GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2013 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2011 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:43
Tarih:17.12.2012

AK PARTİ GRUBU ADINA VURAL KAVUNCU (Kütahya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2013 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı üzerine AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bütçe görüşmeleri, bir yandan yürütmenin millet önünde hesap vermesi, bir yandan da gelecek vizyonlarını ortaya koymaları açısından önemlidir. Muhalefetin de etkin bir denetimiyle eksikleri, yanlışları ortaya koyması beklenen bir durumdur. Biz de bütçe görüşmelerinin bu şekilde sürmesini isterdik. Ne yazık ki muhalefet partileri sözcülerinin zorlama yorumlarını, insafa sığmayacak sözlerini ve yüce milletimizi yanıltmaya çalışan konuşmalarını hayret ve çoğu kez de üzüntüyle izliyoruz.

Türkiye'de, siyaseti, hâlâ arkasına gizlendikleri tabulardan, korkulardan ve fil dişi kulelerinden yönlendirebileceğini düşünenler, şimdi, belli ki ellerinden giden hükümranlıklarına dövünüyorlar.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Kaç tanesini?

VURAL KAVUNCU (Devamla) - AK PARTİ'yle birlikte, Türkiye Cumhuriyeti'nde, iktidar, gerçek sahibine yani millete teslim edilmiştir, feryat bundandır. Olumlu gördüğümüz bir husus ise, Sayın Başbakanımızın liderliğinde AK PARTİ 2023 vizyonu ve hedeflerinin muhalefet partileri tarafından da benimsendiğini görmektir. Yapılan konuşmalarda, bu hedeflere nasıl ulaşabiliriz, bunlar tartışılıyor.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bu kadar da olmaz Vural Bey.

VURAL KAVUNCU (Devamla) - Bizden önceki dönemlerde "Bir sonraki ay devlet memurlarının maaşını nasıl öderiz?" diye düşünenler için, şu anda on yıl sonrasının tartışılır hâle gelmesi bizim açımızdan da sevindiricidir.

Değerli milletvekilleri, Türkiye gelişiyor, Türkiye büyüyor, Türkiye yoksuluna, sosyal açıdan dezavantajlı olan bütün kesimlerine sahip çıkıyor. Bizler, çaresizlerin çaresi, kimsesizlerin kimsesi olmak durumundayız.

Rakamlara dikkatinizi çekmek istiyorum: Türkiye'de 2002 yılında nüfusun yaklaşık üçte 1'i günlük 4 dolar 30 sentin altında bir gelirle geçinmek zorunda kalıyordu. Bugün bu oran yüzde 30'lardan yüzde 3,5'lara düşmüştür. Orta vadede hedefimiz, bunu sıfırlamaktır.

Peki, yeni bütçemizde ne yapıyoruz? Bildiğiniz üzere en büyük açığımız enerji kaynaklarından. Enerjide dışa bağımlılığımızı azaltmak için yerli ve yenilenebilir enerjiye yönelik yatırımlar yapıyoruz, yeni teşvik sistemiyle birlikte, yüksek katma değer oluşturacak ve istihdamı daha da arttıracak yatırımları teşvik ediyoruz. Altyapı yatırımlarını hızlandırıyoruz ve bütçeden en büyük payı eğitime ayırarak yetişmiş insan gücüne yatırım yapıyoruz.

Değerli milletvekilleri, bakın, geçtiğimiz günlerde Avrupa Birliği Dönem Başkanı Güney Kıbrıs Rum Kesimi Lideri Sayın Hristofyas, üzülerek ve gözyaşları arasında ülkesinin içinde bulunduğu durumu açıkladı.

Peki, bizim Avrupa Birliği'nden sorumlu Sayın Bakanımız Egemen Bağış ne dedi? "Güney Kıbrıs Rum yöneticileri Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne başvursunlar; onlar da herhangi bir ekonomik yardım talep ederlerse, bizimle bu talebi paylaşımı uygun görürlerse o talebi değerlendiririz." İşte, AK PARTİ iktidarının farkı buradadır.

Bir sosyal paylaşım sitesinde Kütahya'dan hemşehrimiz Kamil Karabulut, bakın ne yazmış: "51 yaşındayım. Bugüne kadar hiçbir partiye ne üye oldum ne de particilik, şakşakçılık yaptım. Zamanında rahmetli Erdal İnönü'ye de oy vermiştim ama kim bu memlekete bir çivi çakarsa, bir hizmet yaparsa `Allah ondan razı olsun.' derim. On yıldır yapılan hizmetleri görmezlikten gelmek için ancak kör olmak lazım." İşte burada muhalefet, yapılan hizmetleri görmezlikten geliyor. Siz başka dünyanın insanı mısınız? Bu memlekette yaşamıyor musunuz? Milletimiz on yıldır her seçimde size bunun cevabını veriyor ama hâlâ anlamıyorsunuz.

Size çarpıcı bir örnek vereyim. Burada kürsüye gelen bir değerli milletvekili bakın ne diyor: "Sağlık Bakanı aile hekimiyle övünüyormuş. Artık ailemize özel doktorlarımız var diyormuş. Yok Sayın Bakan, yok, ailemizin doktoru yok."

Öyle mi; ey Anadolu insanı, ey köylü vatandaş, köyünüze gelen, sizi muayene eden beyaz önlüklüler meğerse doktor falan değilmiş. Size getirdiği ilaçlar da herhâlde uyduruktan bir şey. Ey binlerce diyaliz hastası, sizleri evinizden alıyor, tedavinizi yapıyor, evinize bırakıyorsak, herhâlde bunlar da muhalefete göre yok değerinde.

"Acil hastalarımızı ve ölümcül hastalarımızı helikopter ile uçak ambulanslar ile deniz taşıtları, paletli ambulanslar ile taşıyoruz" diyoruz ya, herhâlde bunlar da size göre gezi ve eğlence araçları.

Bakın değerli milletvekilleri, 2001'den önce Kütahya Devlet Hastanesinde kalp muayenesi olmak için doktor bulmakta zorlanıyorduk. Şimdi sadece geçtiğimiz sene açık kalp ameliyatı olan hasta sayısı 200'ü geçti. İşte, bu kadirşinas millet yapılanları, kendisine hizmet edenleri çok iyi biliyor. Sırça köşklerinizden inip gelin, bizlerle birlikte Anadolu'ya köylere gidelim. Sizler de bunları bizzat yerinde halktan, milletten dinlersiniz. Türkiye, gücünü köklü tarihinden ve kültürel mirasından alarak insan odaklı bir kalkınma modeliyle geleceğini bugünden sahiplenen bir ülke olmaya devam edecektir.

Ben, bu vesileyle bütçemizin hayırlı olmasını diliyor, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Kavuncu.