| Konu: | İç Tüzük'ün 91'inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülen 239 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin Anayasa'ya aykırı olup olmadığı hakkında usul görüşmesi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 11 |
| Tarih: | 03.11.2020 |
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin İç Tüzük'ün 63'üncü maddesine göre açmış olduğu usul tartışması hakkında Başkanlığın yaklaşımının lehinde söz almış bulunmaktayım, Genel Kurulu saygıyla selamlarım.
Anayasa'ya aykırılık, biraz önce Sayın Kubat'ın da ifade ettiği üzere dört aşamalı bir denetime tabidir; Genel Kurul, komisyon, Başkanlığın incelemesi ve son olarak da yargısal denetim. AK PARTİ grubu olarak bugüne kadar yaptığımız yasal düzenlemelerde, yasal düzenlemeyi Meclis Başkanlığına sunmadan önce, bizler de Anayasa'ya aykırılık değerlendirmesi yapıp bu aşamayı kendi parti iç denetimimizden de geçirmekteyiz. Tabii, Anayasa'ya aykırılık hem Türkiye'de hem de uluslararası alanda, farklı ülkelerde değişik tartışma süreçlerinden geçmiştir. Jüristokrasi -Amerika'da Roosevelt döneminde var olan- bütün idari ve yasal faaliyetleri mutlak surette Anayasa'ya aykırılık denetimi yapmak suretiyle parlamentoların ve senatoların baypas edildiği dönemler tartışılagelmiştir. Türkiye'de de bu noktada anayasa denetimi arada geçen süre zarfında demokratikleştirilmiş ve çerçeve bir anlayışla bugüne kadar Anayasa Mahkemesinin denetimleri, millî iradenin hâkimiyeti, kişi hak ve özgürlüklerinin güvencesi bağlamında değerlendirilmiştir.
Bu anlamda şu anda görüşülmesine başlanacak olan kanun teklifinin Anayasa'ya aykırılığıyla ilgili iddiaları değerlendirecek olursak mevcut yasal düzenlemenin bütün maddelerinin geçmişte benzer düzenlemeler şeklinde Parlamentoya geldiği ve Parlamentoda bahsi geçen Anayasa'ya aykırılık denetimlerinden sonra Anayasa Mahkemesinin de incelemesinden geçmek suretiyle Anayasa'ya aykırılık olmadığı sübut bulmuştur. Bu anlamda mevcut düzenlemenin hem teamül olarak geçmişte Parlamento hukuku çerçevesinde yasal düzenleme şeklinde Meclisin gündemine gelen konulardan olduğundan ve bu çerçevede eğer bir Anayasa'ya aykırılık söz konusu olursa bunun da her bir Anayasa'ya aykırılık iddiasıyla işte eşitlik, sosyal güvenlik, çalışma hakkı, sendikal haklar bağlamında, inanın bugün Parlamentonun yapmış olduğu bütün yasal düzenlemelerin bloke olma durumu söz konusu olur. Oysa ki bizim şu an Meclisin gündemine getirdiğimiz bu yasal düzenlemeye baktığımızda eşitlik yani eşit işe eşit ücret ve çalışanların haklarının korunması, sosyal güvenlik haklarının genişletilmesi... Ki AK PARTİ hükûmetleri döneminde 2004'lü yıllarda sosyal güvenlik şemsiyesi bütün vatandaşlarımızı kucaklayacak şekilde hayata kavuşturulmuştur.
Yine, çalışma hakkının güvencesi, sendikal haklar bağlamında da mevcut yasal düzenlemenin bırakınız Anayasa'ya aykırılığı ileri bir düzenleme olduğu, Avrupa Birliği ülkelerinde, Batı demokrasilerinde var olan bu hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı bir sistemi öngörmektedir. Anayasa'ya aykırılık iddiasının doğru olmadığını ve Başkanlığın tutumunun yanında olduğumuzu, Başkanlığın tutumunu desteklediğimizi ifade eder, Genel Kurulu selamlarım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)