GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:113
Tarih:14.07.2020

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ben söz konusu teklifin maddesi üzerinde konuşmayacağım, bence daha önemli bir iş yapmaya çalışacağım. Özellikle Adalet ve Kalkınma Partisi mensubu arkadaşları uyarmak üzere, ekonomideki gidişatla ilgili birkaç şey söylemeye çalışacağım. Biliyorsunuz halkımızın bir lafı var "Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar." diye ve önümüzdeki çok uzun, çok geç olmayan bir zaman içinde, gerçekten, böyle bir kıyamet kopacak gibi gözüküyor. Gerçekten, bu kıyametin işaretleri var, önemli olan bu işaretleri okumaktır diye düşünüyorum ve Hükûmetin o konuda büyük bir eksikliğin içinde olduğunu düşünüyorum yani var olan işaretleri okumakta zorlanıyor.

Şimdi, gelir dağılımının -zaten çok az bir zaman olduğu için uzun açıklamalarda bulunmayacağım ama- önemiyle ilgili olarak söylediklerimi hepiniz biliyorsunuz, daha doğrusu hepiniz bunun ne kadar vahim bir mesele olduğunu biliyorsunuz. Bir toplumda gelir dağılımı bozulursa esasında birçok mesele de bozulur. Özellikle toplumun sosyal ve siyasi dokusu gerçekten bozulur; çatışmalar, kargaşalar biçiminde şiddet ortaya çıkar. O sebeple konu önemli diye düşünüyorum, onun için de birkaç tespitimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Şimdi, bir kere, yapılan bir çalışma şunu gösteriyor; pandeminin gelir dağılımına nasıl bir etkisi olmuş diye bir çalışma var. Bu çalışmada gözüken şu ki: En yüksek geliri olan yüzde 20'nin payı, yüzde 47,5'tan yüzde 48,5'a çıkıyor; en yoksul yüzde 22'nin payı ise yüzde 6,4'ten yüzde 5,6'ya düşüyor. Yani pandeminin sonuçları itibarıyla gelir dağılımı nasıl bir etki yapmış diye baktığımızda; zenginlerin daha zengin olduğu, yoksulların daha yoksullaştığı bir süreci tetiklediğini görüyoruz.

Şimdi, arkadaşlar, hepimiz biliyoruz, Adalet ve Kalkınma Partisi oldukça uzun bir süredir iktidarda ve iktidarının önemli bir kısmında gelir dağılımıyla ilgili olarak baktığımızda olumlu adımlar attığını görüyoruz ta ki 2013'e kadar -benim izleyebildiğim kadarıyla- ama 2013'ten sonra, Hükûmetin uyguladığı politikalar bakımından baktığımızda, bu mesele sanki arkaya atılmış ve sonuçta gelir dağılımındaki bozuklukla çok fazla ilgilenen bir Hükûmet olmaktan çıkmış.

Son olarak, bu sürece etki etmek bakımından önemli olduğunu bildiğiniz enflasyon meselesi var. Enflasyonun arttığını biliyorsunuz son ay itibarıyla; mayısta yüzde 11,39'ken haziran ayında yüzde 12,62'ye çıktı. Geniş anlamda işsizlik martta yüzde 23'tü, nisanda yüzde 24,6'ya çıktı ki nisan, daha henüz pandeminin çok ortaya çıkmadığı bir dönem. Dolayısıyla da yapılan hesaplara göre en az 10 milyon civarında insanın işsiz olduğu gözüküyor Türkiye'de.

Peki, Hükûmet ne diyor diye baktığımızda; arkadaşlar, Hükûmet benim çok şaşırdığım şeyler söylüyor. Bunlardan bir tanesi şu: Geçenlerde, Sayın Bakan Albayrak Borsa İstanbulun yükselişine baktı ve dedi ki: "Görüyor musunuz, ekonomiye güven artıyor." Ve daha sonra -iki gün önce yanılmıyorsam- konutta müthiş bir patlama olduğunu, faizlerin düşmesiyle konut satışında artışın çok yüksek olduğunu söyledi vesaire.

Değerli arkadaşlar, çok az zamanım kaldı, onun için hızla şunları söyleyeceğim sizlere: Bu sonuçlar, esasında, görüldüğü gibi değildir, Borsanın yükselmesi sevindirici bir haber değildir; aksine, gelir dağılımı bakımından baktığımızda bizi düşündürmesi gereken bir hadisedir. Neden böyledir? Çünkü o da bir enflasyondur esasında. Varlık fiyatlarının enflasyonu artıyor demektir. Varlık fiyatlarının enflasyonunun artması ne demektir? Zenginlerin daha fazla zengin olma eğilimlerinin veya imkânlarının arttığı anlamına gelir, bu bir; konut aynı şekilde. Yani şöyle bir durum var: Parasal genişleme politikası esasında, Türkiye'de spekülasyonu artırdı. "Konutu kimler aldı?" diye baktığımızda veya "Borsada kimler oynuyor?" diye baktığımızda, yeni oyuncular olabilir, yeni ev sahipleri olabilir ama emin olun, negatif faizlerin oluştuğu bir ekonomide aslında, zenginler daha zengin olmanın imkânlarını yakaladılar, yoksullar da daha fazla yoksul olmak zorunda kaldılar.

Maalesef sürem bitti.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum, iyi akşamlar. (HDP sıralarından alkışlar)