GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:16
Tarih:17.11.2020

MHP GRUBU ADINA İBRAHİM ETHEM SEDEF (Yozgat) - Sayın Başkan, Gazi Meclisimizin değerli milletvekilleri ve televizyonları başında bizleri izleyen büyük Türk milleti; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

238 sıra sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin tümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum.

Değerli milletvekilleri, gelişmesini ve büyümesini hızla sürdüren ülkemizde enerji tüm dünyada olduğu gibi en önemli stratejik konulardan biridir. Enerjide ufku genişletmek istiyorsak hedeflerimizi de büyütmek gerekmektedir. Güneş enerjisinden rüzgâra, hidroelektrikten biyoenerjiye ve jeotermale kadar yenilenebilir enerjinin her alanında yapılan yatırımlara aralıksız devam etmeliyiz. Yerli enerji kaynaklarının aranması ve üretimin artırılması çalışmaları desteklenmeli ve teşvik edilmelidir. Jeotermal, rüzgâr, güneş biyokütle gibi yenilenebilir ve temiz enerji kaynaklarından daha fazla yararlanılmalıdır.

Ülkemizin enerji alanında dışa bağımlılığını önlemek adına son yıllarda 2023 hedefleri doğrultusunda önemli adımlar atılmaktadır. Bu adımların en önemlilerinden biri doğal gaz keşifleridir. Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizi karaya sıkıştırmak isteyenlere karşı haklı mücadelemizden taviz vermeyerek arama tarama faaliyetlerini ısrarla sürdürmeliyiz. Bu konuda Milliyetçi Hareket Partisi, söz konusu millet ve devlet menfaati olduğunda, dün olduğu gibi bugün de devletinin ve milletinin arkasındadır, sonuna kadar destekçisidir.

Değerli milletvekilleri, enerji hiç şüphesiz ki tüm dünya için önemli bir unsurdur, hele ki bizim gibi gelişmesine devam eden ülkeler açısından hayati öneme sahiptir. Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak, Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli'nin önderliğinde, her seçim döneminde olduğu gibi, geçtiğimiz 24 Haziran 2018 seçimlerine yönelik, enerjinin ekonomik boyutunun yanı sıra siyasi, diplomatik, çevresel ve insani boyutları olduğunu dikkate alarak uzun vadeli bir enerji stratejisi hazırladık. Bugün enerji alanındaki gelişmeleri takip eden herkes seçim beyannamemizde dile getirdiğimiz, az sonra ifade edeceğimiz hususları dinleyince Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli'nin öngörülü siyasi anlayışına bir kez daha şahitlik edecektir. 24 Haziran 2018 seçimlerinden önce beyannamemizde şunları söyledik: "Enerji politikamızın temel hedefleri şunlardır: Enerji ham maddelerinde dışa bağımlılığın azaltılması amacıyla kömür ve yenilenebilir enerji kaynaklarının azami seviyede değerlendirilmesi, enerji ithalatında kaynak ve kaynak ülke çeşitliliğinin sağlanması ile arz güvenliğinin artırılması, nükleer enerji santrali projelerinin hızla tamamlanması, etkin bir talep yöntemiyle enerji arzının kesintisiz ve yeterli bir şekilde gerçekleştirilmesi, çevreye dost ve duyarlı bir anlayışla gelişmiş atık kontrol ve bertarafına, havza ve kaynak planlamasına dayalı bir yaklaşımla enerjinin çevre ve insan sağlığına zarar vermeden üretilmesi, enerji verimliliğinin üretimden tüketime bütün alanlarda güçlü ve çeşitlendirilmiş finansal araçlarla desteklenmesi, yeni enerji teknolojilerini üretecek yetkinliğe ulaşılması, enerji sektöründe rekabeti kısıtlayıcı uygulamalara son verilmesi, kamu enerji yatırımlarıyla birlikte yerli ve yabancı özel sermayenin enerji sektöründeki yatırımları için uygun zemin oluşturulması.

Değerli milletvekilleri, konvansiyonel petrol ve doğal gazın yanı sıra, ikili iş birlikleri yoluyla bitümlü şeyl, gaz hidrat, sığ biyojenik gaz, kömür gazı ve özellikle kaya gazı aramalarına da hız verilmeli. Millî petrol, gaz şirketleri aracılığıyla Türkistan coğrafyasındaki Türk Cumhuriyetleri ve Libya, Cezayir, Irak gibi ülkelerde arama ve sondaj faaliyetleri gerçekleştirilmelidir. Enerji diplomasisi geliştirilmeli, başta Azerbaycan ve Türkmenistan olmak üzere zengin enerji kaynaklarına sahip Türk Cumhuriyetleriyle ikili anlaşmalar yapılmalı, bu ülkelerin kendi aralarında anlaşmaları için önderlik edilmeli, bu kapsamda Türk Enerji Ticareti Birliği kurulmalı. Enerji sahasında başlayan bu birlikteliğin ekonominin diğer alanlarına model olması sağlanmalı.

