| Konu: | 2013 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2011 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 45 |
| Tarih: | 19.12.2012 |
MHP GRUBU ADINA MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Anayasa'nın 87'nci maddesinde Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev yetkileri arasında, Bakanlar Kurulunu ve bakanları denetlemek, bütçe ve kesin hesap kanun tasarılarını görüşmek ve kabul etmek de sayılmaktadır. 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nun 8 ve 10'uncu maddeleri ile 6085 sayılı Sayıştay Kanunu'nun 7'nci maddesinde, bakanların kamu kaynaklarını etkili, ekonomik ve verimli kullanılması ile hukuki ve mali konularda Türkiye Büyük Millet Meclisine karşı sorumlu olduğu, ayrıca her türlü kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasında görevli ve yetkili olanların; kaynaklarınn etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak elde edilmesinden, kullanılmasından, muhasebeleştirilmesinden, raporlanmasından ve kötüye kullanılmaması için gerekli önlemlerin alınmasından sorumlu olduğu ve bu sorumluluğun yerine getirilip getirilmediğinin, Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulacak Sayıştay raporlarında belirtilmesi hükme bağlanmıştır.
Anayasanın 160'ıncı maddesi uyarınca, Sayıştay, kamu idarelerinin bütün gelir ve giderleri ile mallarını Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetlemek ve sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlamak ve kanunlarla verilen inceleme, denetleme ve hükme bağlama işlerini yapmakla görevli bulunmaktadır. Ancak, Anayasanın 160'ıncı maddesi uyarınca çıkarılan 6085 sayılı Sayıştay Kanunu'nun 38, 39, 40, 41 ve 42'nci maddeleri ile 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nun 41, 42, 54 ve 68'inci maddeleri uyarınca, Sayıştay'ın Türkiye Büyük Millet Meclisine sunmakla yükümlü olduğu dış denetim genel değerlendirme raporu, faaliyet genel değerlendirme raporu, mali istatistikleri değerlendirme raporu ve diğer Raporlar ile genel uygunluk bildiriminden 2011 yılına dair sadece Genel Uygunluk Bildirimi Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderilmiştir.
Halbuki, 6085 sayılı Kanun'un 38'inci maddesinin 2'nci fıkrasında, dış denetim genel değerlendirme raporu ile kamu idarelerine ilişkin denetim raporlarının, Sayıştay Başkanınca genel uygunluk bildirimi ile birlikte Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmasına dair amir hüküm bulunmaktadır.
Yine, 5018 sayılı Kanun'un 42'nci maddesinin beşinci fıkrasında, idarelerin faaliyet raporları, genel faaliyet raporu, dış denetim genel değerlendirme raporu ve kesin hesap kanunu tasarısı ile merkezî yönetim bütçe kanunu tasarısının birlikte görüşülmesine dair amir hüküm bulunmaktadır.
Yine, 6085 sayılı Kanun'un 38'inci maddesinin 4'üncü fıkrası ile 5018 sayılı Kanun'un 41'inci maddesinin dördüncü fıkrasında, Türkiye Büyük Millet Meclisinin, Sayıştay dış denetim genel değerlendirme raporu, faaliyet genel değerlendirme raporu, ve diğer raporları ve değerlendirmeleri çerçevesinde kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasına ilişkin olarak kamu idarelerinin yönetim ve hesap verme sorumluluklarını görüşmesine dair amir hüküm bulunmaktadır.
Ancak, bu yıl bu raporların Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmadığı, 2011 Yılı Kesin Hesap Kanunu Tasarısı ile 2013 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı'nın bu raporlarla birlikte görüşülmediği, Türkiye Büyük Millet Meclisinin, kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasına ilişkin olarak kamu idarelerinin yönetim ve hesap verme sorumluluklarını görüşürken bu raporları ve değerlendirmeleri dikkate almadığı hepinizce malumdur.
Dolayısıyla, 2011 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı ve 2013 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile ilgili olarak, Anayasa'nın 87 ve 160'ıncı maddeleri ve ilgili kanunların amir hükümleri yerine getirilmemiştir. Bu durum, anılan tasarıları esastan sakat hâle getirmiştir.
