GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:13
Tarih:05.11.2020

CHP GRUBU ADINA GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ PARTİ'nin grip aşısı stoku kriziyle ilgili verdiği öneri hakkında konuşacağım.

Öncelikle, son söyleyeceğimi baştan söyleyeyim; bu, bir kriz değil, organize beceriksizliğin vücut bulmuş hâli. (CHP sıralarından alkışlar) Neden bunu söylüyorum? Çünkü 2020'nin Şubat ayında salgın dünyaya yayılmışken, Çin'den tüm dünyaya yayılmaya başlamışken ilaç firması Sağlık Bakanlığına bir yazı yazıyor, diyor ki: "Bu yıl bizden ne kadar bir aşı talebiniz var?" Bekliyor, bekliyor, bekliyor; Bakanlıktan cevap yok. Bunun üzerine firma -sağ olsunlar, yine iyi niyetliler- diyor ki: "Bari geçen seneki aşı kadar getirelim, 1,5 milyon getirmiştik geçen sene, bu sene de herhâlde o kadar ihtiyaç olur." ve 1,5 milyon doz daha getiriyorlar. Süreç içerisinde Türkiye'ye 1,5 milyon aşı -ki bunun da ne kadar olduğunu tam bilmiyoruz çünkü Sağlık Bakanlığı hiçbir sorumuza cevap vermediği için ve süreci şeffaflıktan uzak yönettiği için- geldiğini varsayıyoruz. Sonrasında Türk Eczacıları Birliği diyor ki: "Biz gerekli görüşmeleri yaptık, firmayla görüştük, 1,5 milyon daha aşı getirebiliriz." Yazı yazıyor, on dört gün boyunca ona da cevap yok, sonrasında Devlet Malzeme Ofisine yönlendiriyor sanki kalemtıraş alacak, kâğıt alacak devlete yani buradan ben artık şunu anlıyorum: Sağlık Bakanlığı herhâlde bu aşıyı Türkiye'ye getirmek istemiyor.

Biz neden her fırsatta bunun önemli olduğunu vurguluyoruz? Çünkü grip ile Covid-19 salgınının belirtileri birbirine çok benziyor. 2 önemli sebepten dolayı önemsiyoruz: Bir, hasta grip olduğu zaman "Eyvah, Covid-19 oldum." deyip hastanelere gidebilir ve oradaki yoğunluğu artırabilir; bir diğeri de bir kişi aynı anda her ikisine yakalandığı zaman ölümcül sonuçlar doğurabilir. Bunun üzerine Dünya Sağlık Örgütünün de yayınladığı "Kimlerin öncelikli grip aşısı vurulması gerekir." diye bir liste çıktı; bu listede de kalp hastalarının, şeker hastalarının, kanser hastalarının -az önceki konuşmacılar da belirtti- 20 ila 40 milyon kişinin aşılanması gerekiyor. Yine, gerekli uyarıları yaptık, biz uyarmaktan yorulduk ama siz kulak tıkamaktan yorulmadınız, bildiğinizi yapmaya devam etmekten yorulmadınız. Bunun üzerine dedik ki: Yaptınız bir beceriksizlik, aşıyı getiremediniz bari sistemli bir program yapın ki gerçek ihtiyaç sahipleri aşılansın. 14 Ekim'de aşı Türkiye'ye geldi, bir hafta boyunca depolarda bekletildi ki ekim ayının başından itibaren bu aşının vurulması gerekiyordu, önemli olduğunu ısrarla vurguladık. Kimlere vurulacağını belirleyemediğiniz için bir hafta boyunca o aşı depolarda bekledi. Sonra öyle bir liste hazırladınız ki âdeta aşılanmamak üzere bir liste yayınlanmıştı yani bir aşılanma takvimi çıkartılmıştı, bir programı; vatandaş eczanelere gitti... Örneğin, bana daha bugün söyleyen bir hasta var. 87 yaşında, tansiyon hastası, şeker hastası, kanser hastalığını atlatmış ve bu kişinin aşı almaya hakkı yok, aşı risk grubunda değil,

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

GAMZE TAŞCIER (Devamla) - Niye bunu yaptınız? Bunun sebebinin biz çok iyi biliyoruz. Çünkü, yaptığınız beceriksizliğin farkındasınız ama her zamanki gibi bir sorumlu, bir suçlu lazımdı. Bunun için de şunu vermekti aslında mesajınız: Biz gerekli aşıyı getirdik ama sizin kriterleriniz tutmadı. Hasta kişi eczaneye gittiğinde "Risk grubunda değilim." buna mı sevinmeli, yoksa sayfalarca raporu olmasına rağmen bu aşıyı vurulamamasına mı üzülmeli? Yani, özetle; tüm dünyada öngörü sahibi ülkeler katbekat aşı getirtirken biz bir organize beceriksizliğin tam da ortasına düştük. Bir süreç nasıl yönetilemez, halk sağlığı nasıl riske atılır bize bunu çok iyi gösterdiniz ama korkarım ki bu beceriksiz anlayış iktidarda olduğu sürece daha çok kriz, daha çok felaket yaşarız.

Teşekkür ederim. (CHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)