GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:6
Tarih:15.10.2020

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Yine, aslında temel kanun olarak görüşülmesi gereken bir kanunu, bir torba kanun olarak görüşüyoruz ve 228 sıra sayılı bu Kanun Teklifi'nin aslında neresinden tutsak elimizde kalacak bir şeyini de oluşturuyor.

Şimdi bu 228 sıra sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'nin 2'nci maddesi üzerine söz aldım. Peki, bu madde neyi düzenliyor? Bu madde, aslında 2003 yılında kabul edilen 5018 sayılı Kanun'un 13'üncü maddesinin (k) bendini düzenliyor, değerli arkadaşlar. Peki, (k) bendi ne diyor? "Bütçeler kurumsal, işlevsel ve ekonomik sonuçların görülmesini sağlayacak şekilde Maliye Bakanlığınca uluslararası standartlara uygun olarak belirlenen bir sınıflandırmaya tâbi tutularak hazırlanır ve uygulanır." diyor. Peki, yeni düzenleme neyi getiriyor değerli arkadaşlar? Yeni düzenleme, bu devletin bütün bürokratik yapısını, aslında bütün bu yerleşmiş teamüllerini, birikimini, tarihsel arka planını yok edecek şekilde bütün bu yetkiyi alıp Maliye Bakanlığından Cumhurbaşkanlığına devrediyor. Peki, bu Cumhurbaşkanlığına devretme meselesini sadece bir yetki devri olarak yani devletin bir biriminden bir birimine yetki devri olarak mı algılayacağız? Hayır değerli arkadaşlar. Çünkü söz konusu olan şeyin kendisi, Cumhurbaşkanın aynı zamanda bir partinin genel başkanı olması meselesidir. Yani düşünün ki bir ülkenin bütün bütçesi, aynı zamanda siyasi bir partinin Genel Başkanı olan kişinin iki dudağı arasına, onun yapacağı düzenlemelere, aslında bir şekilde onun işleyişine, emrine sokulmuş oluyor. Bu ne demek? Bu, yasalardaki -yasa yapma amacı olan- kamu yararı, toplum yararı gibi bütün temel ilkeleri ortadan kaldıran, aslında bir demokrasinin gelişmişlik endeksini gösteren, şeffaflık, yataylık, öngörülebilirlik gibi bütün kriterleri ortadan kaldıran ve bütçeyi gittikçe dikeyleştiren, gittikçe merkezîleştiren, gittikçe tekelleştiren ve bu anlamıyla da aslında yerel yönetimden tutun da bütün kamu maliye sistemini altüst eden bir düzenlemenin de adıdır değerli arkadaşlar.

Bu anlamıyla, bu düzenlemenin kendisinin hem Anayasa'ya aykırılık oluşturduğunu hem de Anayasa'ya aykırılığın dışında, en temel ilke olan bütçe hakkının yani halk adına kullandığımız bütçe hakkının gasbedilmesi suçunu da gasbedilmesini de aslında içerdiğini ifade etmemiz gerekiyor değerli arkadaşlar.

Bu düzenleme başka neyi getiriyor? Örneğin, düzenlemenin, gerekçesinde ifade edilen şeffaflık, yönetilebilirlik, doğruluk gibi bütün kavramları aslında lağvettiğini görüyoruz. Bakın, Türkiye Varlık Fonunu kurdunuz, Türkiye'nin en önemli kurumlarını Varlık Fonuna devrettiniz ve biz, şu anda, Varlık Fonunun ne bütçesini biliyoruz ne Varlık Fonunun nereye para aktardığını biliyoruz ne de Varlık Fonu bünyesindeki kurumların, kuruluşların neden zarar ettiğini biliyoruz değerli arkadaşlar. Aslında, ikinci bir örtülü ödeneği, ikinci bir bütçeyi, paralel bir bütçeyi orada oluşturdunuz ama bu da yetmedi; şimdi, devletin bütçesini, halkın bütçesini iktidar partisinin emrine vererek halkın bütçe hakkını gasbediyorsunuz. Bu anlamıyla oldukça sorunlu, her yönüyle Meclisin yetkisini gasbeden, Meclisteki temsiliyeti gasbeden bir yaklaşım olduğunu da ifade etmemiz gerekiyor.

Cumartesi günü 17 Ekim ve 2021 yılının bütçe teklifinin Meclise sunulması gerekiyor. Siz, apar topar, bu gece yarısı bu yasayı oluşturarak, bu yasayı tartıştırarak 2021 yılının bütçe teklifine düzenleme yetiştirmeye çalışıyorsunuz. Peki, soruyoruz: Bu kadar hızlı, bu kadar acele, bu kadar devletin, milletin, ülkenin, halkın yararına olan ama biz, muhaliflerin, muhalif partideki milletvekillerinin görmediği nasıl bir düzenleme var? Hani, ne yapıyorsunuz da halk yararına biz evet demiyoruz da bu teklifin aleyhine konuşuyoruz? Bu teklifin uygun olmadığını, Anayasa'ya aykırı olduğunu, yasa yapma tekniğine aykırı olduğunu ve en nihayetinde, bütçe hakkını gasbettiğini ifade ediyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Devamla) - Biliyorum, bütün bunları sadece dinleyeceksiniz ama hiçbir şekilde fikriniz değişmeyecek. Çünkü aslında tartışılarak gelmiş, istişareyle gelmiş, gerçekten sizin de bütün vicdanınızla altına imza koyacağınız bir düzenleme olmadığını da biliyorum.

Bu vesileyle söz almışken bugün, aynı zamanda 15 Ekim, partimizin 8'inci kuruluş yıl dönümü; halkların, ezilenlerin, kadınların, bu ülkede demokrasi adına, eşitlik adına mücadele eden herkesin aslında bayram günü. Bu anlamıyla partimin yaş gününü yeniden kutluyorum, demokrasi mücadelesinde yolumuz açık olsun diyorum.

Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)