GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:7
Tarih:20.10.2020

AYHAN BARUT (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Şunu söylemekten dilimizde artık tüy bitti: Bir yasa teklifi geliyor, son derece önemli bir yasa teklifi, Tarım Kanunu hakkında ama hiçbir kuruma, kuruluşa, meslek örgütlerine, üniversitelere sorulmadan önümüze getirilip buraya bırakılıyor. Bugün Adana'dan bu konuyla ilgili birçok meslek kuruluşu, sivil toplum örgütü, ticaret odası bu yasayla ilgili bilgi sahibi olmadıklarını, bu yasaya ilişkin görüşlerinin olduğunu söylediler. Ben de buradan diyorum ki bu yasa, ortak akıldan yoksun, eksik bir yasadır, gerekli bir yasadır, birçoğu üzerinde uzlaşımız vardır ancak eksik bir yasadır.

Kıymetli Başkan, değerli milletvekilleri; şu an görüşülmekte olan 221 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 7'nci maddesiyle 6831 sayılı Kanun'un 9'uncu maddesinin birinci fıkrasına "spor tesislerine" ibaresinden sonra gelmek üzere "ve Savunma Sanayii Başkanlığınca yapılacak savunma maksatlı tesislere ve bunların müştemilatına" ibaresi eklenmiştir.

6831 sayılı Kanun'un 115'inci maddesinde "Devlet ormanları üzerinde kamu yararına yapılacak her türlü yapı ve tesisler için herhangi bir şekilde irtifak hakkı tesisi Maliye ve Tarım ve Orman Bakanlıklarının iznine bağlıdır." hükmü bulunmaktadır.

Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü spor tesisleri ve müştemilatı çoğunlukla yap-işlet-devret yöntemiyle yapılmakta, kuruluş yeri olarak da devlet ormanı sayılan yerler tercih edilmektedir.

Savunma Sanayii Başkanlığınca yapılacak savunma maksatlı tesislere ve bunların müştemilatlarına "bozuk alan ve benzeri" gibi ön koşul getirilmeden izin verilirken teklifle getirilen savunma maksatlı tesislerin özellikle müştemilatı açıkça belirtilmemiş olup maddenin hangi tesisleri içerdiği de belirsizdir.

Maddede füze, radar, erken uyarı, gözlemevi gibi sadece savunma amaçlı tesisler sayılmalı, kullanılacak alan ölçeği de belirlenmelidir. Bunun dışındaki yap-işlet tarzı yapılacak ek tesisler için kamu yararı şartı aranmalı, ücretli ve de özellikle ücretsiz izin verilmemelidir.

Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; buradan biraz da yangın yerine dönen ülkemizde tarımı perişan edilen üreticilerimizin sorunlarından bahsetmek istiyorum, akıl alır ve inanılır gibi değil ama bir gerçek. "Yerliyiz ve millîyiz." diyenlere önemle duyurulur: Tarım ithalatımız hızla artıyor. Bu yılın ilk beş ayında tarım ve gıda ürünlerinin ithalatına 6 milyar 700 milyon dolar ödedik. Bu rakam geçen yılın oranlarına göre yüzde 18,5 daha artmış durumda.

Kalem kalem tarımsal ürün ithalatımıza bakalım, nasıl kahrolacağımızı hep birlikte görelim.

Rusya, Almanya, Ukrayna, Fransa'dan buğday alıyoruz; arpa İngiltere ve Hindistan'dan, samanımız ise Gürcistan'dan geliyor; tekstil sektörümüz Amerika, Yunanistan, Türkmenistan, Hindistan pamuğuna bağlı kalmış; Rusya, Moldova, Romanya, Sırbistan'dan ayçiçeği, Kanada'dan nohut, Şili'den elma, Avustralya'dan havuç alıyoruz; büyükbaş hayvanlarımız Arjantin'den geliyor, kırmızı etimizse Çek Cumhuriyeti'nden. Fransa ve Hollanda olmasa neredeyse peynirsiz ve tereyağsız kalacağız. Aramızın iyi olmadığı, sorunlu olduğumuz Mısır'dan marul getiriyoruz; dünyanın en ucundaki ülke olan Sri Lanka'dansa çay getiriyoruz. Kastamonu'da Taşköprü sarımsağının ekim alanları daralırken sarımsağı Çin'den getiriyoruz; karpuzu ve kuru soğanı İran'dan aldığımızı, getirdiğimizi neredeyse bilmeyen kalmadı; soya ise Ukrayna ve Güney Amerika'dan, Brezilya'dan geliyor. Oysaki bu ürünlerin tamamını üretecek potansiyele sahibiz ve tamamı Türkiye'de yetişmektedir. O hâlde bu ürünleri neden kendi çiftçilerimiz üretemiyor? Kucak dolusu dövizi neden yabancı ülkelere ödemek zorunda kalıyoruz? Ben buradan söyleyeyim: Çünkü çiftçimizi hızla üretimden uzaklaştırıyorsunuz. Yüksek girdi maliyeti ve üretimdeki plansızlık nedeniyle tarımda ülkemizi ithalat cenneti yapar hâle getirdiniz. Ülkemizi yönetenler, bu tehlikenin farkında olmasına rağmen hiçbir önlem almıyor ve çözüm üretmiyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz.

AYHAN BARUT (Devamla) - Aksine, her fırsatta yerli ve millî üretim vurgusu yaparak yurttaşlarımızı kandırdıklarını sanıyorlar. İktidarı çözüm için göreve çağırıyoruz. Gelin, tarım cenneti olan ülkemizi tekrar tarımda kendi kendine yeter duruma getirelim. Bunun için üzerimize düşeni yapalım.

Bakın, bu yıl pamuk primleri açıklandı. Adana'dan bu konuyla ilgili birçok sivil toplum kuruluşu, çiftçi ve büyük işletme bugün beni aradı çünkü Tarım Kanunu görüşülüyor. "Tarım Bakanının Twitter sayfası Resmî Gazete mi oldu acaba? Bugün açıklanan, yağlı tohumlardaki destekleme primleriyle ilgili Resmî Gazete'de yayımlanan ya da tebliğ edilen herhangi bir genelge görmedik." derler. "Bu rakam doğru mudur, yanlış mıdır?" diye merak içerisinde bulunmaktadırlar. Ayrıca tahıllardaki ve tohumluklardaki fark ödemesi de henüz belirli olmamıştır. Özetle 2020 yılındaki tüm tarım ürünlerine verilecek destekleme miktarlarının hiçbiri belli değildir.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)