| Konu: | Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 113 |
| Tarih: | 14.07.2020 |
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben, size bir mahkeme salonundan bir tablo sunmak istiyorum bugün. Meclisimizin vekillerinin çoğu anne veya babadır. Anne veya babalıkla ilgili bir mesele var, bakalım hisleriniz ne olacak, dikkatle dinlemenizi isterim.
Kocaeli'de partimiz üyesi 15 kişi yargılanıyordu geçtiğimiz hafta. Yargılanmalarının nedeni, yaklaşık bir yıl önce açlık grevleri dolayısıyla açlık grevi yapan annelere destek vermekti. Anneler açlık grevinde olan çocukları için uzak illerden gelmiş ve çocukları ölmesin diye cezaevi önünde oturuyorlardı. Tek dertleri vardı: Açlık grevinde -içeride, cezaevinde- olan çocuklarımız ölmesin; bir ana olarak tek dertleri buydu. Ama, o anneler, hiçbir yere müdahale etmeyen, sakince oturmak isteyen anneler hiç iyi karşılanmadı polisler tarafından ve anında -şu gördüğünüz gibi- gözaltına alındı, darp edildi ve sürüklenmeye başlandı. Bakın, sürüklenme görüntüleri... 70'li yaşlardaki, Diyarbakır'dan gelip Gebze Cezaevinin önünde oturan annelerimiz darp ediliyordu. Onlar arasında bir video görüntüsü unutulmazlar arasına giriyordu, biliyor musunuz? Sadece HDP'liler değil, toplumun her kesimi, 70'li yaşlardaki 3-4 anneyi 100 metre boyunca arkadan dürtükleyen, affedersiniz bir büyükbaş hayvanı dürtükler gibi, itekler gibi muamele eden bir polis memurunu izliyordu. Anneler yürüdükleri o alandan uzaklaştıkları hâlde polis memuru arkalarından -şurada gördüğünüz gibi- anneleri itekliyor, onlara hakaret ediyor, "Yürü!" diyor ve hakaretlerini devam ettiriyordu. Bu utanç verici görüntüyü ise orada polis kamerası da çekiyordu sanki bir marifetmiş gibi. Ve ardından ne oldu? Kamuoyu hakikaten büyük tepki gösterdi; Valilik açıklama yaptı, İçişleri Bakanlığı açıklama yaptı "Polis memuru hakkında gereken işlemler yapılacaktır." dendi ama hiçbir şey yapılmadı. O günlerde ben soru önergesi verdim, Kocaeli Valisiyle konuştum, "Bir şeyler yapılacak Sayın Vekilim." dedi, hiçbir şey yapılmadı. Bana "Ya, Vekilim, bunlarla uğraşma. Hangi Kürt anası uğradığı hakaret için adaleti buldu ki şimdi bulacak" diyen Kürt gençleri maalesef haklı çıktı. Bu polis memuru için bir yılı aşan bir süredir ne idari ne adli hiçbir şey yapılmadı. Yapılmadığı gibi, o annelerin yanında olan, Diyarbakır'dan gelen en az 70 yaşındaki annelerin yanında olan HDP'li arkadaşlarımız için bir gözaltı furyası yapıldı; sabahın beşinde evleri basıldı, derdest ve darp edilerek gözaltına alındı ve ardından tutuklandı. Tam sekiz ay boyunca -bomboş gerekçelerle- açlık grevine destek verme suçuyla yargılandılar, tutuklu olarak sekiz ay boyunca. Kimisinin 3, kimisinin 4 çocuğu vardı ve sonunda mahkeme günü geldi, mahkemeye gittik. "Neymiş suçları, bir dinleyelim." dedik ama bakın, savcının iddianamesini dinleyince ben daha da şaşırdım arkadaşlar. Bakın, burada iddianame, savcı iddianamede tam 159 kez "sözde" ifadesini kullanıyordu, bu anneler için "sözde analar" diyordu, "sözde analar." Ya, arkadaşlar, her şeyin "sözde"sini duyduk da "sözde ana"yı duymadık. Savcı "sözde ana" deyip duruyordu.
Ben sormak isterim: Bu savcının bir annesi yok mu? Bu savcıyı bir anne doğurmadı mı? Seni doğuran annenin hatırı için 70 yaşındaki annelere saygı göstermeyi düşünmez misin? Düşünmez, evet, çünkü onun için oraya getirildi, bunu söylediği için terfi edecek, zaten bunu söylemesi için oraya getirildi ve sonuçta da işte, bunlar yaşandı.
Değerli arkadaşlar, Kürt meselesini böyle çözemezsiniz. Annelere hakaret ederek Kürt meselesi çözülmez, derinleştirilir, insanlar ölür.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) - Biz, çocuklar ölmesin, analar ağlamasın diye boşuna söylemiyoruz ama sizin iktidarınız da 70 yaşındaki analar bile "sözde ana"lar olarak anılıyor. (HDP sıralarından alkışlar)