GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:114
Tarih:16.07.2020

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben, OHAL üzerine konuşacağım.

Dört yıldır OHAL devam ediyor. Dün, başarısız bir darbe girişiminin yıl dönümü idi. Sonrasında dört yıl darbe devam etti. Gerçek anlamda darbe, dört yıldır devam ediyor. Neye yapılıyor? Demokrasiye, hukuka, insan haklarına, millete yapılıyor; annelere, babalara, çocuklara, seçilmişlere, belediye başkanlarına, milletvekillerine yapılıyor.

İşte, bütün bu OHAL macerasını biz büyük bir araştırmada inceledik. Üç yıldır inceliyoruz, 3.305 kişiyle. Üçüncü yıl OHAL araştırmasını geçtiğimiz günlerde açıkladık. 1.667 sayfalık dev bir rapor hakkında size bilgi vermek isterim değerli arkadaşlar. OHAL, Anayasa'nın izin verdiği bir hâl ama OHAL, Anayasa'ya aykırı bir şekilde kullanıldı. Anayasa ayaklar altına alındı, anayasal rejim yerine bir KHK rejimi kuruldu ve insanlar, sorgusuz sualsiz ihraç edildi. Kamu görevinden ihraç edilmekle kalmadı, özel sektörde iş bulmalarının önüne geçildi. Öğretmenler; şu anda 55 bin öğretmen açıkta, hiçbir iş yapamıyor. Hukukçular avukat olamıyor, özelde bile iş yapamazsın denildi, ne denildi? "Öl denildi, öl... Seni imha etmek istiyorum." denildi. Yurt dışına çıkışları bile engellendi. 3,5 yıldır pasaport yasakları getirildi. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yoktur, yargı kararı olmaksızın pasaport yasağı getiremezsiniz, sonuna kadar bunu yaptılar. Ve sonunda aç susuz kalan insanlar, sivil bir ölüme uğratıldı. Yani, yaşayan insanı ölü kabul eden bir iktidar var karşımızda.

Sosyal ölüme uğrattılar, aforoz ettiler, siyasi ve sosyal bir soykırıma uğrattınız ve insanlarımız intihar etmeye başladı. Bakın, dört yıldır 60'tan fazla intihar var. İnsandan bahsediyorum, siyasi kelam etmeyin bana, insanlar intihar ediyorlar, çaresiz kalıp intihar ediyorlar. Boşanmalar normal popülasyonda binde 1, KHK'lilerde yüzde 3,2, yani 17 kat artmış. Yani insanların evlerini yıkmışsınız, ocaklarını darmadağın etmişsiniz, aile birliği, bütünlüklerini perişan etmişsiniz, intihar eden, sosyal dışlamaya uğrayan, ekonomik sefaleti, psikolojik sorunları yüzde 90 oranlarında yaşayan bir topluluk var karşımızda ve şu an Türkiye'nin en önemli sorununun bu olması lazım.

İnsanların mallarına çökme, ganimet gibi görme, emekli hakkını alan insanların emeklilik hakkını gasbetme, emekli ikramiyesini gasbetme -yasal hakkı aslında- veyahut da aç susuz kalan insanlara sosyal yardım vermeme, ondan da menetme. Bunlar, soykırımdan başka nedir?

Bir de bütün bunların üstünü örtmeye çalıştınız. Evet sayısal çokluğunuzla, Cumhur İttifakı'yla AK PARTİ-MHP, bunun üstünü örttü, ne yaptı? 31 Ekim 2019 öncesi, tüm SGK'nin suç ve günahlarını örtmek üzere SGK yetkililerine yasal zırh getirildi, bunu bu Meclis çıkardı. Utanç verici bir yasadır, soykırımı örtme yasasıdır bu, başka bir şey değildir. Suçsuzsa niye bu yasayı çıkarıyorsunuz? "Minareyi çalan, kılıfını uydurur." demiş bizim halkımız, değil mi? Bakın, öylesine bir soykırım yaptılar ki Almanlardan tek farkı, gaz odası eksikti ve bu, sonuçta topluma da yansıdı.

Nereye yansıdı? Bakın, elimizdeki bulgular net, 2015'te kişi başına düşen millî gelir 10.082 dolar iken 2019'un sonunda 8.960 dolara düşmüştür. Toplum da çökmeye başlamış. Topluma da sirayet etmiş. Hepsini bilimsel çalışmalarla bulduk. Sadece mağdurlar değil, mağdur yakınları ve toplum da çökmeye başlamış. Siyasal, sosyal, ekonomik, kültürel, psikolojik olarak arkadaşlar, şu değerlerin hepsinde büyük çöküşler var.

Bakın, Nature Endeksi'ni söylüyorum: 47 ülke arasında bilimsel çalışma üretme açısından Türkiye sondan 12'nciydi. Ne oldu, biliyor musunuz? Bizim ligimizdeki Tayland, İran gibi ülkeler bilimsel çalışmalarını artırırken bizimki azaldı OHAL döneminde.

Yine, ülkeden bir kaçış başladı. Cumhuriyet Dönemi'nin en büyük beyin göçü yaşandı, insanlar ülke dışına çıkmaya başladı.

Merkez Bankasının döviz rezervleri, 105 milyar dolardan 55 milyar dolara düştü ve sonuçta insanlar, bu ülkede kalmak istemedi arkadaşlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Gergerlioğlu.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) - Bakın, "İmkânınız olsa yurt dışına yerleşip orada yaşamak ister miydiniz?" diye sorulmuş.

BAŞKAN - Sayın Gergerlioğlu teşekkür ediyorum.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) - Halkımız, Türkiye genelinde yüzde 62,5 şu ortamda evet demiş ve AK PARTİ seçmeninin de yüzde 47'si evet demiş.

Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)