| Konu: | Ayasofya'nın seksen altı yıllık aradan sonra tekrar cami statüsüne kavuştuğuna, Danıştay kararının Ayasofya'nın ilelelebet cami olarak kalacağının tespiti olduğuna ve 24 Temmuz tarihinde kılınacak cuma namazıyla fiilî olarak ibadete açılacağına, Srebrenitsa katliamının 25'inci yıl dönümü vesilesiyle katledilen mazlumlara Allah'tan rahmet dilediğine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 112 |
| Tarih: | 11.07.2020 |
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, bugün, Ayasofya, cami statüsüne seksen altı yıllık aradan sonra kavuştu ve böylelikle güneşe ilk uyandığı gün. Bu noktada Danıştay kararı çok önemli çünkü Danıştayın hukuki olarak tespit ettiği durum, bundan sonra ilelebet Ayasofya'nın cami olarak kalacağının da tespitidir, kararıdır. Hemen akabinde, Cumhurbaşkanımızın Kültür ve Turizm Bakanlığından Diyanet İşleri Başkanlığına devriyle ilgili aldığı karar da hamdolsun, aradan geçen süre zarfında, o yokluk yıllarını ortadan kaldırmış ve Ayasofya Cami, Fatih Sultan Mehmet Vakfının vakfiyesine uygun bir şekilde cami hüviyetine kavuşmuştur.
İnsanlığın ortak mirası olan Ayasofya, yeni statüsüyle Müslüman, gayrimüslim, bütün insanlığın bütün ziyaretçilerine açık olacaktır. İnşallah, 24 Temmuz tarihinde cuma namazıyla beraber ibadete fiilî olarak da açılacaktır. Türkiye Cumhuriyeti bayrağı neyse başkenti neyse, 81 ili neyse Fatih Sultan Mehmet'in vakfiyesine uygun bir şekilde Ayasofya'nın cami hüviyetine kavuşturulması da aynı anlamı ifade etmektedir.
Aziz milletimizin farklı siyasi düşüncelerden, inançlardan, yaşam tarzı tercihlerinden... Herkesin üzerinde ittifakla mutabakata vardığı bir konu varsa o da Ayasofya'dır. Yahya Kemal "Bu devletin iki manevi temeli vardır: Fatih'in Ayasofya minaresinden okuttuğu ezan, Selim'in Hırka-i Saadet önünde okuttuğu Kur'an'dır." der. Ve yine Nazım Hikmet:
"İslam'ın beklediği en şerefli gündür bu;
Rum Konstantiniyye'si oldu Türk İstanbul'u!"
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlar mısınız sözlerinizi?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - "Cihana karşı koyan bir ordunun sahibi,
Türk'ün genç padişahı bir gök yarılır gibi
Girdi 'Eğrikapı'dan kır atının üstünde;
Fethetti İstanbul'u sekiz hafta üç günde!
O ne mutlu, mübarek bir kuluymuş Allah'ın...
'Belde-i Tayyibe'yi fetheden padişahın,
Hak yerine getirdi en büyük niyazını:
Kıldı Ayasofya'da ikindi namazını."
Yani sağdan, soldan, bütün milletimizin üstünde ittifak ettiği Ayasofya, Necip Fazıl'ın, Osman Yüksel Serdengeçti'nin, Nihal Atsızların arzusuna, aziz milletimizin talebine uygun şekilde aslına irca etmiştir; hayırlı, mübarek olsun.
Tabii, diğer taraftan da biz milletçe medeniyet olarak bütün dünyaya, bütün insanlığa hoşgörüyü, farklı düşünce ve inançlara saygıyı, mazlumlara açtığımız kucağı bütün tarihimiz boyunca gösterirken Avrupa'nın göbeğinde yirmi beş yıl, çeyrek asır önce...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayın lütfen Sayın Özkan.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - ...Srebrenitsa'da, her yıl onlarca, yüzlerce insan hakları bildirgelerinin yayınlandığı bir dönemde, maalesef, yüz binlerce insan katledilmiş; kadınlara tecavüz edilmiş, insanlar açlık ve yoklukla kırılmıştır.
Şimdi, bunlara baktığımız zaman, devletlerin ve milletlerin, medeniyetlerin genlerinde ne varsa o tezahür ediyor. Köylü isyanları, Yüz Yıl Savaşları, Birinci ve İkinci Dünya Savaşları ve Otuz Yıl Savaşlarıyla Avrupa geçmişte nasıl kan ve gözyaşına boğulmuşsa, maalesef, aynı kültür yeniden Srebrenitsa'da nüksetmiştir. Bu anlamda, özellikle o günlerde Boşnak halkın lideri olan Aliya İzzetbegoviç'in sözleri manidardır çünkü acıyı bizzat kendisi yaşamıştır. "Batı hiçbir zaman uygar olmamıştır ve bugünkü refahı, devam edegelen sömürgeciliği; döktüğü kan, akıttığı gözyaşı ve çektirdiği acılar üzerine kuruludur."
Maalesef, coğrafyamızda yaşanan, Suriye'deki dramlar da petrol, para ve silah üzerinden Batı uygarlığının yürüttüğü emperyalist hedeflerin neticesinde meydana gelmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi lütfen.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Bu emperyalist hedeflere karşı milletçe mazlumların ve gönül coğrafyasının âdeta sığındığı bir liman olduk ve bundan sonra da olmaya devam edeceğiz.
Sözlerimi tamamlarken bir kez daha Srebrenitsa'da katledilen bütün o mazlumlara Allah'tan rahmet diliyor, mekânları cennet olsun diyor; tarih nezdinde, bütün insanlığın, bunların hesabını sorması gerektiğini ve soracağını bir kez daha ifade ediyorum.
Genel Kurulu saygıyla sevgiyle selamlıyorum.