| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 10 |
| Tarih: | 27.10.2020 |
HDP GRUBU ADINA TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yanlış anımsamıyorsam 2007 yılıydı ve biz Mısır'a bir ziyaret gerçekleştirmiştik. O vakitler, ziyaretimizde, Türkiye'den gittiğimiz için Mısırlı vatandaşlar tarafından büyük bir sevgiyle karşılanıyorduk ve Türkiye'de gazetecilerin köşelerine taşımış olduğu iki şeyle karşılaşmıştık. Birincisi, Arap camiası, dünyası, çocuklarının adına "Erdoğan" ismini yaygın bir biçimde vermeye başlamıştı. İkinci anımsadığım şeyse Futbolcu Hasan Şaş'la ilgili -ki Türkiye'yi böyle tanımlıyorlardı, böyle anımsıyorlardı- "Şeş Şeş Hasan Şeş" sözü sokakta çok yaygındı. Bu bir şeyin göstergesiydi, Türkiye'nin AKP iktidara geldiği zaman uyguladığı Orta Doğu ve Kuzey Afrika politikalarının tırnak içinde bir sonucuydu.
Tabii, sözlerime devam etmeden önce şu parantezi açmak durumundayım. Türkiye'de bir kesim, AKP'nin iktidara geldiği günlerde, zamanlarda, işte çeşitli demokratik açılımlar, Kürt sorunu, Alevi sorunu gibi açılımlarla, komşularla sıfır sorun politikalarıyla bir tablo çizmişti ama bu tablo -biz o vakitde ifade ediyorduk- devleti adım adım ele geçirmek için bir iyilik perisi rolü oynanmasından başka bir şey değildi. Bunu da hem Türkiye halkları olarak hem Orta Doğu ve Kuzey Afrika halkları olarak bu zamanda yeterince anlamış olduk.
Peki, Türkiye'de şu an deniliyor ki: Nereden, nereye. İşte, oradan buraya gelindiğini söylememiz lazım. Uygulanan yanlış politikaları bu kürsüden defalarca ifade ettik. Bugün Suriye'de başlamış olan savaş, Libya'da alınan tutum, işte Azerbaycan-Ermenistan savaşında alınan tutum, bütün bu tutumlar şunu göstermiştir ki, Türkiye'de AKP iktidarının uyguladığı savaş siyasetiyle, yayılmacı siyasetle, askerî politikalarla geldiğimiz nokta budur.
Bugün, Arap sokakları, emin olun ki bir Türkiyeli bile görmek istemiyor. Riyad Ticaret Odasının yaptığı açıklamayı belki önce Türkiye ciddiye almadı ama bugün gelinen noktada artık Suudi Arabistan'da çok önemli oranda Türkiye'nin malları alınmıyor. Orada bulunan berber, lokantacı -ki bu sektörün en önemli kesimini bu alanda çalışan Türkiye'den, özellikle Adana, Mersin, Hatay Araplarından oluşan işçiler oluşturmaktadır- hepsi şu an işsiz kalacak ve hepsinin Türkiye'ye döviz girdileri de ortadan kalkmış olacak. Bununla beraber inşaat sektöründe, halı, elektrik elektronik, bir çok alanda Türkiye... Mesela ihracat sıralamasında Arabistan 15'inci sırada yer alan bir ülke. Bir tek Arabistan mı? Hayır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) - Fas, Tunus, Cezayir, Birleşik Arap Emirlikleri bu boykotu devam ettiren ülkeler. Görünen o ki, farklı ülkeler de bu boykot çağrılarına katılım sağlayacaklar. Ve buradan şunu ifade etmemiz gerekiyor ki: AKP iktidarı, Türkiye'de yaşayan bütün yurttaşları etkileyen bir dış siyaset izledi. Bugün artık insanların açlıkla, yoksullukla terbiye edilmeye çalışılması, ülkede derinleşmiş olan ekonomik kriz sürecinin bir de böylesi boykotlarla, daha fazla derinleştirilmesi asla kabul edilemez. Hükûmet, bu konudaki çözüm yeteneğini tamamen kaybetmiş durumdadır. Meclis, bu konuda inisiyatif almalıdır ve sunulan önergeye olumlu yönde oy vereceğimizi de belirtmek isteriz. (HDP sıralarından alkışlar)