| Konu: | Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 16 |
| Tarih: | 17.11.2020 |
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi hakkında söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Kanun teklifi, doğaya verilen zararı artırarak devam ettirecek, vatandaşın faturasını aşağı çeken ise tek bir madde yok. Bu sene elektriğe yüzde 32,3, doğal gaza yüzde 34,7 zam yapıldı. Önümüz kış, faturalar nasıl ödenecek? Vatandaş zor durumda. İşçi kardeşlerimiz her gün hak gasbına uğruyor, onların durumları ne olacak, bu kanun teklifinde yok. Kanun teklifini hazırlayan AK PARTİ milletvekilleri bu sorunların hiçbiriyle, halkın gerçek gündemiyle ilgilenmiyor.
TRT payını kaldırmayan, fatura bedellerinden vergi alan devlet şimdi bir de muayene ücreti dayatması içinde; sayaçlardan bedel alınacak, vatandaşın sırtındaki yük daha da artacak.
Değerli milletvekilleri, ne yazık ki yine bir torba kanunla karşı karşıyayız. Tek bir teklifle aynı anda 8 kanun değiştiriliyor. Torba kanunun mantığı başarısız olmaya mahkûm. Kanunlar acele bir şekilde değiştirildiği için metinler dikiş tutmuyor. Şu ana kadar Maden Kanunu 23 defa, Elektrik Piyasası Kanunu 9, Yenilenebilir Enerji Kanunu ise 5 kez değiştirildi. Tek taraflı anlayış, "Ben yaptım, oldu." mantığı kaliteli kanun yapmamızı engelliyor.
Değerli milletvekilleri, neden böyle bir değişiklik geldi önümüze, teklifin arkasında ne var? Birinci neden Maden Holding. 23 Ocak 2020'de Varlık Fonu bünyesinde bir maden şirketi kuruldu, 20 tane maden ruhsatı da bu şirkete devredildi. Rüzgâr, güneş, termik ve altın Maden Holdingin başlıca etkinlik alanı. Bu şirket neden kuruldu? Satacak kamu kurumu kalmadığı için yandaşa para aktarmanın yolu kamu-özel iş birliği aracılığıyla faaliyette bulunmak.
Varlık Fonu zaten denetlenemiyor. MTA'nın elindeki maden ruhsatlarının Maden Holdinge devri an meselesi. Görüştüğümüz kanun teklifinin ilk amacı enerji piyasasını Varlık Fonu için hazırlamak. Madencilik şirketlerine her türlü imtiyaz ve ayrıcalık verilerek yandaşa kaynak aktarmak için kurulan Maden Holdingin önü açılıyor. Kısacası; inşaatta, köprüde, otobanda, hastanede uygulanan yap-işlet-devret modelinin bir benzeri şimdi madencilik sektöründe olacak. Ne Sayıştay ne Kamu İhale Kanunu... Yandaşa istediği gibi kaynak aktaracak iktidar.
Teklifin arkasındaki ikinci önemli neden ise ağustos ve eylül ayında 68 ilde ve 76 maden sahasında yapılan altın ve gümüş madeni ihaleleri. İhaleleri alan firmaların ruhsat ve borç işleri kolaylaştırılarak yandaş madencilere yeni kolaylıklar tanınıyor.
Değerli milletvekilleri, teklifte pek çok sorun var. Komisyon aşamasında getirilen 6'ncı maddeyle, maden şirketlerinin başkasının arazisinde geçici tesis kurmasına izin verilecek, böylelikle maden işletmesi ruhsat alanının dışına çıkarılacak. Madenin doğayı sınırsızca yok etmesinin yolunu açıyor 6'ncı madde. Çevre örgütlerinin aleyhte kampanya başlattığı bu madde özel mülkiyet hakkını ihlal ediyor, açıkça Anayasa'ya da aykırı.
