GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 4'üncü Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:28
Tarih:11.12.2020

MHP GRUBU ADINA ABDURRAHMAN BAŞKAN (Antalya) - Sayın Başkanım, Gazi Meclisimizin değerli milletvekilleri; Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu, KOSGEB ve Türkiye Bilimler Akademisi Kurumlarının 2021 yılı bütçesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubumuz adına söz almış bulunmaktayım.

Sözlerime başlamadan önce dün Barış Pınarı Harekâtı bölgesindeki hain saldırıda şehit olan Antalyalı hemşehrimiz Yüzbaşı Yasin Kurt ve tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet, yaralanan askerlerimize acil şifa, aziz Türk milletine başsağlığı diliyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi ve televizyonları başında bizleri izleyen büyük Türk milletini tekrar saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tüm dünyayı etkileyen yeni tip coronavirüsün dünya ve ülkemiz ekonomisine büyük etkisi olmuştur. Son bir yıldır dünya olağanüstü bir dönem yaşıyor. Coronavirüs salgını dünya ekonomisinde 1930'larda yaşanan bunalım döneminden bu yana görülen en sert etkiyi yaratmış dersek sanırım abartmış olmayız. Coronavirüs tehdidi nedeniyle esnafımız ve işletme sahiplerimiz olağandışı günler geçirmektedirler. Muhakkak olağanüstü şartlarla mücadele, olağanüstü tedbirler gerektirmektedir. Salgına karşı verilen mücadelede alınan önlemler ve kısıtlamalardan esnafımız ve işletme sahiplerimiz ciddi şekilde etkilenmiştir. Ancak tüccar, esnaf ve sanayicimizin bu süreçten mümkün olan en az hasarla çıkması için devletimiz, bütün imkânlarını seferber etmektedir. Açıklanan ekonomi paketleriyle bu sürecin esnafımız ve işletme sahiplerimiz üzerindeki etkisini azaltmaya yönelik önlem ve tedbirler alınmış ve gerektiğinde önlemler de alınacaktır.

Değerli milletvekilleri, ekonomik kalkınmışlık düzeyi ne olursa olsun tüm ülkelerde KOBİ'ler gerek sayısal gerekse istihdam yaratma gücü açısından ekonomik ve toplumsal düzenin öncü kuvvetleridir. KOBİ'ler yeni istihdam alanları yaratılmasındaki katkıları, piyasa koşullarındaki değişikliklere uyum sağlama yetenekleri, ekonomik ve sosyal kalkınmanın sağlanmasındaki etkileriyle gelişmiş ve gelişmekte olan ülke ekonomilerinde gün geçtikçe daha vazgeçilmez olmaktadır.

Türk ekonomisinin belkemiği, hiç şüphesiz KOBİ'lerdir. KOBİ'ler, sadece ekonomik hayata değil, aynı zamanda bölgesel gelişmişlik farklılıklarının giderilmesi, mülkiyetin geniş bir tabana yayılması, gelir dağılımında adaletin sağlanması gibi hususlardaki rolleriyle sosyal ve demokratik hayatta da önemli roller üstlenmektedir. Salgın sırasında yaşananlar, günlük ekonomide esnafın, zanaatkârın, tüccarın ve sanayicinin ne kadar önemli ve kritik bir yer tuttuğunu bir kez daha göstermiştir. Doğrudan ya da dolaylı olarak bu kesimlerin karşılaştığı zorluklardan etkilenenlerin sayısı 10 milyonları bulmaktadır. Pek çok ürün ve hizmeti tüketiciye yerinden ve doğrudan sunan bu kesimlerin gerek istihdamın korunması gerekse iktisadi faaliyetlerin devamlılığının sağlanmasındaki önemi bu süreçte bir kez daha ortaya çıkmıştır.

