GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:117
Tarih:23.07.2020

HDP GRUBU ADINA EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Önceki adı daha sonra değiştirilmiş olan bu 225 sıra sayılı Yasa Teklifi'nin ikinci bölümü üzerine konuşacağım. Fakat dün yaptığımız konuşmada da esas itibarıyla altını çizdiğim gibi bu yasa önerisinin içinde, bütün torba yasalarda olduğu gibi çok çeşitli konular var, dolayısıyla da biraz atlaya sıçraya hani geneli üzerine konuşmanın ne kadar zor olduğu ortada.

Şimdi, şöyle bir cümleyle başlayayım: Hükûmetin özellikle Covid-19'la ilgili salgın sürecinde ekonomiyle ilgili attığı adımların, belli ölçülerde ekonomide bir canlanmaya veya en azından bir hareketlenmeye yol açtığını söylemek mümkün. Ve bunu yaparken -görebildiğimiz kadarıyla- daha çok işverene büyük ölçüde destek veren politikaları benimseyerek yaptı bunu; bir yandan krediler bir yandan işverenlere yaptığı vergi ötelemesi vesaire gibi politika seçimleri bir anlamda bunun bir sebebi oldu. Fakat şimdi bu yasa teklifinin girişinde, genel gerekçesinde de söylendiği gibi, halkın bazı sıkıntılarını aşması için gereken düzenlemeleri içerdiği söylenmekle birlikte ki bazıları gerçekten de bu anlamda bir etki de yaratabilir ama bazı konuları anlamakta zorlandığımızı da baştan söylemiş olayım.

Şimdi, bir kere, aşağı yukarı 4-5 madde var burada, ikinci bölümde; bu maddelerden bir tanesi Soma'yla bağlantılı, işten atılan işçilerin kıdem tazminatının ödenmesiyle ilgili bir madde var. Bir diğer madde, engellilerle ilgili bir madde var ve bir de özellikle daha önce çıkarılmış ve sürekli olarak ertelenen iş yerlerinde güvenlik uzmanı, sağlık görevlisi bulundurma zorunluluğuyla ilgili bir madde var.

Şimdi, özellikle bu maddelere baktığımızda üçünde de eksik olan bazı şeyler var -ki ben konuşmamda bunların altını çizmeye çalışacağım- bunlardan bir tanesiyle başlayalım: Madde 6'da Türkiye Kömür İşletmeleri bir karar vermiş; Soma'da, 2014'te gerçekleşen, söz konusu olan kazadan sonra Işıklar, Atabacası ve Geventepe'de redevans sözleşmeleri üzerine çalıştırdığı işçilerin önemli bir kısmı kıdem tazminatı almadan işten atılmışlar, bu hatayı düzelten bir madde bu. Yani diyor ki bu madde: "Bu kişiler, Türkiye Kömür İşletmelerine başvurdukları zaman söz konusu kayıpları karşılanacaktır." Fakat burada eksik olan şey şu: Redevans sözleşmeleri sonucunda ortaya çıkan veya en azından o bağlamda söz konusu olan bu kıdem tazminatları meselesinin sadece Soma'daki 3 maden işletmesini değil, diğer maden işletmelerini de kapsaması lazım. Çünkü biliyorsunuz, TKİ'nin aynı zamanda redevans sözleşmesiyle çalıştırdığı başka iş yerleri de var. Dolayısıyla oradaki hak kayıplarını da dikkate alan bir yerden bunu kurgulaması lazımdı fakat bunu bu maddede göremiyoruz. Onun ötesinde, yine redevans sözleşmeleriyle iş yapılan yerlerde -ki 2014'ten sonra bu kanunun çıkacağı zamana kadar geçen süre içinde de- hak kayıpları söz konusu olmuş olabilir, dolayısıyla bunların da bir biçimde karşılanması gerekir diye düşünüyoruz. Bunun ötesinde, yasa teklifinde sadece kıdem tazminatından söz ediliyor. Oysa ihbar tazminatı, işten atılma tazminatı gibi birtakım tazminatları da burada konu edinmesi gerekiyor. Dolayısıyla da ya ben açıkçası Plan ve Bütçe Komisyonunda bu konudaki tartışmaları yeterli bulmuyorum çünkü zaten çok kısa süreler veriliyor ve bu kısa sürelerde bu meseleler konuşuluyor.

Şimdi, mesela, bu mesele, 6'ncı madde üzerinden gidersek, bunlar söylendi ama söylenmesine rağmen Komisyonun ya da kanunu getiren, teklif eden arkadaşların Komisyonda herhangi bir değişiklik kararı alması söz konusu olmadı; dolayısıyla da bu anlamıyla eksik gelmiş olan bir madde bu ve yarın yine benzer bir maddeyle karşılaşacağımızdan ben aşağı yukarı eminim.

