaybetmedik, üyesi olmaktan şeref duyduğum şanlı Meclisimiz, Kurtuluş Savaşı'nı bizzat yönetmiş, milleti ateşten alıp sulha ve özgürlüğe kavuşturmuştur. Ülke menfaatine bu kadar aykırı bir iş yapmayın, şanlı Meclisimize yakışır bir direniş gösterin diyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)