Sayıştay Başkanı denetim raporlarının denetçiler tarafından hazırlandığını, Sayıştayın ilgili dairelerine gönderildiğini, ilgili dairelerin bir kısmının bu raporların görüşülmesine gerek olmadığına karar verdiğini, bir kısmını da görüşerek Rapor Değerlendirme Kuruluna gönderdiğini, Rapor Değerlendirme Kurulunun bu raporların görüşülmemesine karar verdiğini, raporların 6353 sayılı torba kanundaki yeni düzenlemeye uygun olmadığını gerekçe gösterdiklerini Plan ve Bütçe Komisyonunda açıklamıştır.
Aslında, Sayıştayın bu tutumu bir skandaldır. Raporlar gecikmeli de olsa eksiklikleri tamamlanarak Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderilmeliydi. "Göndermiyorum." diyemez, öyle bir yetkisi yoktur.
Değerli milletvekilleri, gerçekten, AKP tarafından yapılan bir operasyon sonucu, 4 Temmuz 2012 tarihli ve 6353 sayılı torba kanunla Sayıştayı işlevsiz ve etkisiz hâle getirmeye yönelik düzenlemeler yapılmıştır. Sayıştay denetimi göstermelik bir hâle dönüştürülmüş, denetim yapılarının içeriği sınırlanarak denetlenen idarelerin uygun görmediği bir denetim raporu düzenlenmesi imkânsız hâle getirilmiştir. Denetimde fiilen yer almayan kişilerden süzgeç komisyonlar oluşturulmuş, denetimin bağımsızlığı bitirilmiştir.
Aslında AKP zihniyetinin denetim kurumunu etkisizleştiren bu tutumu, kamu kaynaklarını etkili, ekonomik ve verimli olarak kullanmadıklarının da itirafı niteliğindedir. AKP Hükûmeti hesap verme korkusuyla denetimden kaçmaktadır, bunun başka bir izahı bulunmamaktadır.
Kamu ihalelerini istedikleri gibi yönlendirebilmek için ihale mevzuatında çok sayıda değişiklikler yapılmış, birçok işe istisna ve muafiyet getirilmiş ve ihale mevzuatı dikensiz gül bahçesine döndürülmüştür.
İmar mevzuatında imara ilişkin yetkilerin çeşitlendirilmesi suretiyle rant paylaşımı kolaylaştırılmış, kentsel rantların paylaşımı için âdeta altyapı oluşturulmuştur. Türk Ceza Kanunu'nun 257'nci maddesinde yapılan değişiklikle usulsüzlük ve yolsuzluk yapanlar kurtarılmıştır. Görevini ihmal eden ve kötüye kullananlara verilecek ceza indirilmiş, cezanın ertelenmesi ya da paraya çevrilebilmesinin önü açılmıştır.
Yine, 6300 sayılı Kanun'la özelleştirme işlemlerine yönelik yargı kararlarının uygulanması konusunda Bakanlar Kuruluna yetki verilmiş, Bakanlar Kurulunda Seydişehir Eti Alüminyum Anonim Şirketi, Kuşadası Limanı, Çeşme Limanı, SEKA Balıkesir İşletmesi ve TÜPRAŞ'ın yüzde 14,76 hissesinin özelleştirilmesi işlemlerini iptal eden yargı kararlarıyla ilgili olarak geriye ve ileriye yönelik herhangi bir işlem tesis edilmemesi kabul edilmiştir. Kamu zararı oluşması nedeniyle özelleştirmenin iptalini öngören mahkeme kararları AKP Hükûmeti tarafından hükümsüz kılınmıştır. Mahkeme kararlarının uygulanmaması suçtur. Nitekim Seydişehir Eti Alüminyum Anonim Şirketinin özelleştirilmesini iptal eden yargı kararlarının uygulanmaması nedeniyle Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi, Sayın Başbakan ile 5 bakanı ve 2 bürokratını 27 Mart 2012 tarihinde 10 bin lira tazminata mahkûm etmiştir. Böylelikle, yargı kararlarının uygulanmamasıyla ilgili alelacele yasalar çıkarılmasının nedeni de anlaşılmıştır.
Ülkemizde, yolsuzluk ve yozlaşmanın bütün örneklerini sergileyen bu iktidar elbet bir gün siyasetten gidecek ama biliniz ki hangi düzenleme yapılırsa yapılsın, hangi kanun çıkarılırsa çıkarılsın denetimden asla kaçılamayacaktır, yargı önünde mutlaka hesap verilecektir. İnşallah bu hesabı sormak da Milliyetçi Hareket Partisine nasip olacaktır.
Tekrar, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kalaycı.