| Konu: | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 3'üncü Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 27 |
| Tarih: | 10.12.2020 |
HDP GRUBU ADINA FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; ben de öncelikle, Gültan Kışanak, Şevin Alaca, Selçuk Mızraklı, Ayhan Bilgen ve tüm tutuklu belediye eş başkanlarımızı, İbrahim Binici'yi, Alp Altınörs'ü, sevgili Beyza Üstün'ü, özellikle emek politikamızı güçlendiren arkadaşlarımızdan Günay Kubilay'ı, Bircan'ı, Can'ı, İdris Baluken'i, Çağlar Demirel'i, Aysel Tuğluk'u, Sebahat Tuncel'i yani say say say bitmeyen, bizim kalbimizde yeri çok büyük olan arkadaşlarımızı, sevgili dostlarımı, hepsini selamlıyorum. Aynı zamanda bugün, insan haklarını ayrımsız savunan tüm insan hakları savunucularını da İnsan Hakları Günü vesilesiyle selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, Yargıtayın son kararlarından biri, karısına şiddet uygulayan erkek ile ev işi yapmayan kadına eşit kusur yüklüyor. Yanlış duymadınız, şiddet ile ev işini eşitliyor Yargıtayın son kararları. Şimdi, ben meslek hayatımda bunun örneklerini çok görmüştüm, biz bunlara karşı çok mücadele ettik, yıllar öncesinde, kadın birisiyle konuştuğu için, evin dışına çıktığı için, yemeği iyi pişirmediği için, aynı zamanda şiddet uygulayan ile bunların eşitlendiğini gerçekten görmüştük. Ama bugün görmek, artık bizim sabrımızı biraz zorluyor açıkçası.
Şimdi, bu yargıdaki vahşi erkek egemenliği ile kadını yalnız aile içinde varsayan bütçe arasındaki ilişki de bizler için çok açık aslında. Bu bütçede de yine devletin sorumlulukları ve yoksulluğun idaresi kadınların sırtına yükleniyor. Biz ise diyoruz ki: Eğer kadınların gerçekten güçlenmelerini, kendilerini özgürce var edebilmelerini istiyorsanız, o zaman, bakım sorumluluğunu kamusal bir hizmet olarak sunun.
17 milyon yurttaş sosyal desteklere ihtiyaç duyuyor, her yıl artan sosyal yardımlar insanların yalnızca yoksulluk içinde hayatta kalmasını sağlıyor aslında. Biz ise diyoruz ki: Sosyal yardım yetmez, kadınlar için güvenceli istihdam, kamu hizmetlerine yatırım ve şiddetle mücadeleye yatırım. Bütçedeki yanıt ise yine aynı: Ne ŞÖNİM'lerde ne sığınak sayılarında artış var, ne kadınlar için ekonomik güvence ne de yapısal istihdam politikaları. Sosyal hizmetler ise Diyanete, dinî veya iktidar yanlısı vakıf ve derneklerin idaresine verilmiş durumda. Hastaların ve hasta olmayan aile üyelerinin, kreşe, okula gidemeyen çocukların bakımı, hepsinin yükü pandemide 2 kat ağırlaşıp kadınlara yüklendi. Diğer yandan, tüm dünya uyarıda bulunurken, pandemide evlere kapanmanın kadına yönelik şiddeti artırdığını görmediniz bile. Bütçede görüyoruz ki şu anda 81 olan ŞÖNİM sayısı 2023'e kadar hiç artırılmayacak yani örneğin, nüfusu 20 milyon olan İstanbul'da kadınlar 1 ŞÖNİM'le idare edecekler. Kadın işsizliği ve genç işsizliği ise hiç olmadığı kadar yükselişte. Pandemide ev işçisi kadınlar ise hepten güvencesiz ve işsiz kaldılar.
