| Konu: | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 4'üncü Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 28 |
| Tarih: | 11.12.2020 |
HDP GRUBU ADINA GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Ekranları başında bizleri izleyen değerli vatandaşlarımızı da saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakanlar, Genel Kurula hoş geldiniz.
Ticaret Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı üzerine konuşacağız değerli arkadaşlar. Sayın Bakanlar veya sayın vekiller hatırlar mı bilmem; 2011 yılında Recep Tayyip Erdoğan, bazı hayalleri anlattı, dedi ki: "Ben, Türkiye'yi 2 trilyon dolarlık bir ekonomiye taşıyacağım." Bakın "Türkiye'nin gayrisafi hasılası 2 trilyon dolar olacak." dedi. Hayaller 2 trilyon dolar, gerçekler, bugün yaşadığımız 700 milyar dolar, yani üçte 1'ine ancak ulaşabilmiş bir hedeften bahsediyoruz ve ülkemiz her gün yoksullaşıyor değerli arkadaşlar. Bir hayali daha vardı, Ticaret Bakanımızı ilgilendiriyor: "500 milyar dolarlık ihracat yapacağım." diyordu 2023 yılında. Hayaller 500 milyar dolar, gerçekler 170 milyar dolar arkadaşlar. Bir hedefi daha vardı: "Enflasyonu yüzde 5'e ve altına düşüreceğim." diyordu. Hayaller yüzde 5, resmî gerçekler yüzde 15, çarşıdaki gerçeklik yüzde 30. İşsizliği "Yüzde 5'in altına düşüreceğim." diyordu. Hayaller yüzde 5, gerçek rakam, resmî rakam yüzde 12-13, çarşıdaki, sokaktaki, kahvedeki vatandaşımızın bildiği yüzde 30 arkadaşlar. Yüzde 30 işsizlik var bu memlekette, 10 milyon işsiz var.
Peki, şimdi Sayın Bakanlara soruyorum: Şimdi, kendileri sonuç olarak bir sonucu temsil ediyorlar. Yani bu ülkenin üretimi niye bu kadar az veya niye bu kadar az ticaret yapabiliyor? Niye 500 milyar dolar yerine yalnızca 170 milyar dolarlık ürün satabiliyoruz? Niye 10 milyon vatandaşımız işsiz? Gelin, şapkayı önümüze koyup düşünelim.
Arkadaşlar, Türkiye'nin bir hikâyesi vardı, Türkiye'nin hikâyesi varken herkes bu ülkeye yatırım yapmak istiyordu. Öncelikle Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, sonra da yabancılar bu ülkeye yatırım yapmak istiyorlardı. Türkiye son beş yılda hikâyesini kaybetmiştir arkadaşlar. Bırakın yabancıları -onlar zaten kaçıyor- Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları kendi ülkesine yatırım yapmıyor. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları kendi parasına yatırım yapmıyor ya, kendi parasına! Bankadaki paraların yüzde 60'ı dolarla; yerliler, millîler neredesiniz? Bankadaki paraların yüzde 60'ı dolarla, yastık altındakileri de katın, yüzde 80-90 yerli, millî iddiası olan bir iktidarın yönetimindeki vatandaşlarımız dolara, euroya yatırım yapıyor. Niye böyleyiz? Hadi gelin, şapkayı önümüze koyup düşünelim. Değerli arkadaşlar, çünkü tek adam rejimi yüzünden bu durumdayız. Bakın, tek adam rejimi Türkiye'yi uçuracağım dedi; bakın, baş aşağı çakıldık. Her gün hamaset yapıyor tek adam rejimi ve hamasetin sonucunu burada görüyoruz, karneyi görüyoruz. 170 milyar dolarlık bir ihracatla çakıldık kaldık, üretemeyen bir Türkiye var.
Sayın Mustafa Varank gelip diyecek ki: "Ben üretiyorum arkadaş." Evet, kendisinin ne ürettiğini biliyoruz, bir Sanayi Bakanlığı sunumu yaptı; zannedersiniz kendisi Genelkurmay Başkanı, zannedersiniz Savunma Bakanı; gelmiş "Tank, top, füze yaptım." diyor. TEKNOFEST kurmuş, TEKNOFEST'e gidiyorsunuz: Tank, top, füze -efendim- İHA'lar, SİHA'lar. Ya, memleket hayrına, dünya hayrına, insanlık hayrına bir şey üretiyor musunuz arkadaşlar? Ne üretiyorsunuz?
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - İşte onların hepsi memleket hayrına. Hangisi memleket hayrına değil.
GARO PAYLAN (Devamla) - Hoş geldin!
