| Konu: | Mikroplastiklerin çevreye etkilerine ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 116 |
| Tarih: | 22.07.2020 |
HASAN KALYONCU (İzmir) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; mikroplastiklerin çevreyi kirletici etkileri hakkında gündem dışı söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, yeni görevinizde başarılar diliyorum, hayırlı uğurlu olsun.
Çevresel kirleticiler incelendiğinde plastikler ve sebep olduğu kirlilik önemli bir risk unsuru olarak değerlendirilmektedir. Bu plastikler fiziksel ve kimyasal etkilerle daha küçük parçacıklara ayrılmaktadır. Bu parçalardan boyutu 5 milimetreden küçük olanları mikroplastik olarak isimlendirilmektedir. Mikroplastikler, çevrede plastik kirleticilerin muhtemelen en tehlikeli sınıfıdır. Mikroplastikler parçalanma, ufalanma sonucu oluşan mikro-nano kirleticilerdir. Mikroskobik boyuttaki bu partiküller canlılar için olumsuz etkilere yol açabilmektedir.
Mikroplastiklerin bazı örneklerini üretim döküntüleri, kozmetikte kullanılan mikroboncuklar, sentetik tekstil lifleri, araç lastiği döküntüleri ve daha büyük plastik parçalardan fiziksel ve kimyasal etmenlerle parçalanarak oluşan partiküller şeklinde sıralayabiliriz.
Mikroplastikler; akarsu, göl veya deniz gibi ortamlardaki özellikle suyu süzerek beslenen omurgasız canlılar ve balıklar gibi omurgalı canlılar vasıtasıyla, besin piramidi içerisinde birikerek ve taşınarak insana kadar ulaşabilmektedir. Ayrıca, sucul sisteme yapılarındaki kimyasal maddelerin geçişi söz konusu olduğundan, insanlar dâhil birçok canlıyı tehdit edici bir kirlilik oluşturmaktadırlar.
Sayın milletvekilleri, tek bir sentetik giysi yıkanırken 1.900 adet mikroplastik lif kanalizasyona geçebilir. Tek bir cilt temizleme ürünü 360 bin adet mikroboncuğu içerebilmektedir. Kullanım sonrasında bu partiküller çevreye kirletici olarak taşınmaktadır. Atık su arıtma tesislerinde bu mikroboncuklar tam tutulamayıp oradan arıtılmış sularla beraber alıcı ortamlara aktarılmaktadır. Doğal su kaynaklarına geçtiğinde, mikroskobik ve büyük canlılar için büyük tehdit oluşturmaktadır. Mikroplastikler, ağır metaller gibi katkı malzemesi içermeleri, yüzeylerinde toksik kirleticileri taşımaları, canlılar tarafından besin zannedilerek yutulabilmeleri, atık su arıtma tesislerinde tamamıyla giderilememeleri, atmosferde ve su kaynaklarında kolayca taşınmaları ve doğada çok zor yok olmaları gibi özelliklerinden dolayı çevre ve sağlık açısından büyük tehlike arz etmektedirler. Mikroplastikler taşıdıkları kirleticileri besin zincirine sokarak bir üstte bulunan canlıya aktırılmasına sebep olmaktadır. Çeşitli canlılar, plastik parçalarını bünyelerine aldıktan sonra, sindirim, boşaltım, üreme ve büyüme sistemlerinde ciddi problemler yaşamaktadır. Mikroplastiklerin, insan tüketimine sunulan gıda maddelerinde; tuz, midye, balık gibi su ürünlerinde; şeker, bal, soda, su gibi yiyecek ve içeceklerde; iç, dış hava örneklerinde bulunabildiği anlaşılmıştır. Bu sebeple, beslenme ve solumun yoluyla mikroplastiklere maruz kalabileceğimiz açıktır fakat bunun insan sağlığı üzerindeki etkileri henüz tam olarak bilinmemektedir. İnsanlar tarafından solunması veya yutulması durumunda mikroplastikler vücudumuzda birikebilir ve bağışıklık sistemini etkileyerek parçacık zehirlenmesi gösterebilirler.
Ülkemizde bulunan su kaynaklarının kullanımı ve sürdürülebilirliği açısından su ve hava kalitesiyle ilgili önemli bir kirlilik olan mikroplastiklerin büyük bir ciddiyetle ele alınması ve incelenmesi gerekmektedir.
Kıymetli milletvekilleri, sözlerime son verirken akarsu ve havzalardaki plastik kirliliğinin denizdeki kirliliğin temel kaynağı olduğuna, tatlı su kaynakları açısından düşünüldüğünde oldukça ciddi bir problem teşkil ettiğine dikkatinizi çekmek istiyorum. Hızla gelişen sanayi ve nüfus, atık suların deşarjı ve çöplerin doğaya kontrolsüz bırakılması mikroplastik kirliliğinin ana kaynağını teşkil etmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayın Sayın Kalyoncu.
HASAN KALYONCU (Devamla) - Bu bilgi ışığında mikroplastiklerin su veya havaya ve dolayısıyla besin zincirine katılarak insana kadar ulaşmasının önlenmesi, en azından azaltılması amacıyla kaynakta tedbirler alınması ve bunun bir an önce hayata geçirilmesi gerekmektedir.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)