| Konu: | Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 111 |
| Tarih: | 10.07.2020 |
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, ben, bundan yaklaşık beş yıl önce "Türkiye daha demokratik bir ülke olsun." diye milletvekili oldum ama maalesef, Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan da olduk arkadaşlar.
Bakın, on gündür baro meselesini konuşuyoruz ve on gündür utanıyorum arkadaşlar, on gündür utanç duyuyorum. Türkiye'de baro başkanları, 80 baro başkanı imzasıyla Meclise başvuruda bulunuyorlar, "Biz bu yasayı istemiyoruz." diyorlar ve baro başkanları Ankara'nın göbeğinde tartaklandılar arkadaşlar, itildiler, kakıldılar ve Türkiye'miz hukuk devleti olmaktan biraz daha uzaklaştı arkadaşlar.
Demokrasiler denge ve denetleme rejimleridir. Bakın, biz, Meclis olarak kendi yasalarımızı çıkarmıyoruz, saraydan gelen fermanlara yalnızca mühür basıyoruz. Herhangi bir gücünüz yok arkadaşlar, yalnızca gelen talimata göre el kaldırıp, el indiriyorsunuz. Kendi düşüncelerinizi ortaya koyamıyorsunuz.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Çok ayıp ama!
GARO PAYLAN (Devamla) - Bizim, sarayı dengeleyip denetleyecek bir gücümüz, maalesef, yok.
Diğer bir güç yargı. Bakın, herhangi birimizin başına bir iş geldiğinde, bir haksızlığa uğradığımızda, bir gadre uğradığımızda ne yaparız? Yargıya gideriz. Yargının üç ayağı var. Biri yargıçlar, hâkimler. Değerli arkadaşlar, biz HDP vekilleri olarak -hepimiz bakın- mesaimizin en az üçte 1'ini mahkemelerde geçiriyoruz, en az üçte 1'ini. Hiçbir zaman tarafsız ve bağımsız yargıçlar olmadı; evet, meslek onurunu sürdürmeye çalışan yargıçlar oldu ama büyük çoğunluğu tarafsız ve bağımsız değildi. Ama hiçbir dönemde -bakın, ben 48 yaşındayım- bu kadar taraflı ve bu kadar bağımlı hâkimler de olmadı arkadaşlar.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Siz görmüyordunuz o zaman.
GARO PAYLAN (Devamla) - Hâkimlerin tamamı -neredeyse tamamı- sizden gelen talimatlara göre karar veriyor arkadaşlar. Yani yargının birinci ayağı ak hâkimlerden oluşuyor.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Hâkimler tarafsız ve bağımsızdır ya. Anayasa'da yazılı ya!
GARO PAYLAN (Devamla) - Arkadaşlar, ikinci ayağı savcılar. Savcılara baktığımızda neredeyse bütün fezlekeler, bütün iddianameler sizden gelen talimatlara göre yazılıyor yani yargının ikinci ayağı da ak savcılardan oluşuyor arkadaşlar, ak savcılar.
Şimdi geldiniz üçüncü ayakla mücadele ediyorsunuz yani savunmayla mücadele ediyorsunuz. Bakın, savunma, hukukun evrensel ilkelerine göre hepimiz, herhangi birimiz gadre uğradığında bizleri savunmak için orada var; barolar bunlar için örgütlenmiş meslek örgütleri. Şimdi bu meslek örgütlerine saldırıyorsunuz ve bunları da bölmeye, parçalamaya kalkıyorsunuz.
Büyük bir yanlış içindesiniz ve bu büyük yanlışta çok ironik bir durum daha var arkadaşlar. Bu yasayı kimin için çıkarıyorsunuz? Bu yasayı kimin için çıkarıyorsunuz, size soruyorum? Bu yasa bir kişi için çıkıyor yani kişiye özel çıkarılmış bir yasa; buraya gelebilen tek bir avukat vardı, şurada izleyen, Sayın Metin Feyzioğlu için çıkarılmış bir yasa.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Hani sarayaydı?
GARO PAYLAN (Devamla) - Ya, arkadaşlar, gerçekten, Allah önce insanın aklını alırmış, bence sizin de önce aklınızı aldı. Ya, 28 Şubatı dillendirdi burada Özlem Hanım, 28 Şubatın baş savunucusu kimdi? Sayın Metin Feyzioğlu. Başörtüsü yasaklarından bahsettiniz. Başörtüsü yasaklarının birinci savunucusu, yılmaz savunucusu kimdi? Metin Feyzioğlu.
Şimdi Metin Feyzioğlu'na özel, Metin Feyzioğlu'nu bir kez daha Barolar Birliği Başkanı yapacak bir yasal düzenlemeye az sonra -eğer vicdanınız el verirse- el kaldıracaksınız arkadaşlar. Bakın, FETÖ'nün istediği bir yasal düzenlemeydi bu, FETÖ'nün istediği paralel baroları kurmak. Onlar başaramadı. Siz "Aldatıldık." dediniz, ortaklığı bozdunuz. Ne yaptınız? Yüzünüzü eski devlete döndünüz, statükoya döndünüz, onlarla bir ittifak yaptınız. Şimdi statükonun bir talebi var: "Devleti siz yönetiyorsunuz -barolar anlamında da- barolarda da Metin Feyzioğlu'nu istiyoruz." diyor eski devlet.
Değerli arkadaşlar ya, bu eski devlet dediğimizin gadrine hepimiz uğramadık mı? Bu ülkenin Ermeni'si, Türk'ü, Kürt'ü, başörtülüsü, inançlısı, inançsızı hep beraber o eski devletin gadrine uğramadık mı? Metin Feyzioğullarının gadrine uğramadık mı? Metin Feyzioğlu'na özel bir yasal düzenlemeyi buradan çıkarmaya gönlünüz nasıl el verecek? Size bu yoldan behemehal vazgeçmenizi öneriyorum arkadaşlar.
Değerli arkadaşlar, sözlerime son verirken...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun toparlayın Sayın Paylan.
GARO PAYLAN (Devamla) - Bugün şu anda 11 Temmuza girmiş durumdayız arkadaşlar. 11 Temmuz 1995'te Yugoslavya iç savaşında Srebrenitsa'da bir soykırım gerçekleşti arkadaşlar. Buradan Srebrenitsa soykırımında hayatını kaybeden Boşnakları saygıyla anıyorum arkadaşlar ve ne mutlu ki Boşnaklara, bu mücadeleyi sürdürdüler ve Srebrenitsa soykırımının faillerini insanlık önünde mahkûm ettiler. Buradan bir kez daha Srebrenitsa soykırımının mağdurlarının anısı önünde saygıyla eğiliyorum.
Bir kişinin daha anısı önünde saygıyla eğileceğim; o da birkaç saat önce 7'nci ölüm yıl dönümünü idrak ettiğimiz Ali İsmail Korkmaz değerli arkadaşlar. Ali İsmail Korkmaz bu ülkenin onurlu bir vatandaşıydı, Gezi isyanı sırasında katledildi. Onun da anısı önünde hep beraber saygıyla eğilelim.
Saygılar sunarım arkadaşlar, teşekkür ederim. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)