| Konu: | Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 10 |
| Tarih: | 27.10.2020 |
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yine bir torba kanunu tartışıyoruz. Maddelerde ne var diye bakınca, çiftçiye, köylüye, yurttaşa, doğaya bir şey çıkmadığını görüyoruz; ormanların yakılmasına, talan edilmesine bir ceza getirilmediğini görüyoruz. Haftalardır, Mersin'de ve ülkemizin farklı noktalarında ormanlarımız yanıyor. Erdemli'de Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü son üç ayda 3 kez yandı. Bugün Anamur yanıyor, Çamlıyayla yanıyor. Bu teklifle, ormanları ve köyleri yakanlara, orman teröristlerine ceza öngörülmüyor, ormanlar korunmuyor.
Peki, ne var torbanın içerisinde? Tarım alanlarının talanı var, tarım alanlarına organize sanayi bölgelerinin kurulması var, TOKİ eliyle imara açılması var, inşaat var bu kanun teklifinde. Bir de bunu "kamu yararı" diyerek yapıyorsunuz. Ne oluyor normal şartlarda? Hazine arazisinde bir çiftçi üretim yapıyorsa üç yıl geçince araziyi satın alabiliyor ya da kirasını ödemeye devam ediyor; tarımsal üretim yapıyor, ülkesine katkı sunuyor. Fakat bu kanun teklifinde yapılmak istenen şey "Kamu yararı var." diyerek bu insanların atalarının yüzyıllardır tarım yaptıkları hazine arazilerini TOKİ binalarıyla donatmaktır, tarım alanlarına beton dökülmesidir. Bu, tarıma ve çiftçiliğe düşmanlık değil midir? Çiftçi bunu size söylediğinde yine çiftçiye "terörist" mi diyeceksiniz, "Ananı da al, git." mi diyeceksiniz? Pandemide "Siz ekin, gerekirse biz alacağız." dediniz çiftçiye. Şimdi neredeyse çiftçiye ekecek toprak kalmayacak. Kamu yararı, çiftçinin üretmesi mi yoksa tarım arazilerinin imara açılması mıdır?
Değerli arkadaşlar, biz burada yaptığımız işlerin doğru olması için çabalıyoruz ancak bu torba kanun teklifi ormanları korumuyor, tarım topraklarını da korumuyor. Teklifte "Orman tarıma açılır, tarımsal topraklara organize sanayi bölgesi kurulur." diyorsunuz. Bir de bunu "kamu yararı" diyerek yapıyorsunuz, buna izin veriyorsunuz. Bu teklif, tarım arazileri için risklidir, tehdittir, talanın yolunu açar, talanı teşvik eder. Arazileri ranta açmak istediğiniz belli. Siz buraları ranta açınca ortaya çıkan sorunları nasıl çözeceksiniz? Ders çıkarmak isterseniz eğer Ergene'ye bakın, Dilovası orada; "Yok istemeyiz kervan yolda düzülür." derseniz, devlet öyle yönetilmez. Öyle yönetmeye kalkarsanız kendi yaptığınız kanunu kendiniz kaldırmaya çalışırsınız. Hâlbuki, biz sizi uyarmıştık arkadaşlar; bu düzenlemeyi meslek odalarına, sendikalara, sivil toplum kuruluşlarına soralım, görüş alalım dedik. O zaman da "Biz biliriz." diyordunuz, bugün de aynısını diyorsunuz. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
Değerli arkadaşlar, Cumhuriyet Halk Partisi olarak sizi uyarmaya devam ediyoruz, edeceğiz de. Olmayacak işler teklif ediyorsunuz. Bakın, miras intikal işlemlerinin bir yıl içerisinde yapılmasını zorunlu kılıyorsunuz. Sadece reddimiras üç ay sürüyor, uyuşmazlık davaları yıllarca devam ediyor fakat siz bir yılda çözmeye zorluyorsunuz. Öyle "Yaptım oldu." diyerek devlet yönetilmez ancak savrulur; savruluyoruz da zaten. Kimseye danışmadan, kimseyle görüşmeden yapılan kanun ancak mağduriyet yaratır. Yaptığınız bu kanun da vatandaşı mağdur etmekten başka bir işe yaramayacak; çiftçi yine yoksul kalacak, yine toprağa ekecek tohum bulamayacak, ekse de elektrik borcu yüzünden sulayamayacak; orman talanı son bulmayacak, ormana karşı işlenen suçlar devam edecek. Siz de buna "kamu yararı" diyeceksiniz.
Değerli milletvekilleri, "kamu yararı" diyerek orman alanlarına, tarımsal topraklara el koyma yetkisini getiriyorsunuz. Medeni Kanun ne der, mülkiyet hakkı nedir umurunuzda değil; umurunuzda olan tek şey rantınız, umurunuzda olan tek şey inşaat sevdanız. Arkadaşlar, bu torba kanun Anayasa'yı ihlal ediyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) - Tamamlıyorum Başkanım.
BAŞKAN - Toparlayın, buyurun.
CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) - "Ormanı talan ederim, yandaşıma veririm." diyor. Siz de bunu kabul ediyorsunuz. Çiftçinin, köylünün derdi başka, sizin derdiniz başka. Köylü köyde yaşamıyor, herkes yoksul, herkes fakirleşmiş, herkes tarlasını, çiftini çubuğunu bırakıp şehirlerde asgari ücretle bir iş bulmaya çalışıyor.
Değerli arkadaşlar, AKP'nin on sekiz yılda ülkeyi getirdiği nokta ortada. Tarım politikaları çöktü, ithalatı önceleyen, yerli üretimi bitiren bu tarım politikalarına bir an önce "Dur" dememiz gerekiyor. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, tarımda bir zihniyet değişikliğine ihtiyaç var. Bu zihniyet değişikliği... Tekrardan yerli ve millî tarım ürünlerinin üretimini artıracak ve ihracatı hedefleyecek bir zihin dönüşümüne ihtiyaç var. AKP bunu anlamaz çünkü on sekiz yılda Cumhuriyet Halk Partisi hep bunu anlattı, hep uyardı, anlamadınız ama seçmen sizi ilk seçimde hükûmetten göndererek size anlatacak. (CHP sıralarından alkışlar)