GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Pandemi sürecinde esnafın yaşadığı sorunlar ve taleplerine ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:4
Birleşim:3
Tarih:07.10.2020

KADİM DURMAZ (Tokat) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri, televizyonları başında bizi izleyen aziz milletimiz; hepinize sevgiyle saygıyla muhabbetlerimi sunuyorum.

Ülkemizin ve dünyanın yaşadığı Covid-19 noktasında yaşamını yitiren sağlık emekçilerine Cenab-ı Hak'tan rahmet diliyorum. Hâlen ülkemizin insanın sağlığını korumak için mücadele eden, emek veren sağlık emekçilerine buradan saygılar sunuyorum ve hasta olup şifa bekleyenlere de Cenabı Hak'tan acil şifalar diliyorum.

Tabii, pandemi süreci gerçekten önemli bir süreç, bunu da hep birlikte yaşıyoruz. Belli konuların çözüm noktasında eskiden merkez olan Parlamento, maalesef, bu ülkede bir yönetim değişikliğiyle ülkenin geleceğini sadece ve sadece bir kişiye verdiğimiz günden itibaren sorunlar yumağı hâline geldi; buradaki ortak akıldan dün olduğu gibi bugün de bu kadar sorun varken yararlanmama gibi bir kötü alışkanlığı sürdürmeye de AK PARTİ iktidarı devam ediyor.

Pandemi sürecinde mağdur çok, ama en çok esnaf, köylü, çiftçi ve sanayici mağdur oldu. 700 bin esnaf dükkânını kapattı, onlarca esnaf geçinemediği için, hepinizin bildiği gibi, intihar etti. Okullar kapandı; kırtasiyeciler, okul kıyafetçileri, servisçiler, kantinciler, öğrenci yurtları, okul çevresindeki büfe, kafe, restoran gibi işletmeler ve okullarda çalışanlar altı aydır çaresiz. Esnaf okul açılacak diye Sayın Bakanın verdiği umutla ürün aldı, yeniden borçlanmaya, zarar etmeye devam etti. Kantinciler altı ay boyunca hiç gelir elde edemedi, kullanma tarihi geçen, o bedel ödediği ürünleri elleriyle imha etmek zorunda kaldı.

Kırtasiyecileri getirdiğimiz noktada büyük marketler zincirinin acımasız reyonlarıyla, okul mevsimindeki kırtasiye ürünleriyle rekabet edemez hâlâ getirdik. Hâlbuki bu esnaflar yıllık cirolarının yaklaşık yüzde 35-40'ını okulların açıldığı bir ayda yapıyorlardı ama BİM'dir, A101'dir, Şok'tur, bazı marketler bir reyonu kısa sürede hızlı para dönüşümü için kırtasiyeye ayırdılar; işte o küçük esnafın, sanatkârın belini kırdılar. Bu esnaflar, bu mağazalar zincirinin hiç değilse haftada bir gün kapatılmasını istiyordu ama maalesef bunu kimse dinlemedi.

Üniversiteler açılmadı, yurtlar zararda; servisçiler kontak kapatmalarına rağmen Millî Eğitim Bakanlığı ihalesine girip teminatlar ödeyip faiz ödemeye devam ediyorlar. Otobüs firmaları, nakliyatçılarımız zorda. Esnaf çok şey istemedi aslında. Kırk yıllık, elli yıllık, altmış yıllık geleneksel kurumsal firmalar işte zora düştüğü bu günlerde vergi ödediği o devletinin şefkatli elinin bir kere kendine dokunmasını istedi. Ama ne dedi? Dedi ki: "Bir sicil affı istiyorum." Ama siz bunu hiç duymadınız ve bu esnaf bu devletten, dünyanın gelişmiş devletlerinde olduğu gibi birçok şeyi bekledi. Hani diyorduk ya, eskiden diyordunuz: "O eski Türkiye" Şimdi nerden nereye!

Arkadaşlar, işte o eleştirdiğimiz, kafa tuttuğumuz Avrupa Birliği ülkeleri 25 bin, 35 bin, 40 bin avroluk geri dönüşümü olmayan paraları o esnafına, zordaki yurttaşlarına karşılıksız verdi. Biz ne yaptık? Haydi "Biz Bize Yeteriz", IBAN attık, yardımda bulunun... Arkadaşlar, büyük devlet öyle büyük sözler etmekle olmuyor. O büyük devlet yurttaşının başını dik tutacak. Bu günlerde çaresiz, yatağa girdiği zaman uyuyamaz, çoluğunun çocuğunun sorduğu sorulara cevap veremez, bankaların kapısından giremez... Gelen sarı zarfların ruhunu ve kimyasını bozamaz olmasını bekliyor. Ama bunların hiçbiri sizin dikkatinizi çekmiyor.

Bakın, bir ÖTV hastalığıdır gidiyor. Bizim Tokat Ziraat Odası Başkanı dün bir basın toplantısı yaptı. İşte 90 kuruşa mal edilen patates 40 kuruşa satılmıyor arkadaşlar. Tokat'ta, şimdi Erbaa'da, Niksar'da, Kazova'da domates üreticileri de aynı şekilde. Sütün fiyatını belirleyen kurumda sütten anlayan 2 kişi yok üretici olmayan. Sütün fiyatı senede bir defa değişiyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi Sayın Durmaz.

KADİM DURMAZ (Devamla) - Sütün fiyatı senede bir defa değişiyor arkadaşlar ama besicinin yemine, ilacına, gübresine, sulamada kullandığı elektriğe -yıl on iki ay- ay demiyor sürekli zam geliyor. Bunların mutlaka ve mutlaka göz önüne alınması gerekiyor.

Çiftçi ÖTV'yi ne yapacak arkadaşlar? Hepinize soruyorum özel tüketim vergisini. Biz bunu yıllardır söylüyoruz, diyoruz ki: Çiftçiye, üreticiye mutlak ama mutlak ÖTV'siz bir mazot imkânı sağlanmalı. İşte üretmeli. Pandemi sürecinde eve kapandık. Hepimiz normalde iki öğün, üç öğün yerken daha fazla gıdaya ihtiyacımız oldu. Öyleyse biz o ÖTV'den kolay kazanç şeyinden -devlet her yerde kâr aramaz- uzaklaşıp mutlak ama mutlak üretici köylüye ÖTV'siz mazotu vermek zorundayız.

Yine nakliyatçılar... Otobüslerde sayıyı azalttık, e bu adamların kazancı düştü, vatandaş daha pahalıya gidiyor. Bu süreçte bunu mutlak biz gözden geçirmek zorundayız diyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)