GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:18
Tarih:19.11.2020

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.

Bu maddede getirilen düzenlemeyle; imar geçmemiş yerleşim birimleri, büyükşehirlere yeni bağlanan köyler ve şehirlerin yeni genişleme bölgelerine doğal gaz bağlanması durumunda altyapı maliyetlerinin belediyelerce karşılanması hususu getiriliyor. Özelleştirme aşamasında korunup kollanan doğal gaz dağıtım şirketleri burada yine korunmakta. Onların yapması gereken altyapı hizmetlerinin maliyeti belediyelerimizin yani halkın omuzuna yüklenmekte. Tabii ki, Türkiye'nin her köşesine doğal gaz gitsin ve gitmeli, bunun için belediyeler de katkı sağlasın ama işin maliyeti belediyelere çıkarılırken doğal gaz şirketlerine beş kuruş fatura çıkarılmaması kabul edilemez; bu doğru değil, bunu kabul edilemez bulduğumuzu bir kez daha ifade etmek isteriz.

Burada bir hususa daha dikkat çekmek isterim: Her torbada buraya getirilen, her torbada belediyeleri ilgilendiren 1 ya da 2 madde yer alıyor ama bu maddelerin ortak bir özelliği var; ya belediyelerin yetkileri azaltılmakta, ya giderleri artırılırken gelirleri azaltılmakta. Belediyelerin gelirlerini artıracak bir kalem bulamazken, onların gelirlerini olabildiğince kısacak ya da onların başka alanlara yatırımını engelleyecek adımlar olması bizleri düşündürmekte. Madem burada doğal gaz yatırımlarının maliyetini belediyelere yüklüyorsunuz, o zaman şu salgın döneminde vatandaşlarımıza hizmet için seferber olan belediyelerimizin gelirlerini artırın; en azından kesintilerini azaltın. Mesela, Eskişehir'de, Ankara'da ve diğer büyükşehirlerde el koyduğunuz hayırseverlerin bağış hesaplarını geri verin. Sadece Eskişehir'de, fakir fukara için hayırseverlerin bağışladığı 1 milyon 600 bin liralık aşevi bağış hesabını devlet resmen gasbetmiş durumda. Artık belediyelerle uğraşmak yerine onların hizmetlerinin önünü açın.

Değerli arkadaşlarım, salgınla mücadele döneminde bizim burada esnafımıza, emekçimize, sağlıkçılarımıza, yurttaşımıza nasıl destek vereceğimizi konuşmamız gerekirdi ama biz neyi konuşuyoruz? Enerji şirketlerine, maden şirketlerine daha fazla kıyak, daha fazla destek nasıl verilir onu konuşuyoruz. Bakın, sadece 2019 yılında 4 milyon abonenin 2,4 milyar lira borcu için vatandaşların elektriklerini gözünü bile kırpmadan kesti bu şirketler ama iş kendi borçlarını devlete ödemeye gelince aynı titizlik yok maalesef. Bugün neyi konuşuyoruz? Yine insan sağlığını, doğayı, canlı hayatını yok edecek düzenlemeleri konuşuyoruz. Ben de bugün sizlere Eskişehir'imizin de içinde bulunduğu 68 ilde doğaya, ormanlık alanlara, meralara zarar verecek binlerce noktada yeni maden arama ruhsatı ihalelerinden bahsetmek istiyorum. Göz yumduğumuz bu ihaleler nedeniyle Kaz Dağları'ndan Doğu Karadeniz'e her yer maden sahası oldu. Yeni maden ruhsatı verilecek şehirler arasındaki Eskişehir'imizde 149 noktada yaklaşık 70 bin hektarlık bir alan için ihaleye çıkılıyor.