Doğu Akdeniz havzasındaki enerji rekabetinde aktif biçimde rol oynamalıyız. Türkiye'nin sahip olduğu jeopolitik avantaj deniz altı doğal gaz boru hattı ve sıvılaştırılmış doğal gaz terminali projeleriyle değerlendirilmelidir. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Avrupa Birliğinin bölgede uluslararası hukuka ve millî çıkarlarımıza aykırı bir şekilde arama ve sondaj çalışmaları yapması engellenerek Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin bölgenin kaynaklarından istifade etmesi temin edilmelidir. Olağanüstü durumlara ve mevsimsel dalgalanmalara karşı yüksek yedek imkânı oluşturulmalıdır. Yenilenebilir enerji yaygınlaştırılmalı, enerji üretimindeki payı artırılmalıdır. Bilinen maden rezervlerimize ilave olarak yeni rezervler bulunmalı ve işlenmiş maden ihracatı artırılmalıdır.

Görüldüğü üzere, Milliyetçi Hareket Partisinin, ülkemizin enerji alanında yapılmasının faydalı olacağını düşündüğü yaklaşımlarının birçoğu hayata geçirilmiştir, olumlu sonuçları da alınmıştır.

Değerli milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti ne karada ne denizde egemenlik haklarından asla vazgeçmeyecektir, taviz vermeyecektir. Türk milleti ve devleti olarak vatan topraklarımızdan bir çakıl taşı vermeyeceğimiz gibi, mavi vatanımızın da bir damla suyundan vazgeçmeyeceğimizin herkes tarafından bilinmesi gerekiyor. Sahillerine hapsedilmek istenilen ülkemizin üzerine hangi oyunları oynarlarsa oynasınlar, 21'inci yüzyıl Allah'ın izniyle Türk asrı olacak, dünya milletleri arasında müreffeh bir ülke olma hedefimize adım adım ilerleyeceğiz.

Türk milleti, tehditlere, baskılara, oldubittiye boyun eğecek bir millet değildir. Hain odakların ve düşmanca yaklaşan herkesin eğer merak ediyorlarsa tarihimize bir kez daha bakmalarını; Türk milleti kimdir bir daha hafızalarını zorlamalarını ya da dedelerinin akıbetine bakmalarını tavsiye ediyoruz.

Değerli milletvekilleri, dünyada enerji kaynaklarının hızla tükeniyor olması nedeniyle her devlet kendi yeni enerji kaynağı rezervini artırma çabasına girerken ülkemiz de tabii ki bu atılımlardan geri kalmamalıdır. Bununla birlikte, ülkemiz enerji faaliyetleri noktasında son yıllarda oldukça önemli hamleler yapmaktadır. Bunların başında, yakın zamanda hepimizin şahit olduğu Karadeniz'deki sondaj çalışmaları ve "mavi vatan" diye tabir ettiğimiz Doğu Akdeniz'deki doğal gaz ve petrol arama çalışmaları gelmektedir. Bu gelişmeler ve ülkemizin kararlılığı her bir Türk evladına gurur vesilesi olmuştur. Yaşanılan bütün olaylar göstermiştir ki "Kötü komşu, insanı mal sahibi yapar." sözü tam da burada yerini bulmuştur. Nasıl ki savunma ve silah sanayisinde yerli, millî üretimlerimizle Suriye'de, Irak'ın kuzeyinde, Libya'da ve son olarak Azerbaycanlı kardeşlerimizin zaferiyle tüm Türk ve Türkiye düşmanlarına ders verildiyse Doğu Akdeniz'de de kararlı duruşumuz ve azmimizle başarıya ulaşacağız. Doğu Akdeniz'de yapılan çalışmalardan başta Yunanistan olmak üzere küresel sermayeye sahip ülkeler, kendilerine bağımlı olmamızı isteyen devletler rahatsız olsa da Türkiye Cumhuriyeti zamanla bağımlılığını azaltarak enerji alanında kendi kendine yeten bir ülke konumuna inşallah gelecektir.

