| Konu: | 226 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle Komisyona iade edilerek Anayasa Komisyonunda görüşülmesi gerektiğine dair önergenin işleme alınıp alınmayacağı hakkında usul görüşmesi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 118 |
| Tarih: | 28.07.2020 |
ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, son dönemde, Adalet Komisyonundan hangi teklif gelirse gelsin Genel Kurulda Anayasa'ya aykırılık tartışmasını yaşıyoruz. İstisnasız, son dönemde buraya getirdiğiniz tüm kanun teklifleri, özünde Anayasa'ya aykırı. Meclise geldiği vakit -biliyorsunuz- İç Tüzük'ümüz gereğince Anayasa'ya aykırılık açısından incelenmesi gereken kanun tekliflerinin hiçbirinin incelenmediği, bu konuda bir rapor düzenlenmediği çok açık bir şekilde görülüyor.
Değerli arkadaşlar, Türkiye Cumhuriyeti devletinin Anayasa'sının 2'nci maddesinde en başta "hukuk devleti" olduğu yazar. Yine, Anayasa'mızın 26'ncı maddesinde düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğünden bahsedilir. Anayasa'nın 38'inci maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6'ncı maddesinde düzenlenmiş olan "Bir suç ile itham edilen herkes, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar masum sayılır." hükümlerine aykırılık teşkil ettiği görülecektir. Yine, İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 8'inci maddesini, Anayasa'mızın 20'nci, 36'ncı ve 37'nci maddelerini bütünüyle değerlendirdiğimizde ortada şöyle bir gerçek var değerli arkadaşlar: Bugün getirilen teklifin, gerek bizim iç hukukumuza gerekse Türkiye Cumhuriyetinin uluslararası anlaşmalar gereği tabi olduğu sözleşmelere aykırılık taşıdığı çok açıktır; biliyorsunuz, Anayasa 90 gereği iç hukuk hükümleri uyarınca Anayasa hükümleri gibi işlem görür. Dolayısıyla, bu açıdan bakıldığında, bu teklifin, Adalet Komisyonuna geri gönderilmesi ve oradan da Anayasa Komisyonuna gönderilip Anayasa'ya aykırılık açısından incelenmesi lazım.
Değerli arkadaşlar, biz bu izahatları yapıyoruz. Aslında, bizatihi bu teklifi getirenler, bunun böyle olduğunu en az bizim kadar biliyorlar. Bir gerçeğimiz var bizim, o da şu: Türkiye'de, uzunca bir süredir gerek sivil toplum kuruluşlarına gerek medya organlarına gerek yazılı basına yönelik ciddi bir sansür ve baskıyla karşı karşıyayız. Şimdi, buralardaki sansür, Türkiye açısından şöyle bir sonuca sebebiyet verdi: İnsanlar, gerçekleri sosyal medyada haykırıyor ve bu zaman zaman 5 milyon, 7 milyon, 10 milyon gibi izlenme rakamlarına ulaşıyor, tüm Türkiye gerçeklere sahip oluyor. Yapılmak istenen şu: Türkiye'deki kötü yönetimin sonuçlarının halk tarafından fark edilmemesi ve bunun önüne geçilmesi. Bunun için, bilerek Anayasa'ya aykırı bu teklifler getiriliyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi sürekli Anayasa'ya aykırı, Anayasa'yı çiğner işler yapamaz.
Bu nedenlerle, görüşülen bu teklifin, görüşmelerinin durdurulup Adalet Komisyonuna geri gönderilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)