GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:114
Tarih:16.07.2020

HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, bugün başka bir kanun kapsamında bir madde hakkında konuşurken bu kayyum meselesini biraz tartışmaya çalışmıştım, ben oradan devamla devlet ile hukuk arasındaki ilişkiye dair birkaç şey söylemek istiyorum. Türkiye'de genel olarak şöyle düşünülür: "Devlet bazen hukuk dışına çıkıyor." Bana sorarsanız baştan sona yanlış olan bir önermedir. Hukuk dışına çıkan şey zaten devlet filan değildir, artık başka bir şey olmuştur. Bunu şunun için söylüyorum; kıymetli arkadaşlar, siyaset hem teorisinde hem sosyolojisinde şu ayrım sürekli yapılır: Devlet mafyadan farklı bir şeydir. Devleti mafyadan farklı kılan şey hukuk ve meşruiyet içerisinde olmasıdır. Malum, devlet dediğiniz yapı en genel anlamda bir şiddet tekelidir. Yani toplumla bir sözleşme yaparsınız, anayasa; toplumu şiddetten arındırırsınız; sonra, o şiddet aygıtlarını ancak hukuk ve meşruiyet sınırları içerisinde kullanırsınız. Eğer, siz devlet olarak tekelleştirdiğiniz şiddeti hukuk dışında kullanıyorsanız artık başka bir şeysiniz. Dolayısıyla "Devlet hukukun dışına çıkmıştır." baştan sona anlamsız, mantıksız bir önerme.

Bakın, kıymetli arkadaşlar, çok fazla teorize etmeyeyim, gecenin bu vakti sizi felsefeye boğmayayım. Şöyle bir örnek vereyim -kendi kişisel hayatımdan da çok örnek vermek istemiyorum ama- ben de dokunulmazlığı kaldırılan milletvekillerinden biriyim maalesef. 2016 yılında, o zaman daha yeni gelmiştim, sadece 2 davam vardı; keşke daha fazla olsaydı diyorum. Çünkü bazı vekillerimizin 60-70 tane vardı, ben burada sadece üç ay kalmıştım; üç ayda maşallah, hemen, şak şak birkaç fezleke, dokunulmazlığı kaldırdınız. 2018 yılına kadar ben yargılandım "2 tane hakaret davası" dediler. 2019 yılında Bingöl Belediye Başkanlığına partim beni aday gösterdi, Diyarbakır Milletvekiliyken. Tabii, ben üçüncü defa seçilince 2018 yılında, avukatımız başvurdu "Bizim vekilimiz tekrar seçildi, dokunulmazlığını kazandı." Mahkeme heyeti de benim yargılamamı durdurdu, yani anayasal olarak benim böyle bir hakkım var; ki benim suçlandığım madde Anayasa'nın 14'üncü maddesi yani terörle ilgili bir madde değil; bir hakaret, asliye cezada bir madde. Yargılamamı durdurdu, sonra benim belediye başkanlığı adaylığım açıklandı, ben kampanya için Bingöl'e gittim. İki hafta geçti aradan, avukatım panik bir şekilde "Vekilim, sizin hakkınızda yakalama kararı çıkmış, sizin yargılamanızı tekrar başlatmışlar." Ya, nasıl olur? Bu nasıl bir şey? Benim belediye başkanlığı adaylığım netleşti, hemen yargıyı başlattılar. Olur da belediyeyi biz kazanırsak kayyum atayacaklar, bunun hazırlığını yapıyorlar. Neyse ben gittim, hâkime hanımı gördüm; genç bir hâkime hanım orada. Benim ilk söylediğim şu oldu... Hatta ben dedim ki öyle çirkin bir durum olmasın çünkü daha önce polisle falan kapımıza gelmişlerdi böyle, sanki büyük suçlar işlemişiz gibi. Ben giderim, bir hâkime hanımı görürüm, durum neymiş diye. Gittik, hâkime hanımı gördüm, sordum: "Hâkime Hanım -ilk sözüm- siz bu yaptığınızın suç olduğunun, bir Anayasa ihlali olduğunun farkında mısınız? Bir milletvekili olarak benim şu an dokunulmazlığım var ve dokunulmazlığı olan milletvekili hakkında yakalama kararı çıkarıp beni yargılamaya çalışıyorsunuz; Anayasa açık." Bana ne dedi biliyor musunuz? Dedi ki: "Ama Sayın Vekilim, savcı bey itiraz etti, biz daha önce yargılamanızı durdurmuştuk." Ben de gülümsedim, hâkime hanıma sadece şu kadar diyebildim: "Ya, bu mahkeme heyetinin başkanı sizsiniz, savcı değil ki!" Bir militan savcı göndermişsiniz oraya; hâkimler bile terörize olmuş, kendisinden korkuyor, gerçekten. Nihayetinde yargılandım, on bir yıl on bir ay yirmi gün de ceza aldım, on iki ay alsaydım milletvekilliğim düşecekti. Biz böyle bir rezaletle karşı karşıyayız.

Şimdi, kıymetli arkadaşlar, bakın, mesele, dediğim gibi, devletin hukuk dışına çıkması meselesi değildir. Devlet rutin bir şekilde, kendi koyduğu yasanın dışına çıkarsa... Evet, ortada polisin copu var, görüyoruz; askerin postalı var, görüyoruz; kendisine "hâkimim" "yargıcım" diyen insanlar var, görüyoruz ama ortada "devlet" diye bir şey yok. Bizi sürekli devlet düşmanı ilan ediyorsunuz ya, aslında devletin bütün kurumlarını yozlaştırarak, devleti hukuktan uzaklaştırarak bu devletin içini siz boşaltıyorsunuz.

Bu geç vakit dinlediğiniz için de hepinize teşekkür ediyorum. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)