GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:114
Tarih:16.07.2020

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Dün, 15 Temmuzdu ve 15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden dört yıl geçmiş oldu. O günlerde "Allah'ın bir lütfu." tanımıyla karşılamıştık ve dört yılın sonunda baktığımızda gerçekten bir lütfa dönüşmüş. Niçin? Her ne olursa olsun, toplumda bir muhalefet sesi çıktığında, toplumda bir itiraz sesi çıktığında bu FETÖ'yle bir şekilde maskelenmeye çalışılıyor ve FETÖ dışında son dönemde birçok şeye bir maske daha bulundu, pandemi. Yani birçok düzenleme yapılırken -pandemi nedeniyle- itiraz, ses çıktığında da çeşitli hamasi nutuklarla beraber insanlar FETÖ diye suçlanmakta.

Büyük bir darbe, büyük bir girişim, büyük bir organizasyon ve o günkü şartlarda tutanak tutanlar, yargılama yapmaya çalışanlar, karar verenler, soruşturma yürütenler; bir kısmı içeride, bir kısmı hâlâ işlerine devam etmekte fakat bu işin mağdurları hiç dikkate alınmamakta.

Bugün bir kişiden değil birkaç olaydan söz edeceğim hem de bugün gelişen olaylardan.

Osman Kavala'nın -dokuz yüz seksen sekiz gün- iki gün sonra 1.000'inci günü doluyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin karar almasına rağmen, İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesinden tahliye kararı çıkmasına rağmen... Orada karar veren hâkimler; Başkan Galip Mehmet Perk ve üye hâkimler Ahmet Tarık Çiftçioğlu ve Talip Ergen hakkında inceleme başlatıldı ve el çektirildi. Tahliyeden sonra Kavala'nın tekrar tutuklanmasına karar verildi.

Türkiye'deki yargıya bir başka örnek verirsek bu süreçle ilgili, özellikle siyasette muhalefet eden, iktidara doğru hep birlikte yürümeye çalışan başta Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, İdris Baluken, Gültan Kışanak, Leyla Güven ve Musa Farisoğulları'yla ilgili Fetullahçı yapılanma, FETÖ'cüler karar almıştı, imza atmışlardı fakat onların aldığı kararı bu Meclis tekrar onaylamış oldu, arkadaşlarımızın vekillikleri düşürüldü. Onunla da yetinilmedi; hâlâ mahkemelerde, siyasetle uğraşan binlerce insanın FETÖ'cülerin hazırladığı dosyalarla ilgili incelemeleri sürmekte, mahkemeleri uzatılmakta. Niçin? Eğer biz darbelerin siyasi sorumlularını, gerçek nedenlerini dört yıl değil, kırk yıl da geçse çıkarmasak bu uygulama devam edecek, keyfiyete dönüşecek ve her seferinde de bu keyfiyette insanlar mağdur olacak.

Bakın, bugün, Konya Ilgın'a bağlı Çavuşcugöl köylüleri tarlalarının kömür ocağına dönüşmesini istemiyorlar ve Cumhurbaşkanlığından bir karar çıkartılmış, kömür ocağına dönüştürülecek, kamulaştırılıyor. Köylüler, hasat zamanı biçerdöverlerle, traktörlerle oraya gitmeye çalışıyorlar, tak diye önlerine kolluk güçleri, Jandarma çıkıyor, engel oluyorlar, siz bunu yapamazsınız.

Bir diğeri, Çorlu'da büyük bir ihmal yüzünden 24 kişi yaşamını yitirmişti ve bir katliam diye tanımlanmıştı, "Çorlu katliamı" diye tanımlanmıştı, iki yıl geçtikten sonra tekrar bir mahkeme var, bugün bilirkişi gidip orada inceleme yapacak. Bilirkişiyle beraber, taraf olan, mağdur olan, hayatını kaybedenlerin aileleri, yakınları heyetle birlikte oraya alınmıyorlar, incelemeye karşı çıkılıyor. Yani bunlarla beraber Bursa'da, Kocaeli'de, birçok yerde buna benzer uygulamalar var.

Bakın, Dersim'de Munzur, ya Munzur bir isim olarak efsane oraya itiraza tekrar baskı var. Zilan doksan yıl önce orada yaşanan katliamla anılan bölgede bugün yapılmak istenen HES'e karşı çıkılınca, itiraz edilince tekrar bir şey var. Bunu niçin söylüyorum? FETÖ bahanesiyle artık iktidar öyle bir hâle geldi ki birçok yerde ses çıkarmak isteyen, muhalefet etmek isteyen herkese susturma, baskı ve bir yafta oluşturulmaya çalışılıyor.

Benim vekili olduğum Batman'da, Gülistan Caddesi diye bir cadde var, Gülistan Caddesi en işlek caddelerden biri, en hareketli caddelerden biri. Dün orada bir esnafa kolluk güçleri baskın yapıyorlar, kolluk güçleri ile esnaf arasında gerginlik çıkıyor. O esnafın, o kalabalığın arasında paldır kültür üstüne yürüyorlar ve ambulans çağırıyorlar o kişiyi götürmek için. Ya, bir esnaf ile kolluk güçleri arasında sükunet içerisinde bir çalışma yürütülmesi gerekirken her şeye baskıyla, korkuyla, darpla yaklaşım aslında bu darbeyi, pandemiyi, her şeyi lütfa dönüştürüp korkuyu, baskıyı yaygınlaştırmaktır. Bununla hiçbir yere varamayız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

NECDET İPEKYÜZ (Devamla) - Sayın Başkanım, toparlıyorum.

BAŞKAN - Uzatma vermiyorum.

NECDET İPEKYÜZ (Devamla) - Teşekkür derim. (HDP sıralarından alkışlar)