Değerli arkadaşlar, ülkemizde 10 milyon işçi yani tüm ücretli çalışanların neredeyse yarısı asgari ücret civarında ücret alıyor, 3,3 milyon işçi ise asgari ücrete bile erişemiyor. Yani, asgari ücret çoktan ortalama ücret hâline geldi. Şimdi, bunu tekrar tekrar söylüyoruz; anlaşılmıyor diye yazarak da getirdim: 10 milyon işçi gerçekten 2.320 liraya ve 3,3 milyon işçi bunun daha da altında ücretle çalışıyor. Hakkaniyetli mi? Yeterince görüldü herhâlde. Örneğin, 2006 yılında ortalama hane geliri asgari ücretin 2 katıyken 2019'da 1,4 katına geriledi. Yani, günde çift mesai dahi yoksulluk sınırını aşmayı sağlamıyor.
Gıda fiyatı artışında dünyada 2'nci sıradayız; 1'inci sırada Arjantin var.
Temel ihtiyaçlar dışındaki en büyük giderlerden bir diğeri ne peki? Yurttaşların devlete ödedikleri vergiler. Asgari ücretliler yılın tam yüz yirmi iki günü vergi ve diğer kesintiler için çalışıyor; buna diyecek tek sözümüz var: Asgari ücret vergiden muaf olmalı ve 4 bin lira olmalı. (HDP sıralarından alkışlar) "Artık yeter!" diyoruz, halkımız adına "Artık yeter!" diyoruz. Asgari ücret vergiden muaf ve 4 bin lira olmalı. Artık yandaşlara sürekli para ayırmaya gerçekten yeter, birazcık vicdan!
Değerli arkadaşlar, işçiler Covid'le de burun buruna çalışmak zorunda kalıyorlar. Ben size bir tersane işçisinin söylediklerini aktarmak istiyorum. "Servisler tek bir tersaneden değil, birçok tersaneden işçi topluyor, tıklım tıklım o servisler; birisi pozitif olsa herkese bulaştıracak. Trafik, emniyet görüyor servislerin hâlini bir şey demiyor, kimi kime şikâyet edeceksin. Gelsinler, denetlesinler, baksınlar, bakalım servisler sabah nasıl geliyor, akşam nasıl dönüyor? Tersanelerin içindeki tuvaletler, duş alanları zaten pislik yuvası, Covid'ten daha beter pislik." diyor tersane işçisi arkadaşımız.
Ya ücretsiz izindekiler? Onlar ne işten çıkabiliyorlar ne de bir iş bulabiliyorlar. Onlar duruyorlar, evde bekliyorlar. Peki, evde beklemek ucuz mu? Evde beklemek de harcama, daha fazla elektrik, daha fazla su -elektrikteki son üç yıldaki zam oranı yüzde 80'i aştı- eskiden fabrikada yemek yerken şimdi evde yemek zorundalar, çocuklar da evde, herkes evde, para harcamak açısından ev yükü daha fazla.
Kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin dayatması önce kadın işçileri vuruyor, kadın işçilerin büyük bir kısmı bu korkuyla daha düşük ücretlerle çalışmaya mecbur hissediyorlar ve 8 Martta reklam yarışı yapan şirketler, haklarını talep edince kadınları tazminatsız işten atabiliyor, mesela Vestel Manisa Fabrikasından atılan işçi kadınlar bu haksızlığa karşı seslerini duyurmaya çalışıyorlar.