7'nci madde engellilerle ilgili bir madde ki üzerinde daha sonra konuşulacak ama ben engellilerle ilgili olarak şunu söyleyeyim: Şimdi, burada bir öteleme var. Üstelik de 3-4 defa ötelenmiş bu. Neyi öteliyorlar? Mesele şu: Erişim konusunda engellilerin yaşadıklarının çözülmesine ilişkin olmak üzere araçlarda -mesela, ne bileyim, minibüslerde- bazı düzenlemelerin yapılmasıyla, yani engelli vatandaşlarımızın erişime ulaşmasının sağlanmasıyla ilgili bir madde bu; çok medeni, çok doğru, çok ihtiyaç olan bir madde bu. Fakat arkadaşlar, yanılmıyorsam 3-4 defa ertelendi bu ve yine bu madde buraya geldi; bu da bir öteleme, bir erteleme talebi olarak geldi. Yani, biz engelli vatandaşlarımıza diyoruz ki: "Evet, daha önce çıkardık -2012'de çıktı galiba bu kanun- ama bir türlü yapamıyoruz bunu ve yapamamaya da devam ediyoruz." Ve bunun, hani, gerekçede söylendiği gibi hak kayıplarını gideren değil, aksine, hak kayıplarını artıran bir sonuç üreten bir madde olduğunu düşünüyorum.

8'inci maddeyi atlıyorum, 8'i çok önemli bulmadım doğrusunu isterseniz; yabancı plakalı taşıtların köprülerden veya işte, tünellerden geçerken ödemesi gerekenlerle ilgili bir madde; o çok önemli gelmedi bana. Fakat 9'uncu madde... Özellikle 2012 yılında çıkmış olan; 50'den az çalışanı olan ve az tehlikeli işlerin görüldüğü iş yerlerinde iş güvenliği uzmanı ve iş yeri hekimi bulundurulmasıyla ilgili olarak bir madde; bu da çok güzel bir madde. Sonuç olarak, 50 kişiden az çalışanı olan iş yerlerinde de ölümler oluyor, iş cinayetleri oluyor. Dolayısıyla da bu bağlamda en azından ölümlerin engellenmesine ilişkin olmak üzere iş güvenliği uzmanı ve iş yeri hekiminin var olması çok mantıklı, çok doğru ve çok gerekli bir madde. Fakat burada da baktığımızda bu da aşağı yukarı 3 defa ertelenmiş -2012'den bu yana 3 defa ertelenmiş- bu kez de 2023'e kadar yani üç-üç buçuk yıl daha ertelenmesi talebiyle gelindi. Yani hak kayıplarını önlemek üzere geldiği söylenen kanun teklifinde, aslında bir hak kaybının devam etmesini neredeyse öneren bir madde bu da, tıpkı diğer madde gibi. Dolayısıyla burada, bu maddeyle de esasında yapılmak istenen bu öteleme, sonuç olarak çalışan insanlarımızın en azından iş cinayetlerine kurban gitmemesini sağlayacak bir düzenlemenin üç yıl boyunca tekrar söz konusu olmayacağını karara bağlayan bir madde bu.

Şimdi, değerli arkadaşlar, bu maddeler gördüğünüz gibi -ya da en azından ben öyle algılıyorum- bunlar hak kayıplarını gidermek değil, hak kayıplarının devamını sağlama niteliğinde neredeyse maddeler. Konuşmamın başında söylediğim gibi, bir yandan siz işverenlere destek veriyorsunuz ama diğer yandan çalışan, engelli insanların hayatlarıyla ilgili olarak yapmanız gerekenleri yapmayıp, onları daha ileriki tarihlere ötelemeyi tercih ediyorsunuz. Bu, aslında gayet açık, bütün siyasi partilerin, iktidarların yaptığı gibi bir tercihtir ve bu tercihin de diğer başka tercihlerde olduğu gibi işveren yanlısı bir tercih olduğunu da görmek lazım.

Son olarak şunları da eklemek istiyorum bu tartışmada çünkü Plan ve Bütçe Komisyonuna gelen bu yasa teklifi üzerinde epey tartışmalar oldu ve -bunu da söylemek zorundayım- özellikle bu son madde üzerinde, bizim Komisyondaki bütün arkadaşlarımızın itirazları teklif sahipleri tarafından kabul gördü ve dolayısıyla biz bu maddenin geri çekileceğini varsaydık, öyle olması gerekiyordu çünkü demin de ifade ettiğim gibi, teklifi getirenlerde ikna oldu ki "Bu mesele önemli bir mesele, üç yıl ertelenmesi de iyi bir şey olmayacak." diye düşündüklerini en azından gözlemledik fakat değerli arkadaşlar, böyle olmadı, oylama yapıldı, bütün oylamalar gibi iktidar partisinin lehine bir karar çıkmış oldu ve buraya kadar da geldi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayalım Sayın Katırcıoğlu.

EROL KATIRCIOĞLU (Devamla) - Teşekkür ederim.

Şimdi, değerli dostlar, yani bu yaklaşım gerçekten kanun yapma süreciyle ilgili olarak inanılmaz bir sorun yaratıyor -ben dert ettiğim için bunları söylüyorum zaman zaman- eğer dert ediyorsanız. Bu süreç, bu kanun yapma süreci ciddi problemlidir ve burada gerçekten de Türkiye halkının sorunlarıyla ilgili iyi bir şeyler üretmemiz de bence mümkün değildir, zaten sıralardan da görüyorsunuz ki kanun kendilerine ait olmadığı için katılım bu kadar düşük oluyor anlaşılan.

Hepinize saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)