GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Çevre Ajansının Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:23
Tarih:03.12.2020

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülke olarak çok zor bir süreçten geçmekteyiz, her geçen gün derinleşen ekonomik kriz ve hızla yayılan coronavirüsle toplumumuz çaresizlik ve derin bir karanlığa mahkûm edilmektedir. AKP-MHP iktidarı uyguladıkları tüm politikalarla krizi derinleştirmektedirler. Hastalık ise her geçen gün yayılmakta ve canlar almaya devam etmektedir. Hükûmet, bir yönetememe krizini yaşamakta ve ülkeyi intihara sürüklemektedir, bu süreçte yönetememe krizini örtmek için faşizme dört elle sarılmış durumdadır; güvenlikçi politikalarla tüm muhalif kesimleri bastırmaya ve toplumu sessiz kılmaya çalışmaktadır. Böylesi bir süreçte şüphesiz ki güvenlikçi politikaların ilk hedefi yine gençler olmaktadır. AKP iktidarı döneminin her anlamda mağduru olmuş bir genç olarak şunu çok rahat bir şekilde söyleyebilirim ki bu iktidar gençlerin düşmanıdır. İktidara geldiğiniz günden bu yana izlediğiniz tüm politikalarla bu ülkeyi gençler için zindana çevirdiniz. Gençlerin tüm yaşam alanlarını yok ettiniz. Eğitim sistemini işlevsizleştirmeniz, sporu kapitalizmle kirletmeniz, kültür, sanata düşman politikalarınız, mahalle ve sokakları kollukla doldurmanızla gençlerin tüm yaşam alanlarını bitirmeyi kendinize şiar edindiniz.

Evet, gençlere düşmansınız ama Kürt gençlerine düşmansınız. Neredeyse her gün Kürt gençleri tutuklanmakta veya katledilmekte. İzlediğiniz cezasızlık politikasıyla kolluk güçlerini koruyor ve Kürt gençlerini öldürmeye azmettiriyorsunuz. Bölgede görev yapan bütün kolluk güçleri birer ölüm makinesine dönmüş durumda. Her gün onlarca genç, kadın ve yurttaş toplumun gözü önünde işkenceye uğramakta ve katledilmektedir.

Bundan birkaç gün önce, 30 Kasımda Hakkâri'de 16 yaşındaki Özcan Erbaş, askerlerce katledildi. Arkadaşlarıyla palamut toplamaya giden genç sorgusuz sualsiz katlediliyor, valilik ise yaptığı açıklamada genci kaçakçı olarak suçlayıp sadece uyarı ateşi açıldığını belirtiyor. Yani, valilik yine klasik bir devlet refleksiyle suçluları cezasızlık zırhına büründürme çabasına girişiyor.

Yine, 13 Kasımda İzmir Kadifekale'de 25 yaşındaki Şerif Coşkun adlı genç, 6 polis tarafından linç edilerek katledildi. Her gün bu şekilde katledilen onlarca genç bulunmakta ve asıl mesele şu ki: Bu ölümlerin sorumlusu, azmettiricisi sizin iktidarınızdır. İzlediğiniz cezasızlık politikasıyla kolluk güçlerini koruyor ve Kürt gençlerini öldürmeye azmettiriyorsunuz.

Bakın, Diyarbakır'da 2017 "Nevroz"una katılırken katledilen üniversite öğrencisi Kemal Kurkut'un katil zanlısı polis, mahkeme tarafından beraat ettirildi. Bu kararla Kürt'ü katletmenin suç teşkil etmediğini bir kez daha belirtmiş oldunuz. Bu karar, iktidarınızın Kürt düşmanlığını ete kemiğe büründürdüğü bir karardır. Bu iktidarın en iyi yaptığı şey Kürt'ü öldürmek, haklarını gasbetmek, malını mülkünü talan etmektir.

Kemal Kurkut, Ceylan Önkol, Enes Ata, Hacı Lokman Birlik, Uğur Kaymaz ve binlerce Kürt gencinin katillerini salan bu zihniyetin İpek Er, Gülistan Doku, Pınar Gültekin ve daha nicelerinin katillerini de koruyacağını çok iyi biliyoruz çünkü bu katilleri sizler yarattınız ve kendi zihniyetinizi mahkemelerinizde asla mahkûm etmeyeceksiniz ama şunu çok iyi bilin ki toplumun vicdanında defalarca mahkûm edildiniz. İzlenen ve uygulanan bunca politikalara rağmen, Adalet Bakanı kalkıp hâkim ve savcılara adalet çağrısında bulunabiliyor, yargı alanında reform yapacaklarından bahsedebiliyor. İşte, bu iktidarın yargıdaki reformu katilleri ödüllendirmektir; mafya liderlerini, kadın katillerini sokağa salmaktır. Kemal'e, Roboski'de katledilenlere, Taybet anaya, Ceylan'a, Enes'e, Mehmet'e, Medeni'ye, Hacı Lokman Birlik'e ve katledilen binlerce insana sözümüz var: Gerçek adaleti bu topraklara biz getireceğiz ve katillerden hesap soracağız; bundan kimsenin şüphesi olmasın.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)