Bilindiği üzere, ülkemiz jeopolitik olarak Asya ve Avrupa'yı birbirine bağlayan 3 kıtanın birbirine yaklaştığı çok önemli bir bölgedir. Jeopolitik konumu Türkiye'ye önemli avantajlar sağlamaktadır. Enerji akışının ülkemiz üzerinden sağlandığı, birçok ülkenin doğal gaz ve petrolünü ülkemiz üzerinden taşıdığı bir gerçektir. Fakat zamanla enerjiyi sadece taşıyan, aktaran değil üreterek dağıtan bir ülke olmak için yüksek bir gayret göstermeliyiz. Bu anlamda, Türkiye'nin ilk yerli ve millî sismik araştırma gemisi olan Oruç Reis öncülüğünde, Barbaros Hayrettin Paşa gemisinin katkılarıyla doğal gaz ve petrol arama çalışmaları devam etmektedir. Türkiye'nin ilk yerli sondaj gemisi olma özelliğine sahip olan Fatih sondaj gemisi de hatırlayacağımız üzere yakın zamanda Sakarya arama sahasından müjdeli haberler vermiştir. Türkiye'nin üçüncü sondaj gemisi olan Kanuni sondaj gemisi geçtiğimiz hafta Karadeniz'den doğru yola çıkarak Zonguldak'ın Çaycuma ilçesinde bulunan Filyos Limanı'na ulaşmıştır. Bu adımların ve yatırımların ülkemizin sadece 2023 hedefleri değil 2053 ve 2071 hedefleri noktasında da oldukça önemli olduğunu belirtmek istiyorum.

Değerli milletvekilleri, bu doğrultuda millî enerji ve maden politikasını önemsediğimizi ve bunun için her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu söylemek istiyorum.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının enerji tasarrufu ve verimliliği, enerji arz güvenliğinin sağlanması, dışa bağımlılık risklerinin azaltılması, çevrenin korunması ve iklim değişikliğine karşı mücadelenin etkinliğinin artırılmasının sağlanması gibi 2023 yılı ulusal strateji hedeflerini ve enerji politikalarını yakından takip ve takdir ediyoruz. Ayrıca, Türkiye'nin ilk enerji verimliliği eylem planı olan Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı'nın, 2018 yılında yürürlüğe girmesi ve 6 farklı sektörde bulunan 55 adet eylemin hayata geçirilmesiyle 2023 yılına kadar 10,9 milyar dolar yatırımla kümülatif olarak 23,9 milyon ton eş değer petrol enerji tasarrufu sağlamayı hedeflemesi ülkemiz adına umut vermektedir.

Değerli milletvekilleri, geçmişte olduğu gibi günümüzde de ülkeler ve bölgeler arasındaki siyasetin ve güç paylaşımının temelinde enerjinin yattığı bir gerçektir. Bu nedenle, elimizde bulunan imkânları doğru ve dikkatli kullanmak konusunda hepimizin sorumlulukları olmalıdır. Gelecek nesillerimize daha yaşanılabilir bir dünya bırakmak için verimliliğe odaklanmamız gerekiyor. Vatandaşlarımız da ev ve iş yerlerinde hayata geçirecekleri basit uygulamalarla hem kendi bütçelerine hem de ülke bütçesine katkı sağlayabilirler. Yapılan çeşitli araştırmalara göre evlerimizde kullandığımız beyaz eşyalar, tüketilen elektrik enerjisinin yüzde 61,8'ini kullanıyor. Bunu, yüzde 7,5'le televizyon ve yüzde 7,3'le çamaşır makinesi takip ediyor. Yüzde 11'le aydınlatma, yüzde 9'la mutfak içi kullanım, yüzde 7,5'le sıcak su, yüzde 7,4'le ısınma şeklinde devam ediyor. Alacağımız ufak tedbirlerle yaşam kalitemizden ödün vermeden israftan uzak durarak fazla tüketimi azaltabilir ve dışa bağımlılığımızın azalmasına katkı sunabiliriz.

Tüketimde ısınma giderleri de önemli yer tutmaktadır. Isınmada kullanılan enerji miktarı da tüketici kullanım davranışlarına bağlı olarak değişebiliyor. Isı yalıtımı, kış aylarında soğuğa karşı alınabilecek en etkili önlemlerin başında geliyor. Düşük maliyetlerle yapılabilecek olan tam anlamıyla doğru malzemelerle yapılan çatı, pencere ve duvar ısı yalıtımı uygulamalarıyla harcanan enerji miktarı ve yakıt giderleri yüzde 50'ye varan oranda düşürülebiliyor. Alacağımız önlemlerle de bu israfın önüne geçmemiz mümkün. Yeni yapılan binaları da doğru yalıtım uygulamalarıyla inşa edersek ülke ekonomimize her yıl milyarlarca dolarlık katkıda bulunabiliriz. Ülkemizin cari açığını düşürmek ve her yıl dışarıya ödediğimiz paraları ülkemizin kalkınması için harcamamız gerekiyor. Bu manada, bizleri dinleyen herkesi de duyarlılığa davet etmek istiyorum.