KOBİ'lerin, esnaf ve sanatkârların desteklenmesinin ne kadar önemli olduğu, tartışmasız bir gerçektir. Bu manada KOSGEB faaliyetlerini çok önemsediğimi ve bizzat yaşayarak deneyimlediğimi de ifade etmek istiyorum. KOSGEB'in önemi, esnaf ve KOBİ'ler konusunda uzmanlaşmış bir kamu kurumu olması nedeniyle özellikle bu dönemde çok artmıştır. KOSGEB, katma değerli yerli üretimin desteklenmesini, yüksek teknolojinin KOBİ'ler vasıtasıyla tabana yayılmasını ve yenilikçi ve rekabetçi bir yapıya ulaşmasını sağlamak amacıyla desteklerini artırarak devam etmektedir. KOSGEB, biriktirdiği tecrübe ve birikimiyle KOBİ'lerimizin bu zorlu süreçte en büyük destekçisi durumundadır. KOSGEB'in finansmana erişim noktasında sağladığı katkı da takdire şayandır. Özellikle ülkemizin zor zamanlarında acil destek kredisi programlarıyla KOBİ'lerimizin yanında olmaktadır. Bundan sonraki süreçte de geliştirilecek destek programlarıyla yanlarında olmaya devam edeceğine inanıyoruz.

Tüm bu faaliyetler için KOBİ ve girişimcilerin yenilikçi, teknolojik ve rekabetçi bir yapıya kavuşmalarını hedefleyen KOSGEB'e 2021 yılı merkezî yönetim bütçesinden ayrılan tutarın yüzde 14,7 artarak 2,1 milyar lira olduğunu görüyoruz. Bu artış memnuniyet vericidir. Elbette, olağandışı bir sürecin yaşandığı bu dönemde, bütçenin yetmemesi hâlinde KOSGEB'e KOBİ'lerimiz ve esnafımız için ilave kaynaklar bulmak zorunda kalınabileceği de akılda tutulmalıdır.

Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; 4'üncü sanayi devrimiyle emek yoğun üretimin, yerini bilgi ve teknoloji yoğun üretime bıraktığı bir döneme girilmiştir. Bu dönemde, bilim ve teknoloji politikaları, sürdürülebilir iktisadi ve sosyal kalkınmanın temelini oluşturmaktadır. Bilime yatırım yapmayan, teknoloji üretmeyen ülkeler, uluslararası alanda rekabet üstünlüğü elde edemezler. Yeni dönemin aktörleri; bilim insanları, tasarımcılar, mühendisler, araştırmacılar, kendini yenileyebilen girişimciler olacaktır.

Türkiye'nin bilim ve teknoloji alanındaki öncü kurumları, Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırmalar Kurumu TÜBİTAK ve Türkiye Bilimler Akademisi TÜBA'dır. Kendi bilim ve teknoloji iklimimizin yaratılması, teknolojide dışa bağımlılığın azaltılması, yerli ve millî imkânların oluşturulması ve imalat sanayisinde yapısal dönüşümün sağlanmasında TÜBİTAK ve TÜBA'ya önemli görevler düşmektedir. TÜBİTAK, kuruluşundan bu yana Türkiye'de bilim ve teknoloji alanında çok önemli bir konuma sahiptir. Bu konumu son yıllarda daha da güçlenmiştir. TÜBİTAK'ın savunma sanayisinden uzaya, kutup çalışmalarından astronomiye uzanan geniş bir alandaki araştırma ve geliştirme faaliyetlerini tüm Türkiye olarak gururla takip etmekteyiz. Akademik ve ticari AR-GE projelerine sağladıkları destekle, genç girişimci programlarına sağladıkları kaynakla ülkemizin AR-GE konusundaki ilerleyişine önemli ölçüde liderlik etmekte ve yol göstermektedir. Yenilikçilik ekosisteminde iş birliklerini artırarak yüksek teknoloji ürünlerinin üretilmesini sağlayacak olan Mükemmeliyet Merkezleri Programı ile Sanayi Yenilik Ağ Mekanizması programlarının da güçlü ve müreffeh bir Türkiye'ye ulaşılmasında ciddi etkileri olacağına inanıyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; TÜBİTAK'ın ülkemizin içte ve dışta gücünü ve prestijini artıran savunma sanayisine katkıları asla gözden kaçırılmamalıdır. TÜBİTAK, Savunma Sanayii Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü SAGE'nin geliştirdiği ilk yerli havadan havaya füze olan Bozdoğan ve benzeri yüksek teknoloji ürünlerle ülke savunmamıza ciddi katkılar sunmaktadır. Savunma sanayisinin dışa bağımlılığını azaltacak bu yerli ve millî adımları sonuna kadar destekliyoruz.

