GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bilgisayar oyunlarının zararlarının önlenebilmesi için gerekli düzenlemelerin yapılması gerektiğine ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:3
Birleşim:113
Tarih:14.07.2020

ARZU ERDEM (İstanbul) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; "sanal ölüm tuzağı" olarak bilinen Mavi Balina, Momo, Mariam, Silent House ve Mavi Bebek gibi bilgisayar oyunlarının zararlarının önlenmesi ve bunlarla ilgili yapılması gereken çalışmalara ilişkin gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Gazi Meclisi, ekranları başında bizi izleyen aziz Türk milletini ve sizleri saygılarımla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, yarın 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü'müz. Türk milletine kimsenin kefen biçemeyeceğinin, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kimse tarafından bölünemeyeceğinin en güzel örneğiydi aslında o gün. Türk milleti, demokrasisine sahip çıkmıştır. Rabb'im birliğimizi, dirliğimizi daim eylesin.

Ayrıca, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından, terörle mücadele kapsamında Yıldırım-1 Cudi Operasyonu başlatılmıştır. Rabb'im kahraman Türk askerimizin ayağına taş, gözüne yaş değdirmesin ve muzaffer eylesin.

Değerli milletvekilleri, çocuklarımızın hayatını tehlikeye sokan ve "sanal ölüm tuzağı" olarak bilinen Mavi Balina, Momo, Mariam, Silent House oyunlarının ardından, son günlerde Mavi Bebek oyunu gündeme gelmiştir. Verdiği talimatlarla özellikle çocuklarımızı kendisine ve çevresine zarar vermeye yönlendiren ve hatta ölüme sürükleyen bu oyun, Facebook ve Instagram üzerinden "direkt mesaj" yoluyla yani bir link gönderilmesi yoluyla 16 yaş altı çocuklara ulaşmaktadır.

Şimdi, diyeceksiniz ki: "Bu çocukları bu oyun nasıl bulur?" Çocuklarda depresif bir durum varsa, özellikle birtakım içe kapanıklık ve intihar meyli varsa ve bunlarla ilgili, Google arama motorunda çocuklar tarafından bir arama yapılmışsa işte, bu oyunun sahipleri bu çocukları buluyor ve onlara link gönderiyor. Burada dikkat etmemiz gereken şudur: Aslında, çocuklarımıza sahip çıkarken duygusal durumlarında meydana gelen değişiklikleri anne ve baba olarak hatta tüm akrabaları olarak yakından takip etmemiz gerekir çünkü aslında, tuzaklar bu çocuklara bir şekilde ulaştırılıyor, aynı Mavi Balina'da olduğu gibi.

Bir efsaneden türetilmiş, sanal bir oyun olarak bilinen Mavi Bebek oyunu -bakın, çok ilginçtir burası- banyoda ışıklar kapatılarak oynanmaktadır. Oyunu oynayan çocuklarımıza, banyoya girdikten sonra aynada gözlerine bakarak, ellerinde bir bebek varmış gibi, 13 defa "blue baby" diyerek sallaması talimatı verilmektedir. Belirli davranışları tekrar ederek, söyleyerek oynanan bu oyunda, talimatlar yerine getirildiğinde oyunu oynayan çocuk hayalet bebek göreceğine inandırılmaktadır. Banyoda, talimatlarla, hipnotik bir yönlendirme yapan oyun aracılığıyla, korkunun yanı sıra çocuklarımıza ölümle ilgili çağrışımlar da yapılmaktadır.

Ergenlik ve öncesi dönemlerde, sanal âlemde, duyduklarını ve gördüklerini merak eden -ki bunu hepimiz biliyoruz, hepimiz buna şahidiz- çocuklarımızı takip ederken arama motorlarına neler yazdıklarını mutlaka takip edelim değerli milletvekilleri. Bu küçük çocuklar, artık bu küçüklükten çıkıp kendilerini ispat etmek adına, özellikle bu oyunlarda rüşdünü ispat niteliğini taşıyan hamlelerde bulunmakta ve kendilerine çok büyük zararlar vermektedirler. Böylelikle, söz konusu oyunlar sebebiyle çocuklarda depresyon, kaygı bozuklukları, davranış bozuklukları ve aynı şekilde suça eğilim de görülmektedir.

Çocuklarımız, bizim geleceğimiz ve en kıymetli varlıklarımız. Onların fiziksel ve ruhsal sağlıklarını korumak hepimizin vazifesi, sadece annelerinin, babalarının vazifesi değil. Bizim, burada siyasi kısır çekişmeler yapmak yerine aslında yapmamız gereken, bu konularda çalışmaları hep birlikte yürütüp ve bunlarla ilgili sonuç elde etmek. Bu tür uygulamalar çok ciddi boyutta denetlenmeli. Aslında, son dönemde hepimizin yaşadığı ve hepimizin çok büyük rahatsızlık hissettiği, sosyal medya ve dijital dünya üzerinden hepimizin belki de biraz nasibini aldığı, nasibini alırken de çok büyük huzursuzluk hissettiği, kişisel haklarımıza saldırıya kadar varan, hakaretlere kadar varan hususlar söz konusu. İşte, dolandırıcılık aslında dijital dünya üzerinden yapılmakta, tacizler dijital dünya üzerinden yapılmakta. Bu tarz ölüm oyunları, dijital dünya üzerinden çocuklara ulaştırılmakta ve yine, sosyal ağlara baktığımızda; işte, Instagram, Facebook ve Twitter'a baktığımızda da gördüğümüz gibi, ahlak boyutlarını aşan ve bu anlamda insanların haklarına giren birçok eylem söz konusu. Sahte hesaplar üzerinden özellikle bunların tamamı yapılmakta. Bu hususta -gündeme taşıdığımız gibi liderimiz Sayın Devlet Bahçeli Beyefendi'nin de dediği gibi bizlerin de şu an sosyal medya hesaplarını kullanmamasının sebebi olan- özellikle sosyal medya ve dijital dünyada bu tarz suçların işlenmesi durumunda mutlaka düzenlemenin getirilmesi, caydırıcı cezaların mutlaka devreye girmesi gerekmektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın söylerinizi.

Buyurun.

ARZU ERDEM (İstanbul) - Başkanım, bitirmek üzereyim.

Bu hususta yapılacak olan çalışmalarda, özellikle buna hani hep şu söyleniyor ya "İşte, ifade özgürlüğü...", yok efendim "Bu benim hakkım, ben istediğimi yazabilirim..." Siz başka bir insanın hakkına girdiğiniz an, ifade özgürlüğünüzün sınırı biter ve suç başlar. İşte, burada dikkat etmemiz gereken en önemli husus bu. Hep birlikte, inşallah bu konuya bir çözüm getireceğiz.

Hepinizi tekrar saygılarımla selamlıyorum.(MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)