Geçtiğimiz yıllarda bu kürsüden ısrarla "Verimli topraklarımızı, temiz havamızı, suyumuzu zehirlemeyin." dediğimiz Anadolu'nun tahıl ambarı Alpu Ovamız yine kapsam içinde. Sadece Alpu değil, dünyanın en güzel kirazlarının yetiştiği Mihalıççık ilçemizin Sazak ve Saray; İç Anadolu'nun Akdeniz'i, Antalya'sı dediğimiz Sarıcakaya'mız; Sivrihisar'ımızın Narlı ve Demirciköy Mahalleleri; süt diyarı Beylikova'mız; Sivrihisar; Mihalgazi ve Tepebaşı'nda onlarca alanda ihaleye çıkılıyor. Tüm bu verimli ovalar, bahçeler delik deşik edilecek, mesela, sadece Beylikova'mızın Süleymaniye köyü civarında yüz binlerce ağaç kesilecek, nesli tükenmekte olan kızıl geyikler yok olacak.

Biz şunu söylüyoruz: Madencilik eğer çevreye, doğaya, insan sağlığına, tarıma zarar vermiyorsa ülkemize yararlıdır ama ihaleye çıkılan ruhsat alanlarına baktığımızda verimli tarım alanları, meralar görüyoruz. Eskişehir'de ve Türkiye'de çevre dernekleri, belediyeler, meslek odaları bu ihalelerin iptali için seferber. O davalara sunulan belgelerden size bahsetmek istiyorum. Eskişehir Büyükşehir Belediyemizin incelemelerinden öğreniyoruz ki Eskişehir'imizdeki on binlerce hektarlık bu araziler içinde mera, orman ve tarım arazilerinin yanı sıra su havzaları var; yetmedi köy kahvehanesi var, fidanlık var, hatta mezarlık dahi var; evet, yanlış duymadınız, fidanlık, mezarlık, köy kahvehanesi. Hadi verimli topraklarımızda, ovalarımızda, ormanlarımızda maden arama ruhsatları için ihalelere çıktığınızı gördük ama soruyorum sizlere: Mezarlıkta maden aranır mı değerli arkadaşlarım? Çevreye bu kadar zarar vereceği, tarım ve hayvancılığı yapılamaz hâle getireceği, bölgenin genel anlamda büyük gelir, büyük toprak, her türlü tarımsal üretim bağlamında büyük kayıplara uğrayacağı biline biline bu ihalelerde ısrar edilmesi bizleri şehrimiz adına, insanımız adına üzüyor, kaygılandırıyor.

Enerji Bakanı diyor ki: "Madencilik faaliyetlerinde çevre ve insan sağlığına zarar verildiği tespit edilirse faaliyetler durdurulacak." Ama gerçekte hiç de öyle olmuyor. İşte dibimiz Sivrihisar, Kaymaz'daki altın işletmesi, hem de devletin elinde TMSF yönetimindeki Koza Altın İşletmeleri yaşam alanlarının dibine 2'nci siyanürlü atık göletini yapıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

UTKU ÇAKIRÖZER (Devamla) - Devlet eliyle, yaşam alanlarının dibine siyanür göleti yapılır mı? Yapılıyor. Daha işin başında Sivrihisarlılar direndi; kimse dinlemedi, altın madeni kuruldu. Şimdi gidin bakın bu bölgeye; kuşlar, böcekler yaşamıyor, insanlar hayvanlarını besleyemiyor, bölgede ot bitmiyor.

Değerli arkadaşlarım, Eskişehir'imiz Türkiye'nin en yaşanabilir şehirlerinden biri; bunun en önemli gerekçelerinden biri havasının temiz olması, toprağının bereketli olması. Bizler bu özelliklerin korunmasını sağlamak yerine çıkıp temiz havamızı, verimli topraklarımızı, suyumuzu yok edecek maden ruhsatlarına ihale verilmesini istemiyoruz. Eskişehirli bunu kabul etmez.

Coronavirüs krizini yaşadığımız ve yaşamsal birçok hak ve olanağımızın kısıtlandığı bu süreçte bizlerin çevreye sahip çıkması, doğa tahribinin önüne geçmesi lazım. Siz bu tahribin önüne geçmezseniz yüz binlerce Eskişehirli olarak Türkiye'nin en verimli ovası Alpu Ovası'na termik santral yapılmasına nasıl direndiysek şimdi tarım alanlarına yapılacak madenler için de sonuna kadar direneceğiz.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)