| Konu: | Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 17 |
| Tarih: | 18.11.2020 |
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; 238 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 4'üncü maddesi hakkında söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Türkiye Taşkömürü Kurumu ile Türkiye Kömür İşletmelerinin uhdelerinde bulunan maden ruhsatlarını işletmeye, işlettirmeye ve bunları bölerek yeni ruhsat talep etmeye ve bu ruhsatları ihale etme ve devretme yetkisini daha önce vermiştik. Söz aldığım 4'üncü maddeyle, ruhsat devrinin gerçekleşmesi durumunda, devralan şirkete bu maden sahasında TTK ve TKİ'ye tanınmış muafiyetler ve alınmış izinlerle iş yeri açma ve çalışma ruhsatlarının devredilen ruhsatlarda da aynen korunması amaçlanmakta ki biz buna karşıyız. Zaten iş yeri açma ve çalışma izni alınmış ve işletilmekte olan bir saha var, bu sahanın ruhsatlarının devredilmesi durumunda bir daha aynı izinler alınmasa ne olur diye düşünebilirsiniz, söyleyebilirsiniz ancak kazın ayağı öyle değil.
Değerli milletvekilleri, bu fotoğraf, Manisa Soma ilçemizde yer alan Deniş Mahallesi'ne ait. Deniş Mahallesi yaklaşık 140 haneli bir mahallemiz. Fotoğrafta da görüldüğü üzere, bu mahallemizin neredeyse 100 metre ilerisinde TKİ'ye ait redevansla işletilen bir açık maden ocağı var ve burada madencilik 1970'li yıllardan beri işletilmekte ve hâlen daha devam etmekte. Deniş Mahallesi'nde yıllardan beri içme suyu yok. Bir daha tekrarlıyorum: Soma ilçesi Deniş Mahallesi'nde yıllardan beri içme suyu yok. Deniş Mahallesi'nde ne yazık ki çeşmeler akmıyor, içme suyu ihtiyacı haftada bir kez tankerle karşılanıyor, pazartesi günü tankeri yakaladınız, yakaladınız eğer yakalayamazsanız bir hafta boyunca susuz kalıyorsunuz. Mahallede her yer toz içinde, mahalleli yazın en sıcak günlerinde dahi penceresini açamıyor, mahalle sakinleri arasında akciğer rahatsızlıkları had safhaya ulaşmış durumda. Mahalleye 100 metre uzaklıktaki maden, açık ocak ve devamlı dinamit patlamaları var, evlerin birçoğu zaman içinde patlamalardan kaynaklı sarsıntılardan ağır hasar görmüş durumda. Yani Deniş Mahallesi'nde toz çok, hastalık çok ancak su ise ne yazık ki hiç yok. Mahalleli yıllardır bu şartlar altında, bu zor şartlar altında yaşamaya çalışıyor, tabii, buna yaşamak denilirse.
Maden sahası, 2016 yılında termik santrali kurma şartlı redevans sözleşmesiyle ihale ediliyor ve aynı yıl Bakanlar Kurulu kararıyla mahalle sınırları içerisinde yer alan ekili, dikili ve yapı unsurları ile tüm arazi için kamulaştırma kararı çıkıyor, ardından değer tespiti yapılıyor ve mahalleli ile şirket uzlaşma görüşmelerine başlıyor ancak şirketin verdiği tutar hak sahiplerini tatmin etmiyor. "On yıl, yirmi yıl sonra çalışacağım yerler için neden şimdi kamulaştırma yapayım, ben kısmi kamulaştırma yapmak istiyorum." diyen şirket uzlaşma masasından ayrılıyor. Yıllar boyunca insan onuruna yakışmayan şartlarda yaşayan, en temel ihtiyaçlarından mahrum yaşamak zorunda kalan mahalleli kısmi kamulaştırma istemiyor. Başlarında muhtar çalmadık kapı kalmıyor ancak çaldıkları her kapı da birer birer yüzlerine kapanıyor. Şimdi, "Deniş Mahallesi'nin çaresizliği ile bu kanun teklifinin ne alakası var." diyebilirsiniz, oysa çok alaka var.
Değerli milletvekilleri, Çevre Kanunu'nun yürürlülük tarihi 1983, çevresel etki değerlendirme analizi kavramı ise 1993 yılında mevzuatımıza girmiş. Soma Deniş'te olduğu gibi, TKİ ve TTK'nin ruhsat sahibi olduğu maden sahalarının işletme ve çalışma ruhsatları çok eski. Dolayısıyla, hemen hiçbirisinde, hiçbir maden işletmesinde çevreye ve insana verdiği zararların analizi yapılmamış. Şimdi, bu maddenin kanunlaştığını düşünelim. TKİ'nin de Deniş'teki sahasını veya benzer sıkıntıların yaşandığı başka bir sahanın ruhsatını devrettiğini düşünelim. Engel var mı? Yok. TKİ şu anda elindeki ruhsatları birer birer devretmekte. TKİ'nin amacı zaten şu anda madencilik işinden, kömür sektöründen çıkmak.
Bu sahayı da devrettiğini bir düşünelim. İhaleyi alan firma, mevcut iş yeri açma ve çalışma izniyle ÇED sürecine takılmadan faaliyetlerine devam edebilecek. Sizce, insan hayatına, insan sağlığına bu kadar zarar veren bir maden tesisi çalışabilir mi? Eğer bu madde yasalaşırsa, bu ve buna benzer birçok saha, insan sağlığına ve tabiata verdiği bunca zararlara rağmen çalışmaya devam edecek, devam edebilecek.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Devamla) - İşte, bu nedenle, bu maddenin kanun teklifinden çıkartılması gereklidir, elzemdir. Deniş Mahallesi'nin kamulaştırma sorunlarının bir an önce çözülmesi ve önergemizin kabul edilmesi dileğiyle Genel Kurulu saygıyla selamlarım. (CHP sıralarından alkışlar)