| Konu: | İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 117 |
| Tarih: | 23.07.2020 |
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmetlerinin en temel özelliklerinden bir tanesi fırsatçılıktır. Her şeyi fırsat olarak bilmiştir. Sayın Cumhurbaşkanının sözü unutulmuyor, 15 Temmuzdan sonra söylediği. "Bizim için, bazı şeyleri yapmak için bir lütuf olmuştur." demiştir. Her şeyi; yoksulluğu fırsata çevirmişsiniz, darbeyi, ekonomik krizi, seli, depremi her şeyi fırsata çevirmişsiniz, böyle bir siyasi heyetsiniz. Şimdi de Covid krizini fırsata çevirmeye çalışıyorsunuz. Bakın değerli arkadaşlarım, Covid'den önce de Türkiye ekonomisi çok kötüydü. Geçen sene yüzde 0,9 büyümeyle kapandı ama biliyorsunuz, bu rakamların tamamı TÜİK hesaplarında yapılan değişikliklerle ortaya çıkarılmış rakamlardır ve hiç kimse inanmıyor, dünya hiç inanmıyor bu rakamlara. Bakın, 2019 yılında bütçe açığı 123 milyar TL olmuş, borç öngörülebilirliği kat kat artmış. Bakın, 2020 yılında öngörülen bütçe açığı 139,9 milyar TL. Haziran ayı sonunda bunu geçtik, 162 milyar TL borçlandık değerli arkadaşlarım. Daha altı ay var. Bakın, borç çevirme oranı bir felaket. 100 lira borcu ödeyebilmek için 200 lira borçlanıyoruz. Şubat ayından bu yana dışarıdan dış kredi bulamıyoruz. İçeride ciddi bir şekilde borçlanma devam ediyor. En son dış borçlanmada faiz yüzde 9,53'tü. Zaten Covid bizi çok felaket bir durumda yakalamıştı değerli arkadaşlarım. Ne yaptınız bunun yerine? Daha önce yaptıklarınız gibi palyatif tedbirlerle geçiştirmeye çalışıyorsunuz, olmadı. Ne yaptınız? İşten çıkarmayı yasakladınız, güzel bir şey; ama güzel bir şey mi bu ayrı tartışılabilir. İşsizlik oranlarının artmasını bu şekilde önlediniz. Kısa çalışma ödeneği diye birtakım ödemeler yaptınız, işte, ücretsiz izne ayrılanlara komik, 1.339 lira gibi bir destek verdiniz, 3 aşamada garibanlara biner lira para verdiniz. Hepsinin toplamı değerli arkadaşlar, 28,2 milyar TL, verilen para. Peki, hani, Sayın Hazine ve Maliye Bakanı "Çarpanlarıyla beraber 650 milyar TL destek verdik." diyordu, nerede bu paralar? Ee, bu paralar da patronlara verildi değerli arkadaşlarım.
Siz, krizleri önlemek için ta 1 Kasım seçimlerinden bu yana uğraşıyorsunuz ve her seferinde hazineden, milletin vergilerinden paraları alıyorsunuz, patronlara veriyorsunuz, sermaye desteği yapıyorsunuz, kredilerle bu işi yapmaya çalışıyorsunuz.