Arkadaşlar, bakın, insanlık hayrına dünyada insanlar bir şeyler üretiyorlar. Bakın, size bir örnek vereceğim ve bu topraklardan örnek vereceğim, bu topraklardan giden insanların neler yaptığını söyleyeceğim. Hani özgür olmayan habitatlarda Sayın Varank tank, top, füze yapıyor, oraya buraya savaş açıyor; içeride, dışarıda istibdat yaratıp barışımızı bozuyor ya arkadaşlar...
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Savaş açmıyoruz, savaş açmıyoruz; işgallere son veriyoruz, işgallere son veriyoruz.
GARO PAYLAN (Devamla) - Bakın, Türkiye'den gitmek zorunda kalan vatandaşlarımız bakın neler yapmışlar.
Değerli arkadaşlar, dünyada 3 tane aşı bulundu, hani şu anda gelişmiş dünyada 3 tane aşı bulundu. Sayın Varank da "Aşı bulacağım." diye yola çıktı, haziran ayına doğru belki bir aşının 3'üncü fazına girişebilecek, nal topluyor Sayın Varank. (HDP sıralarından alkışlar) Arkadaşlar, niye nal topluyor?
Bakın, arkadaşlar, dünyada özgür habitatlarda, Türkiye'den giden bu toprakların insanları, bakın, Sayın Uğur Şahin ve Sayın Özlem Türeci, gururlarımız, Almanya'da insanlığı Covid'den kurtaracak aşıyı buldular.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Ne zaman gitmişler Garo Bey?
GARO PAYLAN (Devamla) - Arkadaşlar, BioNTech şirketinde yaptılar. Almanya'daki özgür habitatta yapabildiler.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Ne zaman gitmişler?
GARO PAYLAN (Devamla) - Almanya bilime yatırım yaptığı için, insanları özgür bıraktığı için, işte özgür olmayan Türkiye'den özgür bir ülkeye gidip Türkiye'nin insanları orada bilim ürettiler.
SALİH CORA (Trabzon) - Ne zaman gittiler?
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bizimkiler de burada üretiyorlar. O, senin hüsnükuruntun.
GARO PAYLAN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bakın, bir örnek daha vereceğim: Moderna, 2'nci aşıyı bulan, o da bu toprakların insanları biliyor musunuz Sayın Varank, bu toprakların insanları. Noubar Afeyan Moderna'yı kurmuş. 1915'te Ermeni halkı bu topraklardan sürülürken Amerika'da kendilerine yer bulmuşlar, Moderna'yı kurmuş üçüncü kuşak bir Ermeni insanlığı Covid'den kurtaracak aşıyı buluyor arkadaşlar.
Bir başka örnek: Pfizer. O da bu topraklardan. Bakın, Pfizer, hani aşıyı buldu ya, o da bu topraklardan, üçüncü kuşak Albert Bourla; üç kuşaktır insanlığın yararına ilaç üretiyorlar ve aşıyı onlar buldu.
Değerli arkadaşlar, bu toprakların insanları bunlar ya. Bu topraklarda kalsalardı Sayın Varank'ın koltuğunda otururlardı, belki bu ülkeye aşı bulurlardı ama Sayın Varank bu koltukta oturduğu için o, tank, top, füze yapıyor arkadaşlar.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Aşı bulunmadı mı?
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Varank bu toprakların insanı değil mi?
GARO PAYLAN (Devamla) - Ama bakın, bu toprakların insanları başka habitatlarda insanlığın yararına, insanlığı kurtaracak teknolojiler üretiyorlar.
Değerli arkadaşlar, tek adam rejimlerinde -Saddam'ın rejiminde de, Kaddafi'nin rejiminde de- ne görürsünüz? Tanklar, toplar, füzeler görürsünüz.
SALİH CORA (Trabzon) - Amerika top, tüfek yapmıyor; Fransa top, tüfek yapmıyor; Almanya savaş uçağı yapmıyor!
GARO PAYLAN (Devamla) - O ülkeler abat olduysa Sayın Varank bu yolda devam etsin, ben bir şey demiyorum. Bu Meclis karar alsın, bütün kaynakları Sayın Varank'a versin, tank, top, füze üretsin ama Saddam da, Kaddafi de abat olmadı. Irak da, Libya da ülkelerinin bütün kaynaklarını silaha yatırdı ama bu ülkeler abat olmadı.
Bakın, dünyanın en sefil, en yoksul ülkeleri durumuna düştüler ama demokrasiye yatırım yapanlar, bilime yatırım yapanlar, teknolojiye yatırım yapanlar ülkeyi ileri götürüyorlar.
