GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü'ne, kadına şiddet sorununun çözümü için İstanbul Sözleşmesi'ne sahip çıkılması gerektiğine, Türkiye'nin OECD ve AB ülkeleri arasında kadının iş gücüne katılım oranı en düşük olan ülke olduğuna, cumhuriyet değerleri aşındırıldıkça kadınların da güvencelerini kaybettiğinin görüldüğüne ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:4
Birleşim:20
Tarih:25.11.2020

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; bugün Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü. Türkiye'de her gün 5 kadın erkek şiddetiyle yaşamını yitiriyor. Yılın başından bu yana 269 kadın erkekler tarafından katledildi, 152 kadının şüpheli ölümü nedeniyle soruşturması devam ediyor. On binlerce, yüz binlerce kadın şiddet görüyor, milyonlarcası korku içinde yaşıyor. Devlete başvuruyorlar, yardım diliyorlar, sonuç: Şiddet faili 10 erkekten 7'si hiçbir yaptırım uygulanmadan serbest bırakılıyor.

Artan şiddet, taciz, tecavüze karşı bu ülkenin iktidar koltuğunda oturanlar ne yapıyor, kadınlara nasıl bir el uzatıyor? Örneğin İçişleri Bakanı erkeklere seslenerek "Ayıptır yaptığınız." diyor. Bakanlık koltuğunda oturanlar -Fatma Şahin- "Medya olayları abartıyor, kadına yönelik şiddet algıda seçicilik." diyor. "Bir kereden bir şey olmaz." diyor Sema Ramazanoğlu. "Türk kadını evinin süsüdür." diyor Vecdi Gönül, eski Savunma Bakanı. "Kadın kahkaha atmayacak, iffetli olacak." diyor Bülent Arınç. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı da "Ben kadın-erkek eşitliğine inanmıyorum." diyor. Bu bakış, kadına şiddet sorununu çözmez. Kadınları özgürleştirmez, sorunun çözümü aslında politiktir. Ve ancak demokrasiye inanan, cumhuriyete inanan bizler tarafından çözülebilir. Çözüm için İstanbul Sözleşmesi'ne sahip çıkmak gerekir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Özkoç.

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Teşekkür ederim.

Sözleşmede yer alan şiddeti önleyici adımların her birini hem idari hem yasal düzenlemede hayata geçirmek gerekir. Sorunun sosyoekonomik boyutuyla, tüm yönleriyle ele alınması ve politika üretilmesi gerekir. Kadına şiddet, kadın yoksulluğundan ayrı tutulamaz. Birini çözmeden diğerini ortadan kaldırmaksa mümkün değildir. Bugün, ülkemizde 15 milyondan fazla yoksul kadın var.

Türkiye, OECD ve AB ülkeleri arasında kadının iş gücüne katılımının en düşük olduğu ülke, yüzde 36'larda. Çalışma çağındaki 3 kadından sadece 1'i çalışıyor. Çalışan kadınların da yarıya yakını yani yüzde 43'ü kayıt dışı sosyal güvenceden yoksun. İlköğretim, lise ve üniversite bitirme oranları OECD ülkeleri içerisinde en kötüsü, hatta liste sonuncusu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Özkoç.

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Türkiye, kadınların iş gücüne katılımında OECD sonuncusu, kadınların istihdamında ayrımcılığı yasaklayan kanunların bulunmadığı tek OECD ülkesi. Kadınların kendi banka hesabına sahip olma oranı en düşük ülke Türkiye. Eğitim, istihdam, ekonomik özgürlükten yoksun kalan kadınlar evdeki şiddete, hayatındaki zorbaya mahkûm hâle getiriliyor. Bu boyutu görmeden, topyekûn bir bakış açısıyla politika gerçekleştirmeden sorunu çözmek mümkün değil. AKP iktidarı da on sekiz yıldan beri bu yüzden bu sorunu çözemedi. Cumhuriyet değerleri aşındırıldıkça kadınların da haklarını, güvencelerini kaybettiğini görüyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, toparlayalım Sayın Özkoç.

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Bu değerlere sahip çıkacak, birlikte cumhuriyeti demokrasiyle taçlandıracak, çocuklarımıza çok aydınlık günleri yaşatacak, kadınları erkeklerle birlikte Türkiye Cumhuriyeti'nde eşit, özgür vatandaşlar hâline getirecek çalışmalara azimle, inançla devam edeceğiz. (CHP sıralarından alkışlar)