Değerli arkadaşlar, yılbaşından bu yana 580 milyar TL kredi hacminde büyüme oldu, müthiş bir para verdiniz. Devlet bankaları eliyle nasıl yapıldı; zaman çok olsa anlatırız. Bu, yanlış bir yoldur değerli arkadaşlarım, bu şekilde yatırıma gitmiyor bu paralar. Bakın, geçmişte bu paralarla değişik işler yaptı yani kızının düğününü bile yaptı, döviz aldı, şunu yaptı, bunu yaptı. Şimdi de borsaya yatırıyor, kimse işsizliği filan önlemek için kullanmıyor değerli arkadaşlarım; ciddi bir sıkıntı olarak duruyor. Bunun yerine bakın, çok değerli bilim insanları Türkiye'de çalışma yaptılar "Covid-19 salgınının Türkiye ekonomisine etkileri ve bu etkilere karşı geliştirilecek tedbirler" diye. Burada sizin verdiğiniz rakamların çok ötesinde rakamlar veriyorlar. İşsizliğin yüzde 30'a kadar çıkacağı ifade ediliyor ve önerileri şu, diyorlar ki: "Hane halkı emek gelirlerinin desteklenmesi şeklinde olsun bu gelirler." Evet, kredi de verin ama bu 600-700 milyarın büyük çoğunluğunu hane halkına verin yani gelir desteği olarak verin. Yapılan araştırmalarda, bu şekilde destek veren bütün ülkelerde hem büyümede hem istihdamda ciddi bir şekilde patronlara destek veren ekonomilerden kat kat daha fazla iyileşme görülmüş ama sizin akla ihtiyacınız yok değerli arkadaşlarım, hiç kimsenin aklını beğenmiyorsunuz, korkunç bir kibir var sizde değerli arkadaşlar.
Bakın, elimde Sayın Maliye Bakanı Doktor Berat Albayrak'a verdiğim bir önergem var, bana nasıl bir cevap verdi biliyor musunuz? "İlgili yazı ekinde anılan İstanbul Milletvekili Sayın Mehmet Bekaroğlu'nun şu esas sayılı soru önergesinde bahsi geçen hususlara ilişkin bilgiler bilmem ne -org morg- adresinde yer almakta." Link veriyor bana. Değerli arkadaşlarım, bu felakettir, darbe marbe diyorsunuz ya, bu darbedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Bekaroğlu, toparlayalım lütfen.
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Saraydaki damat bize, Türkiye Büyük Millet Meclisine darbe yapıyor, hakaret ediyor değerli arkadaşlarım. (CHP sıralarından alkışlar) Kimsin sen Berat Albayrak ya, kimsin! Ve bu link açılmadı biliyor musunuz değerli arkadaşlarım, bu link açılmıyor. Bu siyasi ahlaka sığar mı değerli arkadaşlarım? Kimsiniz, kimler gelip geçti bu ülkede?
MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) - Sen kimsin?
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Kaç Süleyman gördü bu ülke? Size mi kalacak bu dünya? (CHP sıralarından alkışlar) Bu nedir arkadaşlar? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
AHMET BERAT ÇONKAR (İstanbul) - Ne bağırıyorsun!
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Bu nedir arkadaşlar? Bu nedir? Bu, Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekillerimize hakarettir. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Berat Albayrak kim oluyor? Kim oluyor?
MEHMET CİHAT SEZAL (Kahramanmaraş) - Sen kimsin?
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Kim oluyor, kim oluyor, kim? Bu millet...
AHMET BERAT ÇONKAR (İstanbul) - Ne bağırıyorsun ya!
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Bağırırım!
KADİR AYDIN (Giresun) - Sakin, sakin.
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Ne yapacağım peki bunu, ne yapacağım?
BAŞKAN - Sayın Bekaroğlu... Sayın Bekaroğlu, Genel Kurula hitap edin lütfen.
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Bana küfredene ne yapacağım değerli arkadaşlarım? Böyle bir şey olur mu? Sen kimsin? (AK PARTİ sıralarından "Aynaya bak,aynaya!" sesleri)
Bakın, Anayasa'nın 92'nci maddesi bana soru sorma ve on beş gün içinde cevap alma hakkı veriyor, İç Tüzük'ün 96'ncı ve 100'üncü maddesi de böyle. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Sen Anayasa'nın üstünde misin Berat Albayrak, kimsin sen? Soruyorum, kimsin? (CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KADİR AYDIN (Giresun) - Millet için çalışıyor, senin için değil. Kurultay yeri değil burası.
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Ya... Biz kimden oy aldık? Biz milletten oy almadık mı? (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Değerli arkadaşlarım, bağıracağız, sesimizi yükseltebildiğimiz kadar yükselteceğiz. (CHP sıralarından alkışlar; AK PARTİ sıralarından "Hadi oradan!" sesleri; gürültüler)