İktidarın alametifarikası şu arkadaşlar: Suçu işle, af gelsin; doğayı tahrip et, cezasını öder, üstelik ihya olursun üstüne. Çalışma hayatı da aynen bu kurala göre işliyor. Herkes biliyor, patronlar verdiği ücret üzerinden yatırmıyorlar sigortayı, bile bile yine patronun ödemediği sigorta ücretine af getiriyorsunuz. Üstelik aldığınız bütün paraları da İşsizlik Fonu'ndan alıyorsunuz, günlük 39 lirayı reva gördüğünüz bu insanlara. Emekçiye reva görülen bu iken, bugün Cumhurbaşkanının maaşı asgari ücretin tam 30 katı, 30 katı arkadaşlar. Bunu da görün, şimdi, konvoy arkaya doğru gidiyor, tabii fotoğrafa sığmıyor, o yüzden ancak öndekileri görebiliyorsunuz ama konvoy aslında arkaya doğru bayağı bir gidiyor yani. (HDP sıralarından alkışlar) Korkunç uçurum bu. Yani, şimdi, peki o hiç beğenmediğiniz ülkelerdeki durum nasıl? Mesela "Ey Almanya"da kaç katı? 16 katı, "Ey Fransa"da 9 katı, İrlanda'da 5 katı asgari ücretin ama bizde 30 katını alıyor Cumhurbaşkanı ve üstelik Cumhurbaşkanının maaşı 2021'de aylık 88 bin liraya yükselecek, 35 bin lira emekli maaşıyla birlikte aldığı maaş da 123 bin lira olacak.
Şimdi, 2021 yılı bütçe teklifinde genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerine 1 trilyon 223,5 milyar lira ödenek ayrıldı. Cumhurbaşkanı isterse bunun binde 5'ini gizli hizmet gideri olarak harcayabilecek. Bu hesapla, Erdoğan'ın istediği gibi kullanacağı tutar tam 6 milyar 115 milyon lira. Ne hakla? Neyin gizemi bu? Biz gerçekten, bu gizlilikleri, gizli hizmetleri "devlet sırrı" diyerek yapılan zulümleri çok gördük, Susurluk raporları çıktı oralardan. Hangi hakla gizli para harcanıyor, halktan gizlenerek, bizden gizlenerek?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Sayın Başkan, biraz daha süre rica edeceğim.
BAŞKAN - Buyurunuz.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Halka 2.320 lirayı reva görüp kendiniz ayda -bugün- 83 bin lira alıp bir de bütçenin her yanından kendinize gizli paylar ayıramazsınız, böyle bir hakkınız yok. Cumhurbaşkanının maaşı da yandaşlara verilen Hazine garantilerinin kaynağı da vatandaşın vergileridir, halkın ise vergilerinin böyle çarçuruna asla ama asla rızası yoktur. Böyle bir şeyi kabul etmiyoruz.
Evet, şimdi daha çok söyleyeceğim var aslında. Genç işsizliği gerçekten önemli. "Gençler iş beğenmiyor." diyorsunuz. Mesela bir AVM başkanı diyordu ki: "Türkiye'nin en yakıcı sorunu genç işsizliği; 3 gençten 1'i işsiz, biz burada onlara istihdam yaratıyoruz." E, iyi güzel de o AVM'lerde çalışan gençlerin kimisi biyolog, kimisi öğretmen, kimisi sağlıkçı, kimisi mühendis.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Başkan, son...
BAŞKAN - Selamlayalım.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - E, yazık değil mi bu gençlere? Onlar iş mi beğenmiyorlar yoksa sizin onlara hayallerini yıkarak yarattığınız, sizin açtığınız alanları mı beğenmiyorlar?
Evet, artık köklü bir değişime ihtiyaç var; bu, öyle reformla filan olacak bir şey değil sevgili halkımız. Gerçekten köklü bir değişime ihtiyaç var, halka bütçeye ihtiyaç var. Asgari ücreti, vergiden muaf 4 bin lira yapmalıyız. Her emeklinin aylığı 2.500 lira olmalı. Şu an için söyleyebileceklerim bunlar. EYT'lilerin sorunlarını çözmeliyiz. Halkın ihtiyaçları budur. Halkın vergileriyle oluşan bütçe ise halk için harcamalıdır, nokta diyorum.
Teşekkürler, saygılar sunarım.
Teşekkür ederim Sayın Başkanım. (HDP sıralarından alkışlar)