TÜBİTAK, elli altı yıldır bilim ve teknolojinin mihmandarlığında Türkiye'nin kalkınmasını destekleyecek adımlar atmaya devam etmektedir. Ortaokul ve lise seviyesindeki özel yetenekli öğrencilere üç yıl boyunca robotikten yapay zekaya, siber güvenlikten nanoteknolojiye kadar kapsamlı ve tamamen ücretsiz teknoloji eğitimleri sunan, Geleceğin Teknoloji Yıldızları Programı ve Deneyap Teknoloji Atölyeleri bunun en güzel örnekleridir. Türk çocuğu, zekidir, çalışkandır; tek yapılması gereken, onları doğru yönlendirmektir. (MHP sıralarından alkışlar) Doğru bir yönlendirmeyle gelecekte onlarca Aziz Sancar, yetiştireceğimize inancım tamdır çünkü Aziz Sancar, disiplinli çalışmanın önemine vurgu yapmıştır.

Türkiye'nin temel bilimler politikasına ilişkin gelecekte yol haritasının belirlenmesiyle ilgili TÜBA'nın çalışmalarını ilgiyle takip ediyoruz. Kasım 2020'de yayınlanan Türkiye Bilim Raporu, önemli analizler ve öneriler içermektedir; emeği geçenlere teşekkürlerimi sunmak istiyorum.

Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; bugüne kadar Gazi Meclisimizde yapılan çalışmalar ışığında bütçe teklifinin genelinin amaç kısmında belirtilen hedeflerine ulaşmakta tutarlı olduğunu değerlendiriyorum. Özel olarak program bütçe sınıflandırmasına göre bakıldığında da araştırma-geliştirme, yenilik için ayrılan toplam kaynağın 6 milyar 842 milyon lira olmasını da olumlu buluyoruz. Bu açıdan TÜBİTAK bütçesinin yaklaşık 2 katı yükseltilmiş olduğunu, KOSGEB bütçesinin artırılmış olduğunu görmek bu alanlara yatırımın artacağını göstermektedir; bu da bizi memnun etmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime son vermeden önce Antalya Milletvekili olarak turizm sektörüyle ilgili kısa bir değerlendirme yapmak istiyorum. Antalya, ülkemizin en önemli turizm kentidir ve bu sektörde ülke ekonomisine büyük ölçüde katkı sağlamaktadır. Ancak küresel salgın sürecinde en fazla etkilenen sektörlerin başında turizm sektörü ve dolayısıyla Antalya ilimiz olmuştur. Turizm sektörü, haziran ayındaki normalleşme adımları kapsamında tekrar ivme yakalamış ve yaz sezonu için kayıpların bir bölümü telafi edilmiş olsa da ne yazık ki geride bıraktığımız sezon, turizm sektörü açısından iyi bir sezon olmamıştır. Yine de bir büyük umutla ifade etmek istediğim husus ise herkesin seyahat etmek için ciddi çekincelerinin olduğu bir dönemde, Antalya'mıza gelen turistlerin sorunsuz, son derece başarılı ve tüm dünyaya örnek teşkil edecek bir şekilde ağırlanmasıdır. Antalya'mız, bu zor süreçte esnafıyla, vatandaşıyla başarılı bir sınav vermiştir. Bu manada yürürlüğe konulan Güvenli Turizm Sertifikası Programı'nın da bu başarıda büyük katkıları olduğunu belirtmekte fayda görüyorum. Verilen başarılı sınavın 2021 yılında güçlü geri dönüşlere vesile olacağını düşünüyor ve ümit ediyorum. Turizm sektörüne yönelik desteklerin önümüzdeki yıl da artarak devam edeceğini düşünüyorum. Antalya'mız da devletimizin desteğiyle bu süreci en az hasarla atlatıp, turizm sektöründe yeni başarı hikâyeleri yazacaktır. Bu manada üzerimize düşen ne varsa teşkilat olarak hazırız.

Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)