| Konu: | Akdeniz'in uluslararası sularında bir Alman fırkateyni tarafından Türk bandralı gemiye müdahale edilmesinin kabul edilebilir olmadığına, ülkenin hakkını uluslararası arenada aramanın birinci derecede Hükûmetin görevi olduğuna, 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü kutladığına, Meclisin öğretmenlik meslek yasasını çıkarması gerektiğine, atanamayan öğretmenlerin sorununa çözüm bulmak zorunda olunduğuna, 3600 ek göstergenin öğretmenlere kesinlikle verilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 19 |
| Tarih: | 24.11.2020 |
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, Türkiye Cumhuriyeti uluslararası haklarını kolay elde etmedi. Türkiye Cumhuriyeti kurulurken bağımsızlığını da kolay elde etmedi. Bağımsızlığımızın her kare taşı için bu topraklarda insanlarımız canını verdi. Lozan Antlaşması'yla Ege'deki adaların silahlandırılmayacağı çok açık şekilde ifade edildiği hâlde Yunan askerlerinin bugün orada olması, Türkiye Cumhuriyeti'nin itibarını zedelemektedir. Süleyman Şah Türbesi'nin -yurt dışındaki yegâne toprağımız- orada dalgalanan bayrağımız indirilerek taşınmış olması bizim içimizi acıtmaktadır. Mavi Marmara'da İsrail askerlerinin gemimize inip insanlarımızın canına kastetmesi hâlâ hafızalarımızdan silinmiyor. Türkiye Büyük Millet Meclisinde, açılan dava geri çekilmiştir. Şimdi de bir Alman fırkateyninde bir Yunan subayının emriyle Türkiye Cumhuriyeti'nin bayrağının dalgalandığı ve toprağı sayılan bir gemiye fütursuzca girerek orada bulunan insanlarımızı tehdit altında bizim haberimiz olmadan arama yapmaları kabul edilebilir bir şey değildir.
Şunu herkes bilmelidir ve bütün dünya bilmelidir ki: Türkiye'nin uluslararası hakları yolgeçen hanı değildir. Türkiye Cumhuriyeti'nin devletini on sekiz yıldan beri idare eden Hükûmetin bir an önce kendine gelmesi gerekir. Bu cumhuriyetin hakkını hukukunu uluslararası arenada aramak, birinci derecede onların görevi, takip etmekse muhalefetin görevidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Özkoç.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Asla kabul edilemeyecek bu tutumların daha fazla sergilenir olmasına göz yummayız. Bunun için ne gerekiyorsa onu yaparız.
Bugün 24 Kasım Öğretmenler Günü. Tüm öğretmenlerimizin gününü kutluyorum. Emekleri için, hayatımıza kattıkları değer işin şükranlar sunuyorum. Yeter mi? Yetmez. Bulunduğumuz koltuklar, mesaj vereceğimiz değil, çözüm üreteceğimiz makamlardır ve sorumluluğumuz vardır. Bu Meclis, öğretmenlik meslek yasasını çıkartmalıdır. Öğretmenlik özel ihtisas mesleğidir ve bence dünyadaki en kıymetli, en önemli meslektir. Evlatlarımızın akıllarını, yüreklerini emanet ettiğimiz insanlardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Özkoç.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Onları genel bir memur tanımı içinde değerlendiremeyiz, yaptıkları işin niteliğine uygun bir yasal çerçeve oluşturmak zorundayız. Bu meslek yasası çerçevesinde, akademik gelişmeleri destekleyecek, siyasi baskıdan arındıracak, atamalarında liyakati esas kılacak bir yapı kurulmak zorundadır. Atanamayan yüz binlerce öğretmenin sorununa çözüm bulmak zorundayız. Ders başı para alan ücretli öğretmenlerin sorunu çözülmek zorundadır. Borç yüküne, siyasi baskıya, liyakatsizliğe çözüm bulunmak zorundadır.
Öğretmenler tükenme noktasındadır. Sendikalar bugün araştırmalarını yayınladılar, tablo açık. Neredeyse tamamı borçlu, yardımla geçimlerini sağlayabiliyorlar, ay sonunu getiremiyorlar, sinemaya, tiyatroya, tatile gidemiyorlar. Siyasi baskıdan, torpilden, kayırmadan yılmış ve umudunu kaybetmiş durumdalar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayalım Sayın Özkoç.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Peki efendim.
Bizzat siyasi iktidarın söz verdiği gibi öğretmenlik meslek kanunu bir an önce çıkartılmalıdır ve öğretmenlere bizzat siyasi iktidarın, Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın sözünü verdiği 3600 ek gösterge kesinlikle verilmelidir. Bu iki konu da bizim taahhütlerimiz arasındadır. AKP iktidarı yerine getirmeye talip olursa her türlü desteği vereceğimizi defalarca söyledik, kanun tekliflerini de Meclise sunduk. Daha fazla vakit kaybetmeden öğretmenlerimizin hakkı sağlanmalıdır. Bu, öğretmenlere, annelere, babalara, en çok çocuklarımıza ve ülkenin yarınlarına borcumuzdur.
Teşekkür ederim.