Değerli milletvekilleri, bu teklifte enerji üretim sektöründe üretimin aksamasına neden olan çeşitli sıkıntılar meydana gelmektedir. Ruhsatlandırma konusunda sektörün yaşadığı sıkıntılar bulunmaktadır. Kurum tarafından değerlendirme süresinde yaşanan gecikmeler üretim faaliyetlerinin aksamasına neden olmaktadır. Maden Kanunu'nda yapılan değişikliklerle ruhsat süre uzatma başvurularında idareden kaynaklanan değerlendirmede gecikme hâlinde işletmenin faaliyetine devam edebilmesine imkân sağlanması, madencilik sektörünün muhatap olduğu bürokratik süreçlerin azaltılması hedeflenmektedir. Yapılan değişikliklerle doğal gaz kullanımının ülke genelinde yaygınlaştırılması amaçlanmaktadır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığıyla, ilgili kamu iktisadi teşebbüsleriyle, bunların bağlı ortaklıkları tarafından yurt dışında kurulan ve hâlihazırda özellikle petrol, doğal gaz ve madencilik alanlarında faaliyet göstermekte olan şirketlerin faaliyetlerinin etkin ve verimli bir şekilde gerçekleştirebilmesi amacıyla ilgili şirketlerin Türkiye'deki şubelerinin bulunduğu yerlerde Cumhurbaşkanı kararıyla aynı şirketlerin ortaklarınca işletme konuları, ticaret unvanları, sermayeleri ve ortaklık payları aynı kalmak kaydıyla ayrı birer şirket kurulabilmesi amaçlanmaktadır.

Kamu İhale Kanunu'nda yapılan değişiklikle kış aylarında doğal gaz kaynaklı yaşanması muhtemel kesinti ve kısıntıların bertaraf edilmesine; sistem ve arz güvenliğinin sağlanabilmesi amacıyla Boru Hatları ile Petrol Taşıma Anonim Şirketi tarafından yapılacak doğal gaz alımlarının 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun dışında tutulması, ülkemiz enerji arz güvenliğinin temini hususunda petrol ve doğal gaz arama, sondaj, üretim, taşıma, depolama ve gazlaştırma faaliyetlerini ve bu faaliyetlere yönelik yatırımlarını hızlı bir şekilde gerçekleştirme zorunluluğu bulunan Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına sağlanan istisnaların, Boru Hatları ile Petrol Taşıma Anonim Şirketi ve bu şirketlerin bağlı ortaklıkları ile yurt dışında kurdukları şirketleri de kapsayacak şekilde yeniden düzenlenmesine ve belirtilen istisnanın karadaki faaliyetleri de kapsamasına; Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu'nda yapılan değişikliklerle jeotermal kaynağın ortaya çıkarılmasına ve ekonomiye kazandırılmasına; akışkanın doğrudan ya da dolaylı olarak elektrik üretimi ve konut ısıtması dışında sera, kaplıca ve diğer alanlarda jeotermal kaynağın tüketiminden alınan idare payının, kaynağın kullanıldığı tesislerde ısı enerjisi ve su miktarı dikkate alınmak suretiyle, metreküp başına belirlenen üst sınırı geçmeyecek şekilde belirlenmesi suretiyle mevcut uygulamada yaşanan sıkıntıların giderilmesi, ruhsat sahibinin kullanılan su miktarının belirlenmesinde usulsüzlük yapmasına veya kaçak kullanımını engellemek için cezai müeyyide getirilmesine; MTA'nın jeotermal kaynak varlığını tespit ettiği sahaların kısa sürede işletmeye alınmasının sağlanması ve buradan sağlanacak öz kaynak geliriyle yeni alanların aranması için bütçe geliri oluşturulmasına olanak sağlayacaktır.

Elektrik dağıtım şirketlerinin faaliyetlerinin denetlenmesi için görevlendirilen personele uygulanan harcırahın, maden işletmelerini denetleyen personele uygulanan harcırahla uyumlu hâle getirilmesi, yapılan düzenlemelerle yatırımcı ve işletmeciler lehine birtakım kolaylıklar getirilmesi düşünülmektedir. Maden sektörüne kolaylıklar getirmek suretiyle üretime ve istihdama katkı sağlamak hedeflenmektedir.

Çok sayıda sivil toplum örgütünün alt komisyon toplantısına davet edilmesinin, STK'lerden yazılı görüş alınmasının kanunun amacına ulaşması anlamında önemli katkılar sağlamış olduğunu da düşünmekteyiz ve Milliyetçi Hareket Partisi olarak kanun teklifini olumlu değerlendiriyoruz. Desteklerimizi tekrar ifade etmek istiyorum.

Her birinizi saygı, sevgi ve hürmetle selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)