| Konu: | İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 12 |
| Tarih: | 04.11.2020 |
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Depremde, çürük apartmanda oturmak zorunda kalan yoksullar ölür; salgında en çok yoksullar ölür; savaşta yoksullar şehit olur; yağmurda sadece yoksulların damı akar; madenlerde yoksullar ölür; AKP yasa yapar, işçinin, emekçinin kazanılmış haklarını kıyımdan geçirir. Bunların hiçbiri kader değil, her şey sınıfsal.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - PKK da yoksul çocukları dağa çıkarır!
HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) - Siz, maşallah, demokrasiye tepki olarak doğmuşsunuz ya!
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - PKK da yoksul çocukları dağa çıkarır!
HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) - Firavun bile Hazreti Musa'nın konuşmasına müsaade ediyordu ya.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - PKK da yoksul çocukları dağa çıkarır!
BAŞKAN - Sayın Demirbağ...
HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) - Herkese, herkese laf söylüyorsunuz. Buyurun, burada konuşunuz.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - Yoksul çocukları dağa çıkarır!
HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) - Ya bir susun ya, bir sunun ya!
BAŞKAN - Sayın Demirbağ, Sayın Hacı Turan ölüyordu sayenizde.
HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) - Ya, firavun bile bunu yapmıyordu ya! Herkese bağırıp çağırıyorsunuz ya!
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - Lafa bak! Firavun sensin!
HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) - Demokrasiye tepki olarak doğmuş, milletvekili olarak buraya gelmiş ya!
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - "Firavun" diyor, lafa bak! Firavun sensin!
HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) - Ya, sabır...
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Devam edin Vekilim, siz devam edin.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - Firavun sensin!
HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) - Sayın Başkan, görüşülmekte olan torba yasanın özcesi, salgında patrona kıyak, emekçiye kıyımdır. Sunulan torba yasa kanun teklifiyle, istihdamı teşvik etme bahanesiyle sömürüyü katmerliyorsunuz.
Görüşülmekte olan torba yasanın 10'uncu maddesine göre milyonlarca işçiden kesilerek oluşturulan İşsizlik Fonu'ndaki paranın işverenlere yol, su, elektrik ve yeni istihdam teşvikleri, işçiye ise aylık 1.177 TL işsizlik maaşı ve kısa çalışma ödeneği olarak geri dönmesine 30 Haziran 2021'e kadar devam edilmesi amaçlanıyor. Salgın koşullarında vergiyi tabana yayıp geliri artırarak salgında en çok zarar gören emekçiye, esnafa, çiftçiye kaynak yaratması gereken iktidar, doğası gereği, holdinglere, patronlara kıyak vergi indirimleri getiriyor; tavandan alamadığı vergiyi her zaman olduğu gibi tabana yayıyor, bunlarla birlikte de salgını fırsata çevirip esnek ve güvencesiz sömürüyü de katmerliyor.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; herkes artık bunu görüyor; oylar eriyor, ekonomi battı, hukuk ortada yok, eğitim içler acısı; yalan, talan, yağma, israf herşey gün gibi ortada. Artık halk "Kral çıplak!" diyor. TÜİK Başkanına ne kadar da müdahale etseniz... Size sadece gerçek enflasyon örneğini söyleyeyim: Yirmi beş yıl görev yapan bir öğretmen 99.430 TL ikramiye alıyor. Eskiden emekli olan bir öğretmen emekli ikramiyesiyle bir daire alabiliyorken şimdi ise ikinci el orta sınıf bir araba bile alamıyor; alın size gerçek enflasyon.
4 Kasım 2016 siyasi darbesinin üzerinden dört yıl geçti, onlarca milletvekilimizin tutuklanmasıyla başlayan darbe kapsamında yüzlerce seçilmişimiz tutuklandı. Halk iradesi gasbedildi, belediyeler işgal edildi, Meclis iradesi hiçe sayıldı. Anayasal rejim tümüyle askıya alınarak ülkeye tek partinin kutuplaştırıcı, dışlayıcı, savaşçı anlayışı dayatıldı. Bu darbeyle demokratik siyaset alanı hedef alındı, bu darbeyle artık ne Anayasa ne de Anayasa Mahkemesinin kararları dikkate alınır oldu ne de Meclis iradesi bir anlam ifade eder duruma geldi. Darbe mekaniğiyle var olmaya çalışanlar saldırıdan, düşmanlıktan, ötekini yok etmekten başka bir çıkar yol düşünmeyenler her zamankinden daha çaresizdir ve yenilmeye mahkûmdur. Darbeye karşı direnmenin haklılığıyla yolumuza devam ediyoruz. Bu haklı mücadeleden aldığımız güçle moral kaynaklarımız da ahlaki değerlerimiz de her zamankinden daha güçlü. 4 Kasım darbesinde tutsak alınanlar başta olmak üzere tüm siyasi tutsaklar özgürleşinceye kadar mücadelemiz devam edecek. Gelecek bizimdir; gelecek halk iradesini esas alan demokratik güçlerindir.
Son günlerde birçok ilimizde ortaya çıkan bir durum ama vekili olduğum Şırnak ilinin Cizre ilçesinde 2 bin yurttaşımız, kendilerini istihbarat birimi olarak tanıtan ve kolluk gücü olduğunu iddia eden bazı kişiler tarafından aranıp taciz ediliyor ve sorular şu şekilde: "HDP'ye niye gidiyorsunuz? HDP'de ne buluyorsunuz? Etkin pişmanlıktan yararlanmak ister misiniz?" Yani bu durum, aslında Türkiye'de hukukun geldiği durumu gösteriyor. İktidar yargıyı, kolluk gücünü, devletin bütün kurumlarını muhaliflere karşı, kendi rakiplerine karşı bir sopa olarak kullanıyor. Hukuku ayaklar altına alanlar, yargıyı sopa olarak kullananlar gün gelecek hesap verecek.
Şimdi, değerli milletvekilleri, bugün de defalarca dile getirildi; Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki Karabağ meselesine ilişkin sürekli maalesef ki bir savaş seviciliğine varabilecek söylemlerde bulunuluyor ama şunu söylemek isterim...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) - Sayın Başkan, sadece kısa bir süre istiyorum.
BAŞKAN - Tamamlayın siz, buyurun.
HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) - Savaşlarda tek kazanan silah şirketleri ve elitlerdir, kaybeden ise farklı dilleri konuşan ama ayrı dertleri paylaşan yoksul insanlardır. Azeri ve Ermeni halkları on yıllardır yoksullukla boğuşuyor, kaynaklar elitlere ve militarizme akıyor. Bu yüzden biz barış diyoruz. Bunun için bu ülkede de Ermenistan ve Azerbaycan arasında da, Orta Doğu'da da, dünyanın her yerinde barışın her yere yayılması için hepimizin elinden geleni yapması gerekiyor.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)