| Konu: | AFET RİSKİ ALTINDAKİ ALANLARIN DÖNÜŞTÜRÜLMESİ HAKKINDA KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 79 |
| Tarih: | 15.03.2012 |
İLHAN DEMİRÖZ (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı'nın 9'uncu maddesindeki önergemiz hakkında söz almış bulunuyorum.
Tasarının "Uygulanmayacak mevzuat" başlıklı 9'uncu maddesi, Zeytincilik, Orman, Askerî Yasak Bölgeler, Turizmi Teşvik, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma, Kıyı, Mera, Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu gibi, toplam on iki kanunun, bu kanunun uygulanmasını engelleyici hükümlerinin uygulanmayacağını hükme bağlamaktadır. Bu, öncelikle Anayasa'nın ilgili maddelerine aykırıdır. Anayasa'mızın 6'ncı maddesi: "Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir." ve bizim bu bölümle ilgili olan kısmını okuyorum zamandan dolayı: "Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz." Tekrar ediyorum: "Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz." Ancak, yine Anayasa'mızın 15'inci maddesi: "Savaş, seferberlik, sıkıyönetim veya olağanüstü hâllerde? Bunlar için Anayasada öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınabilir." Ama hepimiz biliyoruz ki bugünlerde savaş, seferberlik, sıkıyönetim veya olağanüstü bir durum söz konusu değil.
Değerli milletvekilleri, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu kadar geniş bir yetkiyle donatılıyor. Yetkileri MİT Kanunu ile donatılan Sayın Başbakan da bile böyle bir yetki yok. "Sayın Başbakandaki yetki" ifademi Anayasa çerçevesi içinde ifade ediyorum, yoksa Sayın Başbakanın nasıl yetkileri olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu yasa kapsamına alınan her yerde, her konuda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı istediğini yapabilir. Bu tasarı ile ülkemizin tüm kaynaklarında, tarım alanlarında, zeytinlik alanlarında, meralarında, ormanlık alanlarında ve hatta sit alanlarında yaygın bir talanın önü açılmaktadır. Örneğin, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'nun 13'üncü maddesi "Tarım Arazilerinin Amaç Dışı Kullanımı" bölümünde "Mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri ve sulu tarım arazileri tarımsal üretim amacı dışında kullanılamaz." diyor. Ancak, değerli milletvekilleri, bu Kanun diğer bakanlıklara geçerli, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı için, TOKİ için bu geçerli değil. Zeytincilik Yasası da -aynı şekilde- 20'nci maddesinde diyor ki: "Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç, kirletici sanayi tesisi yapılmaz, işletilemez." Ama bu tasarı gerçekleştiğinde, bu alanlarda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TOKİ istediğini yapacaktır. Bu onlar için geçerli değil.
Ben, sekiz yıl Türk Mühendis ve Mimar Odalar Birliği Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanlığı yapmış bir milletvekili arkadaşınız olarak söylüyorum, meslek odalarının dayanaklarından bir bölümü yukarıda belirttiğim yasalardır. Ancak, bu yasalar maalesef bugün askıya alınmakta, tüm meslek odaları devre dışı bırakılmaktadır.
Değerli arkadaşlar, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının şimdiye kadar yargı kararlarını uygulamamakta yeterli karineleri olduğunu biliyoruz. Bunlardan bir tanesi de maalesef, Bursa Esnaf ve Sanatkârlar Odalar Birliği ile TOKİ'nin ortaklaşa yapacağı sanayi siteleridir. Bu sanayi sitelerine tüm Bursa'daki meslek odalarının karşı olmasına ve yargı kararlarına rağmen, tasarının gerçekleşmesi hâlinde bu alanlardaki yargı kararlarının ortadan kalkacağını ifade etmek istiyorum.
Doğanbey kentsel dönüşümle ilgili, ucube projeyle ilgili değerli milletvekili arkadaşlarım görüşlerini belirttiği için bu konuya girmiyorum.
Şunu söylemek istiyorum: Bu tasarı ile planlama, denetim, mühendislik hizmetleri rafa kalkmış olacak ve yaşamın gerçek sigortası olan meralar, ormanlar, kıyılar, sulak alanlar ve tarım alanları gibi doğal varlıkların talanına olanak sağlanacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
İLHAN DEMİRÖZ (Devamla) - Bitiriyorum efendim.
Değerli arkadaşlar, biz, dün ve bugün Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu olarak 2/B'yle ilgili yasanın çıkması konusunda tüm Komisyon üyeleri çaba sarf ettik. Ama gelin görün ki, "Dönüşüm gelirleri" başlıklı madde 7'nin (b) fıkrasında, 2/B'yle ilgili "?gelirlerin yüzde 90'ını geçmemek üzere?" diye ifade ediliyor. Biz, buradaki Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonundaki arkadaşlarımızın günahı ne? Bu Komisyon üyeleri hiç dikkate mi alınmıyor? Yani Komisyonda biz bu şekilde karar almazsak bu bir çelişki değil midir? Bu yapılanların arkadaşlarımıza ve bize haksızlık olduğunu ifade etmek istiyorum.
Ülkemizde kentsel dönüşüm acil bir ihtiyaçtır ancak kentsel dönüşümün yeni rant alanları yaratıp bunları iktidar sahiplerinin paylaşacağı ya da dağıtacağı bir düzlemde değil, halkın ihtiyaç, hak ve yararları öncelik sayılarak gerçekleştirilmesinin gerektiğini ifade ederek hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Demiröz.