GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:114
Tarih:16.07.2020

MURAT ÇEPNİ (İzmir) - Teşekkürler Başkan.

Genel Kurul ve değerli halkımız; evet günlerdir özellikle Ayasofya üzerinden bir fetih edebiyatına maruz kalıyoruz ama şunu kabul etmek lazım ki AKP iktidarının fetihçi yanının en göze çarpan yanlarından bir tanesi, doğaya karşı açtığı savaş. Sakarya Karasu'da Hürriyet Mahallesi'nde kuş cenneti niteliğinde doğal alana taş ocağı yapılmak isteniyor. Buna tabii ki yöre halkı itiraz ediyor. Çünkü alan; su değirmenlerinin, su yataklarının, derelerin, mesire alanlarının, fındık bahçelerinin ve tapulu evlerin bulunduğu bir alan.

Yine, Konya Ilgın Çavuşçugöl'de yapılmaya çalışılan kömür madenine karşı köylüler direnişteler ve günlerdir de yüzlerce askerin ve polisin köye yığılmasıyla birlikte bir ablukayla bu direniş kırılmaya çalışılıyor.

Evet, yine geçtiğimiz günlerde, beklenmeyen doğa olayları da dediğimiz, felaket dediğimiz, aslında malumun ilamı olan su baskınları gerçekleşti. Daha öncesinde, Van Erciş'te sel felaketleri oldu ve 100'ün üzerinde hayvan hayatını kaybetti, en son da Artvin'de 4 vatandaşımız hayatını kaybetti ve yine Rize İkizdere'de bir sel oldu fakat bir can kaybı neyse ki yaşanmadı.

2020 Haziran ayında 304 madene ruhsat verildi. Temmuz ayında ise 36 maden projesine "ÇED Olumlu" veya "ÇED Gerekli Değildir." kararı verilmiş oldu. Şimdi yine, bugünlerde Karadeniz'de Yeşil Yol Projesi'nin Danıştay tarafından iptal edilmesine tanık olduk, iyi bir karar fakat geç kalınmış bir karar çünkü zaten Yeşil Yol Projesi bitmişti. Sadece geriye kalan Çamlıhemşin Yaylaları, Samistal Yaylası -herkes bilir- vardı, aslında sadece orası kalmıştı; dolayısıyla zaten Samsun'dan Artvin'e kadar Yeşil Yol Projesi yolları neredeyse tamamlanmıştı. Şimdi, burada ne yapılmaya çalışılıyor aslında? Ayder'in durumu malum, işte, "Ayder'e ihanet ettik." demişti birileri. Yani vahşi bir turizm baskısıyla yaylalar, dereler, ormanlar, tarım alanları sermayeye peşkeş çekiliyor.

Peki, en çarpıcı yere gelelim: Kanal İstanbul Projesi de yine gündemimizde. İşte bütün bu fetihler doğaya karşı, tarım alanlarına karşı; derelere, ormanlara, yaylalara karşı geliştirilen, AKP'nin rantçı fetih politikalarının en çarpıcı örneklerinden bir tanesi Kanal İstanbul Projesi. Burada da şunu görmüş olduk: Elin Suudi Arabistanlısı Süleyman Al Muhaidip; bu arkadaşın tarla vasfındaki 9 dönümlük arazisi imara açılmış, çok ileri görüşlü, arkadaşlar. Yine Kuveytli birisi aynı zamanda, Kanal İstanbul'da arazisinde zemin artı 4 katlı izinli konut artı ticaret alanı hakkına sahip olmuş; bu da çok ileri görüşlü bir arkadaş. Yine, Katar Emiri'nin annesi de -basına da yansıdı- 44 dönümlük tarla, turizm artı ticaret alanı sahibi artık Kanal İstanbul'da. Şimdi, bu iktidar, Boğaz'ın etrafındaki yalılarda oturanları eleştirmişti fakat kendisi, Kanal İstanbul'da aynısını yapmaya çalışıyor.

Peki, burada daha da çarpıcı olan şu: Bakan Albayrak, biliyorsunuz, aynı yerde 3 dönümlük bir arazisi vardı, bunu daha sonra 13 dönüme çıkardı ve onun da yeri yine konut artı ticaret alanı oldu, 3 dönüm artı 13 dönüm. Şimdi, tabii, insan soruyor. Bakan Albayrak, damat Albayrak tabii ki bu öngörüye sahip olabilir; zekidir, Maliye Bakanlığı boşuna verilmedi kendisine, mutlaka böyle bir ileri görüşlülüğü vardır, verilmiş fakat insan şunu anlayamıyor: Ya, bu elin Suudi Arabistanlısı, Katarlısı nasıl oluyor da bu Kanal İstanbul arazisinde, İstanbul'da böyle bir ileri görüşlülüğe sahip oluyor? İşte, bu, AKP siyasetinin yarattığı çok ileri görüşlü sonuçlar!

Buradan şunu söyleyerek bağlamak istiyorum: Evet, AKP siyaseti bir fetih yürütüyor ve bu fetih, halka karşı, halklara karşı ve doğaya karşı geliştirilen bir fetih ve bu fetihten faydalananlar, bu ülkenin işçileri, emekçileri, köylüleri değil, bu ülkenin ekmeğini sömüren bir avuç, saray etrafında kümelenmiş şirketlerdir. İşte biz bu fetih siyasetine, halka karşı, doğaya karşı bu düşmanca siyasete itiraz etmeye, kral çıplak demeye devam edeceğiz.

Teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)