GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:118
Tarih:28.07.2020

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Yine, bir gece yarısı operasyonuyla karşı karşıyayız. AKP, yine, yeniden ve bir kez daha toplumun yararına olmayan, toplumdaki baskıyı, sindirmeyi artıran, muhalifleri tasfiye amacını güttüğü sansür yasasını bir gece yarısı operasyonuyla, bütün televizyonlar kapalıyken aslında tekrardan Meclise getirmiş durumda. Bu, aslında AKP'nin çok alışık olduğu bir yöntem; ya torba yasalarla kanunları yapıyorsunuz ya da temel kanun olarak getiriyorsunuz ama yine bir şey değişmiyor çünkü halktan kaçırıyorsunuz, taraflardan kaçırıyorsunuz, paydaşlarından kaçırıyorsunuz ve en önemlisi, değerli arkadaşlar, aslında toplum karşıtı olan bir yasayı özgürlük sosu altında "genel ahlakı koruma" gibi kavramların içine sıkıştırarak da Meclise getiriyorsunuz.

Az önce konuşan AKP vekillerinden biri özgürlükten bahsetti ve bu özgürlük meselesini de hak arama özgürlüğüyle ilişkilendirdi, "Bir ülkede hak arama özgürlüğü yoksa o ülkede basın özgürlüğünden, ifade özgürlüğünden bahsedilemez." denildi; doğru. Peki, bizim ülkemizde hak arama özgürlüğü var mı? Var mı değerli arkadaşlar? Hayır, yok. Bakın, az önce, milletvekili arkadaşım aktardı: Bu ülkede kolluğa onlarca defa, 50 defa başvuru yapılmasına rağmen bu ülkedeki kadınların can güvenliği yok ya da bu ülkede defaatle şikâyet edilmesine rağmen RTÜK gibi bir kurum hâlihazırda o havuz medyasının bütün yandaş sunucularını, bütün yandaş programlarını hiçbir şekilde dokunmadan orada tutuyor.

Peki, hangi ifade özgürlüğü var? Şimdi, biz HDP'liler sokağa çıkıyoruz, daha adımımızı atar atmaz karşımızda TOMA'lar, Kirpiler, Akrepler, terörle mücadele şube müdürlükleri. Niye? Niye? Çünkü siz bizim dile getirdiğimiz gerçeklerden ve bizim toplumun sesi olmamızdan korkuyorsunuz. Siz bir istibdat rejimi kurmaya çalışıyorsunuz ve bu istibdat rejiminin karşısında olan bütün güç odaklarını ve bütün muhalifleri de engellemek, bastırmak ve tasfiye etmek istiyorsunuz.

Değerli arkadaşlar, şimdi benim üzerinde konuştuğum madde, 2'nci madde; burada ne diyorsunuz: "Tebligatlar e-posta yoluyla yapılır." Birincisi; bu, uluslararası sözleşmelere uygun mu? Hayır, değil. Peki, Tebligat Kanunu'na uygun mu? Hayır, değil. Bakın, idari bir işlem tesis ediyorsunuz, sonucunda çok büyük meblağlarda para cezaları kesiyorsunuz ama bütün bu işlemi de elektronik postayla yapıyorsunuz. Neden? Çünkü hemen para tahsil etmek istiyorsunuz, çünkü hemen o kuruluşun, o sosyal ağın sesini kısmak istiyorsunuz ve sizi rahatsız edecek içeriğin hemen kaldırılmasını istiyorsunuz. Onun için de uluslararası olan bu kuruluşlara e-posta yoluyla bildirim yapmayı da usulüne uygun bir tebligat olarak ifade ediyorsunuz. Bunun doğru olmadığını ve en nihayetinde bunun Tebligat Kanunu'na aykırı olduğunu ifade etmemiz gerekiyor.

Özgürlük meselesine ilişkin şöyle bir şeyi daha ifade etmek isterim: Şimdi, siz özgürlüğü sadece kendi düşüncelerinizin ifadesi, sadece çoğunluğun söz söyleme hakkı olarak tanımlıyorsunuz. Bir defa bunun sorunlu olduğunu ifade edelim. Özgürlük nedir? Bir demokraside en aykırı olan düşüncenin ifade edilmesinin anayasal güvence altına alınmasıdır. Yani bu toplumda en zararlı görülen düşüncenin bile savunulması, konuşulması, anlatılması hakkının yasal güvencede olmasıdır. Peki, siz bunları sağlıyor musunuz? Tabii ki sağlamıyorsunuz. Siz size karşı olan her şeyi yasaklamakla, size karşı olan her şeyi bastırmakla meşgulsünüz.

Şimdi, değerli arkadaşlar, İfade Özgürlüğü Derneği EngelliWeb Raporu'na göre Türkiye'de 2019 sonu itibarıyla 408.494 "web" sitesi, 130 bin URL adresi, 7 bin Twitter hesabı, 40 bin "tweet" 10 bin YouTube videosu ve 6.200 Facebook içeriği erişime engellenmiş. E, hani özgürlükçüydünüz? Bu nasıl bir özgürlük anlayışı ki önüne gelen her şey için içerik engellemesi, erişim engeli kararı aldırıyorsunuz; siz bütün bu pratiklerinizle kendinizi "özgürlükçü" olarak da ifade edebiliyor ve özgürlükçü olduğunuzu söyleyebiliyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun lütfen.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şimdi, bu yasayı niye getirdiniz? Çünkü siz sosyal medyayı kontrol edemiyorsunuz, sosyal medyada bir esameniz okunmuyor; yetmedi, 7 binden fazla Twitter trol hesabınızı da Twitter askıya aldı; bu da kalmadı, parti sözcünüz bir yeşil top uygulaması çıkardı, sonra gördünüz ki aslında bütün bu dezenformasyonu yapan, sosyal medyadaki kirliliği yayan size yakın hesaplarmış. Ne yaptınız? Hemen geri adım attınız ve o yeşil top uygulamasını da kaldırdınız. Sonra şuna karar verdiniz: "Ya, madem bizden yana kuramıyoruz bu platformu, madem bize yandaş yapamıyoruz, madem sesini henüz kısamadık, devşiremedik, havuz medyaya benzetemedik; o zaman sesini toptan kısalım ve kendimize yakın bir havuz sosyal medya kuralım." Bu uygulamanın, bu getirdiğiniz yasanın teknik, hukuksal, toplumsal ve ekonomik sonuçları olacak ve bu sonuçların müsebbibi de siz olacaksınız. Buradan bir kez daha uyarıyor, bütün yasayı çekmenizi tekrardan ifade ediyorum.

Saygılar sunarım. (HDP sıralarından alkışlar)