| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 3 |
| Tarih: | 07.10.2020 |
HDP GRUBU ADINA MURAT SARISAÇ (Van) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AKP iktidarına bakılırsa ülkede işkenceye sıfır tolerans politikası uygulanıyor. Demokrasi konusunda zaten mevcut demokrasiler aşılmış durumda, bir ileri demokrasiye geçilmiş. Öyle ileri ki insanların helikopterlerden atılarak öldürülmesi bile mümkün. Sadece seçim bölgem Van'da dört ay içinde 2 sivil, asker kurşunuyla katledildi, en az 5 kişi de yaralandı ama köhnemiş iktidarınız tek bir açıklama bile yapmadı. Çünkü bütün işkence vakaları ve katliamlar bu zalim iktidarın cezasızlık politikasının eseridir. Öyle ki Kürt düşmanlığı insanların helikopterlerden atılmasına kadar varmıştır. Tekrar ediyorum, AKP iktidarında tarlalarında çalışan yaşlı 2 Kürt işçisi helikopterden atıldı ama zulüm ve zorbalık öylesine sıradanlaştı ki ürpermek bir yana durup bir an bile düşünmeye gerek duyulmadı.
Sayın milletvekilleri, Van'da 11 Eylül 2020 tarihinde 55 yaşındaki Servet Turgut ve 50 yaşındaki Osman Şiban güvenlik güçleri tarafından kaçırılıp helikopterden atıldılar. Bu açıkça öldürmeye teşebbüstür. Köylüler de açıkça "Sizi tararız." şeklinde tehdit edilmişlerdir. Turgut ve Şiban'dan ancak iki gün sonra haber alınabildi. İkisinin de ağır yaralı hâlde Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesinin yoğun bakım ünitesinde oldukları anlaşıldı. Şimdi, vicdan yoksunu ve Kürt düşmanı AKP'ye sesleniyorum. Bu gördüğünüz fotoğrafa iyi bakın, bu fotoğraf Servet Turgut'un ve Servet Turgut helikopterden atıldı, yirmi gün sonra da vefat etti. Yine, şu Kürt'ün de gözlerine iyi bakın, bu da Osman Şiban. O da helikopterden atıldı ve şu an hafızası yerinde değil. Çünkü bu sizin eseriniz. Ama bin yıl geçse de Kürtler ve demokrasi güçleri bu yapılan zulmü unutmayacak ve hukuk karşısında bu zalimliklerin hesabını mutlaka ama mutlaka soracaktır, bundan kimsenin şüphesi olmasın.
Sayın milletvekilleri, dehşete düşüp bu vahşeti soruşturmak, failleri yargı önüne çıkarmak da mümkündü ama iktidar sessiz kalarak, inkâr ederek suç ortaklığını tercih etmiştir. Oysaki görgü tanıkları, daha ilk günden helikopterden atıldıklarını belirtirken hastanenin epikriz raporuyla bu teyit edilmiştir. Raporlar Osman Şiban'ın yüksekten düşme şikâyetiyle acil servise getirildiğini kaydederken Şiban'ın helikopterden düşme sonrası acil servise getirildiği bilgisine yer verilmiştir. İşkence sonucunda Osman Şiban hâlâ hafıza kaybı yaşıyor. Servet Turgut ise yirmi gün yoğun bakımda kaldıktan sonra hayatını kaybetmiştir. İşkencenin ve hastane raporunun kamuoyuna yansımasından on gün sonra zorunlu olarak valilik bir açıklama yapmıştır çünkü raporun belgelediği işkenceyi örtbas etmesi gerekiyordu. Buna karşın Hükûmetten tek bir açıklama yok. Eskiden hiç olmazsa Hükûmet bir açıklama yapma gereği duyardı ama AKP iktidarında işkence o kadar sıradanlaştı ki konuyu gündemlerine alıp açıklama yapma gereği bile duymuyorlar. Üstüne üstlük soruşturma dosyası hakkında gizlilik ve yayın yasağı kararı veriliyor. Yetmiyor, işkenceyi belgeleyen Mezopotamya Ajansı ve Jin News muhabirleri gözaltına alınıyor, Servet Turgut'un taziyesi polisler tarafından basılıyor. Çünkü suçlusunuz, gerçeklerden korkuyorsunuz çünkü Kürt düşmanlığı öyle bir noktaya vardı ki Kürt'ün cenazesini gömme hakkına, yasını tutma hakkına, taziyesini kurma hakkına bile tahammül edemiyorsunuz.
Sayın milletvekilleri, bugün 90'lı yılların beyaz Toros'ları yok ama AKP'nin güpegündüz insan kaçıran siyah Ford Ranger'ları var. Çünkü AKP iktidarının, 90'lı yılların Türkiye'sinden tek farkı sadece bir araba modeli kadardır. Bu saatten sonra siyaseten tükenmiş AKP'nin tek derdi iktidarını uzatmaktır. Bunun için de insanları helikopterlerden atarak Kürt düşmanlığında seviye yükseltiyor. Kendi JİTEM'ini kurarak Arjantin'in cuntacılarını taklit etmektedir. (AK PARTİ sıralarından "Hadi oradan!" sesleri) Kürt'e yas tutmayı dahi yasaklayan bu karanlık zihniyet bilmeli ki bu topraklar insanlık onuruna saldırılan birçok işkenceyi gördü ama bu topraklar aynı zamanda tüm işkencelere, zulme karşı direnen başı dik bir halkın varlığını ve onur mücadelesini de gördü ve görmeye de devam edecek.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
MURAT SARISAÇ (Devamla) - Sayın milletvekilleri, Hükûmet duyarsızsa, saray sessizse işkenceyle mücadelede görev Meclise düşmektedir. Eğer tarihte bu utançla anılmak istemiyorsanız, cezasızlık rejiminden taraf değilseniz işkenceyle mücadelede birlikte hareket edelim.
Bu vesileyle, buradan ehli vicdan herkese sesleniyorum: Gelin, bir komisyon kuralım. Herkesin bu komisyonda yer alıp bu vahim olayı bir an önce açığa çıkarması için ehli vicdan insanların bir arada mücadele etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Komisyon, işkenceyle mücadeleyi... Buyursun Van'dan başlasın, biz de bütün desteklerimizi sunalım.
Vicdan sahibi herkesi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)