1'inci ve 10'uncu maddeler bakımından, AKP dışarıda kurulmuş kamu şirketlerini Türkiye'ye getiriyor. Bu şirketlere devasa ayrıcalıklar verilmiş durumda. Kamu İhale Kanunu yok, Devlet İhale Kanunu yok, Türk Ticaret Kanunu'nun bazı hükümleri yok, Meclisin denetimi hiç yok; ne KİT Komisyonunda ne de Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda şirketlerin ibrası yapılmayacak. AKP'nin mantığı şu: Genel müdüre 13.500 euro ödenen şirketler, Türkiye'de yurt dışındaki gibi çalışmaya devam etsin. Böyle bir anlayış olabilir mi sayın milletvekilleri?
11'inci ve 12'nci maddelerde sorun var. Her türlü doğal gaz ithalatı ve BOTAŞ'ın ihaleleri Kamu İhale Kanunu kapsamından çıkartılıyor. Daha önce neredeyse 200 defa değiştirilmiş kanun bir kez daha değiştiriliyor. Bu ibretlik maddelerden anlıyoruz ki iktidar İhale Kanunu olmadan uzun süreli sözleşmeler yaparak on milyarlarca lirayı yandaşa aktaracak.
Karadeniz'de doğal gaz bulundu, vatandaşa müjde verdiniz ama sadece bu sene doğal gaza yüzde 34,7 zam yaptı iktidar. Türkiye dışarıdan Avrupa'nın 2 katı kadar pahalı gaz alıyor. "Avrupa doğal gaza 120 dolar öderken Türkiye 200 dolar ödemekte." Deniyor, hesabını da bilmiyoruz. Bu başarısızlığın mimarları bizden şirketler için ayrıcalık istiyor değerli milletvekilleri.
Teklifin 13'üncü maddesiyle ise, 2016'da ilk defa düzenlenen, 2020'de yenilenen mevzuat çerçevesinde lastik yakma biyokütle sayılıyor. Lastik yakan yenilenebilir enerjiden yararlanacak, kanunun ilk defa değiştiği günden bugüne biyokütle yakan tesis sayısı 52'den 188'e çıktı, Türkiye lastik çöplüğüne döndü. Bu yanlıştan dönmeliyiz çünkü lastik yakma ağır metal kokusu ve akciğer kanseri demek. Lastik yakmayı yenilenebilir enerji yapan düzenlemeler Kocaeli'de yapılan son tesiste olduğu üzere yoğun insan yerleşiminin ve turizmin olduğu yerlerde inşa ediliyor. Kimsenin insanımızın sağlığıyla oynamaya hakkı yok. (CHP sıralarından alkışlar)
Son olarak, madde 41'e baktığınız zaman, eski düzenin olduğu gibi devam ettiği görülüyor. Yeni teklif "ulusal tarife" adıyla kayıp kaçak bedellerini vatandaşın sırtına bindiriyor. Ne iktidar ne de elektrik dağıtan şirketler kayıp kaçak için ciddi bir çaba içinde olmadı. Teklifle bu adaletsiz düzenin beş yıl, hatta Cumhurbaşkanı kararıyla beş yıl daha, toplam on yıl uzatılması söz konusu. Bu durum, kötü yönetimin kabulüdür. Devlet dağıtım şirketlerine "Kayıp kaçağı niye önlemiyorsun?" demiyor. Onun yerine, kanun çıkararak on yıl daha vatandaşa eziyet edilmesine yardımcı olmaktadır.
Değerli milletvekilleri, dünya yenilenebilir enerjiye geçiyor. Çünkü en büyük kaynak doğa, tarım arazilerini yok etmememiz. Doğayı göz bebeğimiz gibi korumamız gerek, bizde ise durum bambaşka. Maden şirketleri ormanları tahrip etmekte; Kaz Dağları'nın eski ve yeni hâlini gördükçe içimiz acıyor. Her dereye HES yaparak doğanın dengesini bozduk. Anadolu'nun eşsiz güzellikleri bir bir yok oluyor. Enerji şirketi deyince akla doğayı yok eden, işçinin hakkını gasbeden kurumlar geliyor. Bu sonuçtan sadece şirketler değil, onları denetlemeyen iktidar da sorumludur. Acilen yapısal ve köklü değişikliklere ihtiyacımız var. Genel Kurul gündemine taşınan bu kanun teklifiyse sadece şirketleri memnun etmektedir.
Bu his ve düşüncelerle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)