GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:111
Tarih:10.07.2020

SIDIK TAŞ (Siirt) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmama başlamadan önce, Meclisin hemen yanı başında, Kuğulu Park'ta gösteri ve yürüyüş hakkı tanınmayan, polis ablukasında olan baro başkanlarına ve avukatlara yapılan keyfi ve antidemokratik uygulamaları buradan tekrar kınıyorum.

Değerli arkadaşlar, geldiğimiz süre itibarıyla AKP iktidarı ülkeyi öyle bir hâle getirdi ki neresinden tutsak elimizde kalmakta. Baskı ve denetim mekanizmalarının günden güne arttığı, hâlihazırda var olan derin ekonomik kriz, pandemi sürecinin yarattığı belirsizliklerle beraber yurttaşların yaşam koşulları daha da kötü, katlanılması güç bir vaziyet hâline gelmiştir. Kurumsal yapılardaki tahribatın yanında toplumsal, siyasal alanda yaşanan sorunlar, işsizlik, yolsuzluk, emekçilere ve meslek gruplarına yönelik keyfi uygulamalar, kadına yönelik artan şiddet, tecavüz ve istismar olayları, kriminal suç vakalarındaki artış gelecek açısından çok zor bir sürecin habercisi niteliğindedir. Tüm bunlar yaşanırken siyasi iktidar sorunları çözmek yerine fırsattan istifade seçilmiş belediye başkanlarını görevden alıp yerlerine kendi memurlarını yani kayyumlarını atamaktadır. Öte yandan, tarihî alanları rant uğruna beton cehennemine çevirmekte, emekçilerin üç kuruşuna göz dikmekte ve son olarak da yargıyı tamamen hegemonyası altına almak için çoklu baro sistemiyle yeni yasal düzenlemelerle uğraşmaktadır. Yaşanan tüm bu olumsuzlukların faturası da dönüp dolaşıp emekçi ve yoksul halkın sırtına binmektedir.

Değerli arkadaşlar, bir ülke düşünün ki siyasal iktidardan farklı düşündüğü için gazeteci, yazar, siyasetçi ve avukatları cezaevinde ve hatta ölüm orucunda. Şu an, malumunuz üzere Ankara'da, iktidarın son yasal düzenlemelere istinaden avukatlar ve barolar direniş hâlindedirler. Demokratik bir ülke adına utanç verici, dünyaya karşı Türkiye'yi gülünç duruma düşüren bu tablo yargı bağımsızlığının son kalesi olan bağımsız avukatlara yönelik bu düzenlemeyle hâlihazırda yargıya güvenin zedelendiği, bu süreçte yurttaşları da yargıya karşı savunmasız bırakmaya ve siyasi iktidarın keyfî kararlarına mahkûm etmeye yönelik bir absürt uygulamadır.

Aklıselim, çıplak gözle bakıldığında bu uygulamanın hiç kimsenin yararına olmayacağını, kısa vadede iktidara yarasa dahi uzun vadede "Adalet bir gün herkese lazım olur." diyerek yanlıştan bir an önce dönülmesi gerektiğini ısrarla vurgulamak istiyoruz. Aksi hâlde zaten can çekişen adaletin maktul olacağı ve son pişmanlığın fayda edemeyeceği bir cenaze namazı kaçınılmaz olacaktır.

Evet, değerli arkadaşlar, son olarak bir konuya daha değinmek istiyorum. Sizin "dağ keçisi" dediğiniz, Dersimcede "..."(x) yani Türkçesi şu anlama gelmektedir: "Onlar bizim bahtımıza sığınan Hızır'ın çocuklarıdır." Kim bahtına sığınana sahip çıkmaz ise ona "..."(x) denir yani "..."(x) Türkçe anlamı ise "Toplum içine giremeyecek insan." demektir. İhaleye girenler de tam olarak budur.

Değerli arkadaşlar, av cinayettir. Dağ keçilerini öldürmek için planlanan ihale iptal edilmelidir. Avcılık tamamen yasaklanmalıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

SIDIK TAŞ (Devamla) - Bir de son olarak, arkadaşlar, avukatlar meselesi olunca ben buradan, başta Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Sebahat Tuncel, Gültan Kışanak, İdris Baluken, Selçuk Mızraklı, Musa Farisoğulları, Osman Kavala ve tüm siyasi tutsaklara selam ve saygılarımı gönderiyorum.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)