Şimdi, diyecekler ki: "Gaz bulduk arkadaş." Bak, ben size bir örnek daha vereyim: Sayın Varank, geçen yıl Amerika'da Boston'da Harvard Üniversitesinde Türkiyeli bir vatandaşımızla karşılaştım. Türkiye'de, yakın zamanda bilim üretmeye çalışırken işte o atadığınız rektörler onun önüne taş koymuşlar çünkü kimliğinden dolayı taş koymuşlar atanan rektörler, dekanlar. Burada bilim üretememiş, Harvard'a gitmiş. Arkadaşlar, biliyor musunuz, Harvard'da şeker hastalığının çaresini buldu.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Ne zaman gitmiş?
GARO PAYLAN (Devamla) - Yedi yıl önce gitmiş.
Yedi yıl önce gitmiş ve şeker hastalığının çaresini buldu. İlaca ne değer biçiliyor biliyor musunuz? En az 100 milyar dolar değerinde bir ilaç deniyor arkadaşlar.
SALİH CORA (Trabzon) - Kim gönderdi onu oraya?
HÜDA KAYA (İstanbul) - Dinleyin.
GARO PAYLAN (Devamla) - "Gaz bulduk." diyordunuz ya 50 milyarlık gaz çıkaracaklar, 40 milyarı da maliyet, 10 milyar dolar kalacak. Bakın, Türkiyeli bir bilim insanı şeker hastalığına çare buluyor, burada tutunamıyor, Amerika'da, Harvard'da -100 milyar dolar değerinde- şeker hastalığının çaresini buluyor arkadaşlar. İşte, özgür habitatlar da bunlar yaratılıyor.
Değerli arkadaşlar, Sanayi Devrimi'nde biz nal topladık, bakın, Sanayi Devrimi'nde nal topladık; arkadan geldik, ülkemizi büyütemedik. Teknoloji devriminde de nal topladık. Hepinizin cebinde iPhone var, hepinizin cebinde Samsung var. Hadi, buyurun, koyun yerli, millî cep telefonunu. Hepiniz Apple bilgisayar kullanıyorsunuz, arkadaşlar, hepiniz. Hani yerlilik, hani millîlik? Ama bakın, teknoloji devriminde de nal topladık. (HDP sıralarından alkışlar)
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Böyle bir şey yok ya!
GARO PAYLAN (Devamla) - Şimdi, yeni bir devrim geliyor: Yeşil Yeni Anlaşma, Yeşil Yeni Anlaşma; Amerika da bu yolda, Avrupa da bu yolda, gelişmiş dünya da bu yolda. Biz ne yapıyoruz arkadaşlar? Bakın, onlar teknolojiyi üretecekler ve ekonomilerini 2-3 katına çıkaracaklar. Eğer biz üçüncü devrimi de -yani Sanayi Devrimi'ni kaçırdık, teknoloji devrimini kaçırdık- eğer Yeşil Yeni Anlaşma devrimini de kaçırırsak yine nal toplayacağız. Onlar elektrikli arabalarını 1.000 kilometre götüren pillerle yapacaklar, enerjilerini yeşil enerjilerle üretecekler. Sayın Varank hâlâ termik santral peşinde. Varlık Fonu termik santral kuruyor arkadaşlar. İşte, biz bu yüzden bu durumdayız. Bu yüzden esnaflarımız aç, açıkta, bu yüzden bütçede, Ticaret Bakanlığının bütçesinde esnaflara destek için beş kuruş kaynak yok arkadaşlar.
Bakın, gelişmiş ülkeler bilim, teknoloji üretiyor, kaynaklarını tutuyor arkadaşlar ve günü geldiğinde vatandaşlarına destek olarak veriyor. Biz ne yapıyoruz? Silaha savaşa yatırım yapanlar, dar günde kırk yıldır vergi veren esnafına kırk gün bakamıyor. Sayın Ticaret Bakanı çıkıp söylesin, "Benim bütçemde kaynak var." desin. Yüzbinlerce esnafın iş yerini kapattınız, onlara beş kuruş destek vermediniz. "Onlar için bütçemde kaynak var." desin, hiçbir şey demeyeceğim arkadaşlar.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Nasıl yalan söylüyor ya? Bu destekler ne peki? Verilen destekler ne?
HÜDA KAYA (İstanbul) - Bağırma, bağırma; dinle, dinle!
GARO PAYLAN (Devamla) - Ama işte, arkadaşlar...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Ek süre vermiyoruz.
GARO PAYLAN (Devamla) - Teşekkür ediyorum arkadaşlar, hepinize saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)