GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:22
Tarih:02.12.2020

İYİ PARTİ GRUBU ADINA ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Varlık Fonu ve son dönemde Katar'la yapılan anlaşmalar konulu Meclis araştırması önergesiyle ilgili grup önerisi üzerinde söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Dünyada varlık fonları bildiğiniz gibi varlık biriktirmek için kurulur, bugünün kaynaklarını gelecek nesillere aktarmak için kurulur. Bizde ise elimizde olan varlıkları satmak, onları birilerine peşkeş çekmek, ayrıca bugün borç alıp gelecek nesillere borç aktarmak için kurulmuş bir Varlık Fonu var; bu, bu kadar açık. Bugüne kadar yapılan icraatlarına baktığınızda bunu görürsünüz. Burada keyfî bir kullanım alanı oluşturulmuştur, denetimsiz bir alan oluşturulmuştur ve içindeki şirketler hızla değer kaybetmektedir.

Arkadaşlar, son bir yılda Varlık Fonuna hazineden yapılan destek, katkı 68 milyar TL'dir. Varlık Fonunun hâlâ düzgün bir şey olduğunu nasıl savunabilirsiniz? Dolayısıyla Varlık Fonu artık bir kara delik hâline gelmiştir, bu delik kapatılmalıdır.

Şimdi, burada bir de Cumhurbaşkanının Varlık Fonunun Başkanı olması bütün ilkelere aykırı bir şey. Mesela Cumhurbaşkanı Varlık Fonunun stratejik planını masanın bu tarafına geçiyor Yönetim Kurulu Başkanı olarak hazırlıyor, masanın öbür tarafına geçiyor onu onaylıyor. Efendim, Cumhurbaşkanı masanın bu tarafına geçiyor denetim raporunu hazırlıyor, masanın öbür tarafına geçiyor buna da onay makamı olarak "Denetimde sorun yoktur." diye imza atıyor. Yani hem vesayete tabi hem vesayet makamı hem denetleyen makam hem denetlenen makam. Böyle bir saçmalık dünyanın hiçbir yerinde olmaz; bu yüzden kapatılmalıdır.

Ama benim üzerinde durmak istediğim esas konu: Biliyorsunuz, geçen hafta bu Katar Şeyhi Emir Tamim Türkiye'ye geldi ve bir dizi anlaşmalar yapıldı. Hemen bir gün sonra ise Sayın Cumhurbaşkanı bu anlaşmalara ilişkin bir kısım değerlendirmeler yaptıktan sonra "Biliyorsunuz, benim bir çılgın projem var; Kanal İstanbul. Buraya yerli ve küresel talepler var ve proje durmadı, devam ediyor." dedi.

Arkadaşlar, bu Katar Emiri Türkiye'ye gelmeden bir hafta önce Plan ve Bütçe Komisyonunda Ulaştırma Bakanı bize bir sunum yaptı. 25 sayfa şu konuşma metnini okudu, ayrıca şu kocaman kitabı bize dağıttı. Bakın, burada 2035'e ilişkin bile bir sürü proje fikri var, şunları yapacağız, bunları yapacağız; 2035'e kadar. Şu kitabın içerisinde bir kelime "Kanal İstanbul" yok. Şu konuşma metninin içerisinde bir kelime "Kanal İstanbul" yok; nasıl oluyorsa Cumhurbaşkanı bu Katar Şeyhinin Türkiye'yi ziyaretinden sonra "Bu proje durmadı, devam ediyor." diyor. Aklımıza hemen şu soru geliyor: Burada nasıl bir ilişki var acaba? Tabii, Katar ailesinin bu Kanal İstanbul bölgesinde ciddi bir arazi aldığını da biliyoruz. Ben şu soruyu soruyorum: Katar, Türkiye'yi sıkıştırıyor mu? Hatta daha ötesini soruyorum: Katar, Türkiye'yi tehdit mi ediyor? Yani Ulaştırma Bakanı şu kadar koca kitabın içerisinde saatlerce konuşurken hiçbir şey... Biz "Niye Kanal İstanbul'dan bahsetmiyorsunuz?" diye sıkıştırdığımız zaman soru-cevapta sonradan bir miktar söyledi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

ERHAN USTA (Devamla) - Ama kendi orijinal sunumu ve kitabında bir kelime bile Kanal İstanbul'dan bahsetmeyen Ulaştırma Bakanı... Bu Katar Emiri geldikten sonra Sayın Cumhurbaşkanı böyle bir şeyden bahsediyor. Arkadaşlar, bu Katar'la ilişkilerde bir tuhaflık var. Ticaretimiz sadece 1,3 milyar dolar fakat parasal ilişkilerimiz olağanüstü büyük. Bize 15 milyar dolar swap kanalı açıyor, efendim, 2,6 milyar dolar doğrudan yatırım yapıyor, Sayın Erdoğan'a uçak hediye ediyor. Katar'la olan bu karanlık ilişkilerin mutlak surette gözden geçirilmesi lazım.

Bu anlamda, ben bu araştırma önergesini çok önemsiyorum. Mutlak suretle bunun aydınlatılması lazım yoksa diğer türlü başımıza çok ciddi sıkıntılar gelmesinden endişe ediyorum. Bakın, bir zamanlar Suriye'yle ilişkiler de böyleydi, kankaydık. Suriye'yle geldiğimiz durum ortada. Bu ilişkiler kurumlar üzerinden yürümeli, bu ilişkiler diplomatik kanallar üzerinden yürümeli. Böyle al gülüm ver gülüm ilişkiler olmaz. Katar'dan gelen bu paralar kimin paralarıdır? Bu konunun mutlak surette aydınlatılması gerektiğini düşünüyorum. Bu anlamda, önergeye destek vereceğimizi ifade ediyor, Genel Kurula saygılar sunuyorum. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)