GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:14
Tarih:10.11.2020

HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, az önce hayretler içerisinde, böyle bol polemikli bir tartışmaya şahit olduk. Ben bu polemiği uzatmayacağım. Sadece bir noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum. Mehmet Muş da dinlese aslında fena olmaz ama neyse.

Kıymetli arkadaşlar, bu Kürt illeri tartışmasını belki şöyle değerlendirebilirsiniz: Biz, tam da Kürt illerine beş yıldır, ısrarla "Kürt illeri" dediğimiz için 6 milyondan fazla insanın oyunu alıyoruz. Bu, neyi gösterir biliyor musunuz? Biz bir sosyolojiye, bir tarihsel duruma konuşuyoruz dolayısıyla mesela, bize oy veren insanların da bir taraftan beklentisi bu.

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Değil, değil, beklentisi o değil.

HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Bir sosyolojiye... Değilse seçim geldiği zaman, sandık kurulduğu zaman bizi cezalandırırlar. Ben şunu söylüyorum: Anayasa tartışmaları oldu, iktidara çok yazık 80 darbesinin anayasasını burada savunmak. Biz şöyle diyoruz: Anayasa toplumsal bir sözleşmedir. Her anayasa toplumu yansıtmak zorundadır, toplumun içindeki farklılıkları da yansıtmak zorundadır. Dolayısıyla anayasa, ucube bir anayasa. Bizi yani tarihi, sosyolojiyi anayasaya uydurmaktan ziyade anayasayı tarihe, sosyolojiye uydurursanız, inanın bana, herkes için hayırlı olur. Bunu çok uzatmayacağım arkadaşlar.

Başka bir şey konuşacağım: Son dört buçuk, beş yıldır Hükûmet olarak bize, HDP'ye sürekli "Terörist", "Bölücü" falan diyorsunuz ya, ben size basitçe küçük iki hikâye anlatacağım, Kürt'ün duygusunu anlamanız için. Yine, bir Kürt ilinden, Diyarbakır'dan bahsedeceğim size.

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Bir de hocasın ya, vallahi ya yazık sana!

HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Çok hoş bir hocayım, vallahi çok iyi bir hocaydım, iyi bir siyasetçi olmayabilirim ama.

Şimdi, bakın, ben 2015 yılından bu yana bu Meclisteyim, beş yıldır milletvekiliyim, tam 10 il başkanıyla çalıştım. Niye biliyor musunuz? Bizde eş başkanlık var; her yıl eş başkanlarımı tutukladınız, 6 Bingöl'de -iki yıldır Diyarbakır'dayım- ikişer eş başkan da Diyarbakır'da. Diyarbakır da son tutukladıklarınızdan birisi Zeyyat Ceylan, birisi de Hülya Alökmen Uyanık. Bu iki insanın, şimdi, ben size kısaca kim olduğunu söyleyeyim, uyguladığınızın nasıl bir devlet terörü olduğunu herkes duysun. Kelimelerimi çok dikkatli seçiyorum, bu, devlet terörüdür. Bakın, Zeyyat Ceylan Silvanlı bir hoca, harika Kürtçe konuşur; tam yirmi bir yıl Türkçe öğretmenliği yaptı, Türkçe öğretti çocuklara Diyarbakır'da, 2 dönem de EĞİTİM SEN'in Diyarbakır Yönetim Kurulu Başkanlığını yaptı. 29 Ekim -yani Cumhuriyet Bayramı- 2016'da 675 no.lu KHK'ye ismi iliştirildi ve hiçbir mahkeme kararı, gerekçe olmadan görevden atıldı, işsiz. Burada bitmedi; 2019 Mart ayında Diyarbakır'da Bağlar Belediye Başkanı seçildi, yüzde 72 oy aldı fakat onun yerine siz 2'nci sıradakini, yüzde 20 küsur oy alanı atadınız. Niye? Kanun hükmünde kararnameyle işten atılmış diye. Sonra, pes etmedi Zeyyat Başkan; İl Başkanı oldu. 29 Ekim 2020 tarihinde hapse girdi benim İl Başkanım -geçen gün- sekiz gün gözaltında tuttular. sekizinci güne kadar bir soru sormamışlar, yedi gün sadece işkence olsun diye tuttular, sekizinci gün küçük ifadesini alıp 29 Ekimde cezaevine gönderdiler.

2'nci Eş Başkanım Kıymetli -çok sevgilerimi gönderiyorum her 2 Eş Başkanıma- Hülya Alökmen Uyanık; yirmi yıllık hemşire, binlerce hayatın kurtarılmasına yardımcı olmuş.

MEHMET MUŞ (İstanbul) - İsmini bile okuyarak söylüyorsun.

HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - SES Diyarbakır Şube Başkanı, KESK'in Genel Meclis üyeliğini yapmış; evli, 2 çocuk annesi. Eşiyle birlikte ihraç edilmiş 29 Ekim 2016. Pes etmemiş, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanımızdı; seçildi, mazbatasını vermediler, yüzde 63 oy aldı, o da İl Başkanımız oldu. O da Zeyyat Başkanla birlikte -29 Ekim 2020- cezaevinde.

Ben bu hikâyeleri size niye anlattım arkadaşlar? Dört yıl içerisinde, kanun hükmünde kararnameyle işten at; belediye başkanı seçilsin, mazbatasını verme; siyaset yapacağım desin düz ovada, götür cezaevine koy, sonra da biz oturacağız, sizin milliyetçi, hamaset nutuklarınızı dinleyeceğiz, öyle mi? HDP, beş yıldır sizin uyguladığınız bütün bu vahşete rağmen, hâlâ Türkiye'de demokrasiyle, müzakerelerle meselelerin çözülmesi için mücadele veriyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkanım.

Ben daha önce de söyledim: Bence HDP'ye gerçekten şükür ve minnettarlık ifade etmelisiniz. Bu vahşetin siyasi sorumluları sizsiniz. Hiç öyle duygusal bir yerden şey yapmayacağım. Bizde siyaset yapan insanlar niye siyaset yaptıklarını, nasıl bir bedel ödediklerini biliyorlar. Bu noktada, herhangi bir çekingenliğimiz, çekincemiz filan da yoktur. 5 binden fazla arkadaşımız cezaevinde, hâlâ orada; yenilerini de siz oraya ekliyorsunuz. Bu vahşetin sahibi sizsiniz ve bu vahşet dönüp sizi vuracaktır.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)